Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1793 E. 2022/1731 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/03/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 30/09/2022

Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/03/2022 tarih ve … Esas – … Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesinde, müvekkil firmanın 13.01.2022 tarihinde davalı ile imzaladığı sözleşme ile davalıya vinç hizmeti vermek üzere anlaştıklarını, tarafların ilk gün için vinç ücretini 28.000-TL, sonraki günleri de 8.000-TL olarak kararlaştırdıklarını, davalının sözleşmeyi imzaladığı tarihte 10.000 avans ödemesi yaptığını, kararlaştırılan sözleşme metnine göre: “ödeme alınmadan son parça yerine konulmaz, vincin ödemeden dolayı beklemesi durumunda sorumluluk vinci kiralayana aittir” şeklinde düzenleme yapıldığını, bahse konu vinçin 15.01.2022 tarihinde iş yapılacak otelde kurulmuş ve çalışmaya hazır hale getirildiğini, davalının talimatı üzerine 16.01.2022 tarihinde saat 08.00’de işbaşı yapan vinçin o gün 15:00’e kadar çalıştığını, şirket yetkilisinin rüzgardan çalışamıyoruz, işi durdurun talimatı üzerine işin durdurulduğunu, 17.01.2022 tarihinde yeniden işbaşı yapan vinçin, saat 16:00 da son parçanın konulma sırası gelene kadar çalıştığını, müvekkili firma yetkililerinin son parçanın taşıma işinin sözleşme ile şarta bağlandığını, sözleşme imza tarihinde ödenen 10.000-TL avans dışında başkaca bir ödemenin yapılmadığını, sıranın son parça montajına geldiğini, ödeme yapılmazsa çalışma yapılmayacağını, gün boyu şirket yetkilisine bildirmelerine rağmen ödeme yapılmadığını ve saat 16:00 itibarı ile çalışmanın durdurulduğunu, aynı nedenle 18 ve 19 Ocak tarihlerinde de çalışma yapılmadığını, davalı tarafın bir an önce ödemeyi yapıp çalışmayı başlatacağına, şirket ve yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, nihayet otel yetkililerinin araya girmesi üzerine davalı tarafın 20.01.2022 tarihinde ilk gün ödemesi olarak 23.000-TL ödeme yaptıklarını ödeme yapıldıktan hemen sonra son parça otel çatısına konularak aynı tarihte taraflar arasındaki işin tamamlandığını. Davalı firmanın sözleşmeye aykırı olarak ödeme yapmaması neticesi, müvekkili firmaya ait vinçin şantiyede iki gün fazladan beklediğini, sözleşmeye göre bu iki günün ücretini isteme hakkımız varken, sadece çalışılan günler olan 16 ve 17 Ocak çalışmalarının fatura edilerek davalıya gönderildiğini, ancak davalı tarafın, faturanın 9.480-TL’sını iade ettiğini, bu iade faturasının da davalıya ihtarname ile iade edildiğini, Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla, müvekkil firmanın16.01.2022 tarihli çalışmasından 40-TL, 17.01.2022 tarihli çalışmasından 9.440-TL olmak üzere toplam 9.480-TL alacağı bulunduğunu, bu sebeplerle, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 9.480-TL alacağın iş bitim tarihi olan 20.01.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “1-Davanın göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
3-HMK’nun 20/1 maddesindeki düzenleme uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren iki hafta içinde istem olması halinde dava dosyasının görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Taraflar arasındaki sözleşmenin tam bir kira sözleşmesi olmadığını, sözleşme incelendiği zaman sözleşmenin karma sözleşme vasfında bir hizmet sözleşmesi olduğunu, sözleşme konusu iş makinası operatörü ile birlikte davalıya tahsis edildiğini, Hukukumuzda gerçek kişi şahısların ticari manada “kiralanması” söz konusu değildir. Sözleşmeye göre, işin süresinin ucu açık ve belirsiz olması ile makinenin davalı tarafından otel çatısına konulması istenen metal konstrüksiyonun son parçasının konulma anına kadar davalıya tahsis edilmiş olması sözleşmedeki başat unsurun “hizmet” olduğunu ortaya koyduğunu, o parça, müvekkil firmanın istihdam ettiği makine operatörü tarafından konularak “hizmet” tamamlanacağını, sözleşmenin amacının makinenin belli bir süre ile davalıya kiralanması değil, makine kullanılarak operatör vasıtasıyla malzemenin çatıda belirlenen yere konulması olduğunu, sözleşmede operatörün yemek, iaşe, konaklama ve ulaşım bedellerinin davalı şirkete ait olduğu özellikle belirtildiğini, ayrıca, yapılacak işin bir günden fazla sürmesi halinde fazla mesai bedelinin öngörüldüğünü, bu unsurların sözleşmeyi salt bir kira sözleşmesinden ziyade “hizmet sözleşmesi” yaptığını, aynı tip sözleşme ile Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığımız bi başka davada verilen görevsizlik kararını istinaf etmemiz üzerine, Antalya BAM 6.H.D. …. E… K. sayılı (Ek-1) karar ile görevsizlik kararını onamış ve dosya görevli olan Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi …. E.-…. K. sayı ile karara çıkarak kesinleştiğini, istinaf mahkemesi gerekçesinde: “.davacının bir adet vinç ve bir adet operatör ile hizmet vereceğinin kararlaştırıldığı, operatörlerin iaşesinin kiracı tarafından karşılanacağının belirlendiği, davacıya ait iş makinesinin yine davacı tarafından istihdam edilen personel tahsis edilerek davalının iş sahasında çalıştırılacağının kararlaştırıldığı, iş makinesinin tamamen davalının kullanımına terk edilmediği, fazla çalışmaların mesai olarak fiyatlara ilave edileceği, operatörün yemek vs. gibi masraflarının davalıya ait olacağı kararlaştırıldığını, bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesinden değil, hizmet sözleşmesinden kaynaklandığını, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı vermesinde bir usulsüzlük yoktur.” şeklinde karar verdiğini, görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğun belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava alacak istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince; İstinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre; kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda ” Sulh Hukuk Mahkemeleri” görevlidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 299. maddesinde; “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Davacı; 13.01.2022 tarihinde davalı ile imzaladığı sözleşme ile davalıya vinç hizmeti verme konusunda anlaştığı ancak çalışma karşılığı ücretin eksik ödendiğinden bahisle alacak davası açmıştır.Mahkeme ise uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığından bahisle davanın usulden reddine karar vermiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri görevli mahkemenin tayininde önemlidir. Nitekim Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin aşağıda örneklenen yerleşik içtihatlarında ” özellikle aracın operatörlü kiralanması, kira bedelinin çalışma saatine göre belirlenmesi vb sözleşmenin şartlarını düzenleyen ilgili maddeleri göz önüne alındığında taraflar arasında kira ilişkisi olmayıp hizmet ilişkisi bulunduğu belirtilmiş ve sözleşme taraflarının tacir olması halinde TTK m. 4 uyarınca davanın ticari dava olarak aynı kanunun 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinde bakılması, tarafların tacir olmaması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.01.2018 tarih, 2017/8678 esas – 2018/705 karar sayılı, aynı dairenin 2017/6250 Esas – 2019/2887 Karar sayılı, aynı dairenin 2017/7533 Esas – 2019/3707 Karar sayılı,aynı dairenin 2018/832 esas -2019/6992 karar,2017/4373 E,2019/1237 K nolu içtihatları bu doğrultudadır.
Aynı şekilde Yargıtay 3. HD.nin 01.04.2019 tarih ve…. E. …. K. sayılı kararında “taraflar arasında düzenlenen sözleşme incelendiğinde; davacı şirkete ait iş makinesinin, yine davacı tarafından istihdam edilen operatör tahsis edilerek davalının iş sahasında çalıştırılacağının kararlaştırıldığı, iş makinesinin tamamen davalının kullanımına terk edilmediği, operatörün çalışma saatlerinin sınırlandırıldığı ve sürenin aşılması halinde fazla mesai olarak değerlendirileceğinin belirlendiği, operatörün maaş ve SSK giderlerinin, makinenin günlük bakım, madeni yağ ve filtre masraflarının davacı tarafından karşılanacağı anlaşılmıştır. Bu durumda, taraflar arasındaki hukuki ilişki, kira sözleşmesinden değil, hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır.”şeklinde belirtilmiştir.
Somut olayda taraflar arasındaki sözleşmesi başlıklı 13.01.2022 tarihinde akdedildiği anlaşılan belge incelendiğinde; sözleşme konusunun 2 adet vinçle ilgili hizmet sözleşmesi olduğunun, yapılacak işin vinçle malzemenin kaldırılması işi olduğu, ağırlık nakliyelerinin vinci kirayaveren tarafından karşılanacağı, vinç firmasının beher vinç için beher operatörü ile vinç hizmeti vereceği, vincin çalışma veya bekleme saatinin sabah 08:00, akşam 17:00 olduğu, fazla çalışma olur ise çalışmanın vince mesai olarak yansıtılacağı kararlaştırılmış olup iş makinesinin tamamen davalının kullanımına terk edilmediği, vinçlerin operatörlü olarak kiralandığı, operatörün çalışma saatlerinin sınırlandırıldığı ve sürenin aşılması halinde fazla mesai olarak değerlendirileceğinin belirlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda, taraflar arasındaki hukuki ilişki, kira sözleşmesinden değil, hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup ilk derece mahkemesince dava ile ilgili yargılama yapılması gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a.3 maddesi gereği kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/03/2022 tarih ve …. Esas – …. Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın kaldırma kararına uygun şekilde gereğinin yapılarak dava hakkında karar verilmesi için mahal mahkemesine geri gönderilmesine,
3- Peşin alınan istinaf harcının mahkemesince davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hakkında verilecek hükümde karara bağlanmasına,
6-Kesin nitelikte verilen kararımızın tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.30/09/2022