Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/1606 E. 2023/1062 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2023
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2023

Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/01/2023 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Mah. … Sk. No: … Ada … Parselde bulunan pasajın alt katındaki hamam ve … Merkezini işletmek amacı ile …. Otelcilik Tur. İnş. Kuy. Tic. Ltd. Şti. İle kira sözleşmesi imzaladığını tarafların süregelen ticari ilişkilerinde kira bedellerine karşılık olarak sıralı senetler düzenlediklerini senetteki ciro edilmiş alacaklı görünen kişinin bu ticari ilişkiyi bilen ve ticari ilişkide bir taraf olan …. Otelcilik Şirketinin yetkilisi ….ın kızı davalı …. olduğunu, müvekkilin pandemi nedeniyle işletmesini kapalı tutmak durumunda kaldığını, tarafların bu duruma rağmen senetleri Manavgat 1. İcra Dairesi’nin …. Esas sayılı dosyası ile icra takibine koyduğunu, taraflarınca ödeme tarihi 2018 olan senetlerin zamanaşımına uğramış olduğu iddiası ile Manavgat İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyası ile takibin iptali dosyası açıldığını ve ödeme tarihi 2018 olan senetler için takibin iptal edildiğini takibe konu 18/01/2021 düzenleme 30/07/2021 ödeme tarihli 18.000,00 EUR bedelli senet için ise icra takibinin devam ettiğini, senet üzerinde müvekkilin yetkilisi olduğu …. Turizm Tic. Spa İnş. Tah. Emlak Gıd. Tekstil San. Taş. Ltd. Şti.’nin kaşesinin ve şirket adına müvekkilinin imzasının bulunduğunu, fakat kefil kısmında yazılı olan “…ve …” yazısının müvekkile ait olmadığını ve müvekkilin bonoya herhangi bir aval şerhi de düşmediğini, senetler ilk doldurulduğu zamanda müvekkil tarafından senedin fotokopisinin alındığını alınan fotokopide müvekkilin adı ve T.C. Kimlik Numarasının bulunmadığının görüleceğini, alacaklı tarafça kötü niyetli olarak senedin değiştirildiğini belirterek; müvekkilin yazı ve imza örneklerinin alınarak ATK raporu alınmasına, müvekkilin 18.000,00 EUR bedelli senetten ötürü davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, icra takibinin iptaline, öncelikle teminatsız olarak takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesine, alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 29/07/2022 tarihli tedbir talepli dilekçesinde özetle; tedbir harcının yatırılmaması nedeniyle tedbir talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verildiğini, taraflarınca 29/07/2022 tarihinde tedbire ilişkin harcın yatırıldığını, taleplerinin değerlendirilmesini talep ettiklerini belirterek; müvekkilin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağının açık olduğunu, müvekkilin zararını engelleyecek şekilde öncelikle teminatsız mahkeme aksi kanaatte olursa uygun görülecek teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA KONU KARAR:Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kira ilişkisinden kaynaklandığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine, davacı ve/veya davalıdan herhangi birinin talebi halinde dava dosyasının görevli Manavgat Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bahse konu dosyada kira ilişkisi sebebi ile borçlu olunmadığına ilişkin bir tespit istenmediğini, dosyaya konu olayın bir kira ilişkisinden kaynaklanmadığını, açılmış menfi tespit davasının, müvekkilinin yetkilisi olarak bulunduğu şirket olan … Turizmin senetten ötürü açmış olduğu bir menfi tespit davası olmadığını, müvekkilinin kendi adına imzalamamış olduğu bir senet üzerine müvekkilinin adı ve TC Kimlik Numarası yazılarak müvekkilinin, borçlu hale getirildiğini, müvekkilinin iki şirket arasındaki kira ilişkisinden kaynaklı bir menfi tespit talebi bulunmadığını, müvekkilinin, senet üzerinde yazısı kendisine ait olmayan bir ad ve TCKN sebebi ile borçlu hale getirildiğini, şirketler arasındaki kira alacağı ile müvekkilinin işbu senet sebebi ile borçsuz olduğunun tespiti arasında bir bağ olmadığını, müvekkilinin, işbu senetten ötürü borçlu olmadığını ispat etmek amacı ile eldeki davayı açtığını, dava dilekçelerinde talepleri arasında müvekkilinin kira alacağından kaynaklı bir borcu olmadığı ya da kira ilişkisinin geçersiz olduğu gibi bir iddiada da bulunulmadığını, sadece müvekkilin işbu senetten ötürü şirketin yetkilisi olarak atmış olduğu imzanın; kötü niyetli şekilde müvekkilinin ismi ve TC’si de eklenmek sureti ile kullanılarak müvekkilinin borçlu hale getirildiğini, müvekkilinin borçsuz olduğunun tespitinin yapılması amacı ile eldeki dava açıldığını, kıymetli evraka ilişkin bir menfi tespit dosyası açıldığını, mahkemenin huzurunda görülmekte olan davanın, mutlak nitelikte bir ticari dava olduğunu, senet üzerindeki “…. ve ….” yazısının müvekkile ait olmadığını, ilk derece mahkemesinin delilleri yanlış değerlendirdiğini, eldeki davanın davanın kira alacağına ilişkin olduğunu, bu alacaktan kaynaklı davaların da Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesinin gerektiği yönünde hüküm kurduğunu oysaki müvekkiline ait olmayan ve müvekkilini borçlandırmak amacı ile bu şekilde senede eklenen yazı için müvekkilinin borçlu olmadığının ispatı amacı ile eldeki davanın açıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:Dava; icra takip dosyası, senet fotokopileri ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:Dava, kira ilişkisi kapsamında kira borcuna istinaden verilen senetten dolayı, kefil olarak sonradan ekleme yapılması nedeniyle davacının borçlu olunmadığının tespiti, icra takibinin iptali ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ile temsilcisi olduğu dava dışı şirket arasında kira sözleşmesi imzalandığını bu kira sözleşmesi kapsamında kira borcuna karşılık olarak sıralı senetler düzenlendiğini, senetleri şirket adına imzaladığını ancak davaya ve takibe konu senede rızası dışında kefil olarak kendi isminin ve TC kimlik numarasının yazılarak, sonradan doldurulup icra takibine konu edildiğini belirterek, bu senetten dolayı şahsen borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptalini talep ettiği, bu durumda kira sözleşmesinden dolayı verildiği iddia edilen ve “bedeli kiraen ahzolunmuştur” kaydı bulunan senet nedeni ile 6100 Sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan eldeki davada görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Kira ilişkisi sebebiyle düzenlendiği anlaşılan bonodan kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye istinaf gider avansının talep halinde yatıran davacıya iadesine,
5-Kesin nitelikte verilen kararımızın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde duruşmasız ve HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10/05/2023