Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/99 E. 2022/1651 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2021
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Kira İlişkisinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :10/10/2022

Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/09/2021 tarih ve … Esas … Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 16.08.2019 tarihli Oto Kiralama Sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin … , … , … , … ,… ve … plakalı araçları davalıdan kiraladığını, sözleşmenin 1 yıl süreli olarak düzenlendiğini, sözleşmenin bir yıllık sürenin sonunda taraflarca yenilenmediğini, sözleşme sona erdikten sonra davalının düzenlediği 9 ayrı fatura için toplam 22.715,00.-TL’nin ödenmesini talep ettiğini, mezkur faturaların müvekkili tarafından kabul edilmediğini, faturalara itiraz ettiğini, müvekkili şirketin mezkur faturalara istinaden iade faturaları düzenlediğini, iade faturalarını davalının tebellüğ ettiğini, 04.09.2020 tarihinde Antalya 19. Noterliği vasıtasıyla davalının keşide ettiği … yevmiye nolu ihtarnamede sözleşme’nin 16.08.2020 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen … , … , … , … , … ve … plakalı araçların iade edilmediğinden bahisle derhal iade edilmesini, davalı tarafından fiyat farkı ve kira bedeli faturalarının hukuka aykırı şekilde iade edildiğinden bahisle, iadelerin kabul edilmediğini, bakiye kira bedelleri ile aylık %5 oranında gecikme bedelinin ödenmesini beyan ve talep ettiğini, ihtarnamenin müvekkile 07.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tebliğini müteakiben de mezkur … , … , … , … , … ve … plakalı araçlar olduğunu, 15.09.2020 tarihinde davalıya teslim edildiğini, teslim esnasında araçların davalı tarafından kontrol edilerek fotoğrafları çekilerek teslim alındığını, sonrasında davalı yanca Antalya 22. Noterliği vasıtasıyla keşide edilen 01.10.2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede özetle 15.09.2020 tarihinde teslim alınan araçlarda hasar tespit edildiğinden bahisle toplam 28.560,19.-TL’nin 7 gün içerisinde ödenmesi talep edildiğini, sonrasında ise davalı yanca 5 adet fatura tanzim edildiğini, mezkur faturalara ve içeriklerine müvekkili şirketçe kabul edilmediğinden müvekkili şirketin faturalara itiraz ettiğini, davalı şirketin Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasından ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili aleyhine 145.670,77.-TL tutarlı icra takibi başlattıklarını, müvekkilin haciz tehdid, ticari ilişkilerinin bozulmaması amacıyla takibe konu borcu ferileriyle birlikte toplam 148.233,92.-TL olarak ödemek zorunda kaldığını, takip konusu alacağa dayanak olarak cari hesap tablosunda yer alan faturaların müvekkili tarafından iade edilmiş olmasına rağmen, iade faturalarının cari hesap tablosuna işlenmediğini, müvekkili şirketin davalı tarafa borçlu olmadığının tespitini, davalı tarafından Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasından başlatılan icra takibi nedeniyle müvekkilin haciz tehdidi karşısında ödemek zorunda kaldığı haksız bedelin şimdilik 1.000,00.-TL’sinin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesini, haksız şekilde müvekkilden tahsil edilen bedelin %20’sinden az olmamak üzere hükmedilecek olan kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, lehine yargılama giderleri ile vekalet ücretine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, davadaki istemlerin tamamının faturaya bağlı olduğunu, belirli olan alacaklar olduğunu, davaya konu cari alacaklardaki fatura bedellerinin tamamının taraflar arasında imzalanan 16/08/2019 tarihli sözleşmeye göre kesildiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamı dışında araç aldığını, kira bedelinin kendisine faturalandırıldığını, davacı tarafın sözleşmeyi yenilemeye yanaşmadığını, araçları da bir türlü teslim etmediğini, davacı şirketin davasının reddine, yargılama giderinin, dava avukatlık ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA KONU KARAR:Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında varlığı ihtilafsız olan 16/08/2019 tarihli oto kiralama sözleşmesinin imzalandığı, davacının kiracı, davalının ise kiralayan olduğu, davacının da kira ilişkisine dayalı olarak eldeki davayı açtığı, yasal düzenlemeler ve tespit edilen hususlar ve iddianın ileri sürülüş şekli bakımından taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı ve kira ile ilgili hususlarda Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari davalar sayıldığını, taraflarınca ikame edilen davada da tarafların her ikisi de tacir sıfatına sahip olup aralarındaki uyuşmazlık her iki tarafında ticari işletmesini ilgilendirdiğini, mezkur nedenle somut uyuşmazlık nispi ticari dava niteliğini haiz olup görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ilk derece mahkemesi dosyasında yargılamaya konu edilen davanın, müvekkili aleyhine açılmış haksız icra takibi nedeniyle aslında borçlu olunmayan tutarın, cebri icra tehditi altında davalıya ödenmesi nedeniyle işbu tutarın davalıdan iadesi hakkında olduğunu, bu itibarla; uyuşmazlığın temelini oluşturan hususu, davalı tarafından aleyhlerine başlatılmış olan icra takibi olduğunu, davalı icra takibine dayanak olarak taraflar arasındaki cari hesaba ilişkin belge sunmuş olduğu takibin dayanağını oluşturan belgenin kira sözleşmesi olmayıp cari hesap ekstresi olduğunu, yargı sisteminde özel görevli mahkemelerin kurulmasının amacının somut uyuşmazlığa uygun olan hukuki müessese ve ilgili kanun hükümleri belirlenerek uyuşmazlığın doğru hükümlere göre çözümlenmesi ve alanında uzman mahkemelerce doğru kararlara ulaşılabileceğini, bu hususlar gözetildiğinde; cari hesaba dayanan icra takibi ve somut uyuşmazlıkta her iki tarafın tacir olup ticari işletmesini ilgilendiren hususların bulunduğu göz önüne alındığında uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemelerinin görevli olduğu kanaatine ulaşılacağını, görev hususunun lex posterior derogat priori (Sonraki Kanun Önceki Kanunları İlga Eder) ve Lex specialis derogat legi generali (Özel Kanun Genel Kanunları İlga Eder) ilkeleri çerçevesinde değerlendirilmesinde de fayda bulunduğunu, keza Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine ilişkin hususların 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile düzenlenmiş olduğu işbu kanunun yürürlülük tarihinin 1 Ekim 2011 iken 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlülük tarihi 1 Temmuz 2012 olduğunu, bunun yanı sıra ticari ilişkileri düzenlemekte olan Türk Ticaret Kanunu, Hukukun genel usullerini düzenlemekte olan Hukuk Muhakemeleri Kanuna kıyasla daha özel nitelikte olduğunu, söz konusu hususlar uyarınca; huzurda somut uyuşmazlığa daha yeni ve özel nitelikte olan TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, yerel mahkemenin verilmiş olan görevsizlik kararının hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:Dava; icra dosyası, oto kiralama sözleşmesi, bilirkişi raporları, cari hesaplar raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE:Dava; oto kiralama ilişkisinden kaynaklı olarak alacak istemiyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve haciz taehditi altında ödenen bedelin istirdatı istemine yöneliktir.Mahkemece Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi üzerine, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’ nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı şirketler arasında kira ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından, davalı tarafça kira ilişkisinden kaynaklanan alacağından dolayı başlatılan icra takibi nedeniyle, borçlu olunmadığının tespiti ve icra dosyasına ödenen bedelin istirdatının talep edildiği anlaşılmaktadır. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince davanın görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesi yönünde verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. (Emsal Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2014/357 Esas 2014/10548 Karar, 2014/817 Esas 2014/11852 Karar sayılı ilamları)
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 59,30- TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 -TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvruran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, bakiye istinaf gider avansının talep halinde yatıran davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kesin nitelikte verilen kararımızın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/09/2022