Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1513 E. 2022/1269 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/04/2022
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/06/2022

Denizli Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekcesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 22.02.2021 tarihli işletme ve kira sözleşmesine istinaden “… Mah. … Mevkii No:… … /Denizli” adresinde bulunan taşınmazın işletmesinin aylık 161.000,00 TL bedelle müvekkiline devredildiğini, sözleşmenin pandeminin seyrine göre … AVM’nin açılışına göre yürürlüğe gireceğinin kararlaştırıldığını, … AVM’nin açılışının 02.07.2021 tarihinde gerçekleştirilebildiğini, sözleşmenin 02.07.2021 tarihinde yürürlüğe girmesine ve müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirmesine rağmen mezkur sözleşmenin karşı tarafça feshedildiğini ve müvekkilinin işletmeden fiziken çıkartıldığını,
Davalı tarafça sözleşmenin herhangi bir neden gösterilmeden feshedildiğini, sözleşme gereğince sözleşme haklı bir neden olmadan karşı tarafça feshedildiği için müvekkili lehine 100.000,00-TL cezai şartın ortaya çıktığını, sözleşme hükümleri gereğince cezai şartın müvekkiline ödenmesi gerektiğini,
Ayrıca, müvekkilinin … Avm isimli fuar alanında birçok düzenleme, yenileme çalışması yürüttüğünü, müvekkilinin ikamet adresi Denizli merkez olmasına rağmen, fuar alanının bulunduğu Serinhisar ilçesine bir çok kez gidip geldiğini, fuar alanındaki işleri yakından takip ettiğini, ancak davalı tarafça müvekkilinin bütün emek ve mesaisinin hiçe sayıldığını, müvekkilinin yaptığı masraf toplamının 36.535,00-TL olduğunu ve faturalarının mevcut olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshinden kaynaklı cezai şart alacağının şimdilik 100,00-TL olmak üzere fesih tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile taraflarına ödenmesine ve şimdilik yapılan masraf ve kazanç kaybı olarak 900,00-TL olmak üzere dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava her ne kadar Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmış ise de, eğer davacı tacir, esnaf değil ise Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakta görevli olmadığını, kaldı ki dava konusu kira sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilaf olmakla yasa gereğince davaya bakmaya görevli Mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazlarının mevcut olduğunu bu yönüyle de davanın reddini talep ettiklerini, davacı yanın dava dilekçesinde üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini iddia etmiş ise de aksine, üzerine düşen hemen hiç bir edimi yerine getirmediğini, pandemi yasakları önce hafifletilmesine sonra da tamamen kaldırılmasına rağmen gerekli hazırlıkları yapmadığını, hemen hiç bir standı 3. kişilere kiralamadığını ve zamanında gerekli iş ve işleri yerine getirmeyerek davalı müvekkilinin kira gelirinden mahrum kalmasına neden olduğunu ve kira borçlarını ödemediği gibi bir çok masrafı dahi müvekkilinin ödemek zorunda kaldığını, davacı yanın mahrum kaldığı kar talebinin de yerinde olmadığını, hiç bir kira borcunu ödemeyen davacı yanın 100.000,00-TL gibi fahiş cezai şart iddia ve talebinin de TBK’nun 182. maddesine uygun olmayan haksız ve yasal olmayan bir talep olduğunu, bu nedenlerle ortada haksız bir feshin söz konusu olmadığını davacı yanın davasının her yönü ile haksız ve yasal dayanaktan yoksun olup reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan inceleme neticesinde; “…taraflar arasındaki uyuşmazlığın iş yeri kiralanması ile ilgili olduğu, ayrıca mevcut olayımızda mutlak ticari dava sayılan hallerin olmadığı, uyuşmazlığın iş yeri kiralanmasından ve kira sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacak davası olduğu, uyuşmazlığın da TTK’nın 4/2. maddesinin “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı, yani mutlak ticari davalardan olmadığı, taraflar arasındaki ”işletme ve kira sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin süresi, bedeli belli olan, tüm unsurları itibariyle kira sözleşmesi niteliğinde olduğu göz önünde bulundurularak, kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında olduğu anlaşılmış olup, 6100 Sayılı HMK’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan iş bu davada mahkememizin görevli olmadığı,” gerekçesi ile Sulh hukuk mahkemesi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, davacı tarafça bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesini özetledikten sonra istinaf sebebi olarak; eldeki davanın 6102 Sayılı Kanun’ın 4.maddesinde;
“e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde” denilmekle mutlak ticari davalardan sayıldığını, mezkur işletme 4.maddede sayılan “Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere” şeklinde tanımlanan yerler arasına girmekte olduğunu, biliniği üzere mutlak ticari davaların, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardan olduğunu, mutlak ticari davaların, TTK’nın 4.maddesinin birinci fıkrasında bentler hâlinde sayılmış olduğunu, dolayısıyla eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilmesi gerekmekte iken yerel mahkemece eldeki dosyanın TTK’nın 4.maddesinde sayılan hallerden olmadığına kanaat getirilerek görevsizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu,
Taraflar arasında … Avm isimli alanın işletilmesi için kira sözleşmesi yapılmış olduğunu, her ne kadar taraflar arasında yapılmış olan sözleşmenin başlığında “İşletme ve Kira Sözleşmesi” ibaresi yer almaktaysa da, bu ibarenın yapılmış olan sözleşmenin kira sözleşmesinin konusunun panayır, pazar niteliğinde olduğunu değiştirmediğini, söz konusu alanın “… ” niteliğini haiz bir işletme olduğunu, alanda bir çok dükkan bulunduğunu, toplu olarak pazar veya panayır olarak tanımlanmakta olduğunu, dolayısıyla TTK 4. maddede sayılan haller kapsamında olduğunu, yerel mahkemece emsal olarak gösterilen Antalya BAM 6. HD … E.sayılı dosya incelenmesinden de mezkur dosyanın otel işletmesi kirası ile ilgili olduğunun görüleceğini, Antalya BAM 6. HD dosyası ile eldeki dosyanın ilgisi bulunmadığını, ayrıca otel işletmesinin TTK madde 4’te sayılan haller arasında bulunmadığını, müvekkili ve karşı taraf arasında akdedilen sözleşmenin TTK md.4’te sayılan yerler kapsamında olup mutlak ticari dava statüsünde olduğunu, ilk derece mahkemesince bu hususlar dikkate alınmayarak haklı davanın usulden reddine karar verildiğini, bu kararın hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: 22/02/2021 tarihli yazılı kira sözleşmesi, Arabuluculuk tutanağı ve tüm dosya kapsamı
GEREKÇE: Dava, kira sözlemesine istinaden kiralanana yapılan masrafların tespiti ve kiralananın kullanılamaması sebebi ile uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın görevsizlik sebebi ile usulden reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davaya dayanak 22/02/2021 tarihli kira sözleşmesi dosya arasında olup davacı bu sözleşmeye istinaden kiralanana yaptığı masrafların tespiti ile kira sözleşmesinin haksız feshi sebebi ile uğradığı zararın tazminini istemektedir.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Sonuç olarak, eldeki davada taraflar arasında imzalandığı iddia edilen yazılı kira sözleşmesine dayanıldığına göre Asliye Ticaret Mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair yazılı şekilde karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davacı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde kiralanan yerin TTK’nun 4/e bendindeki “Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerler” kapsamında olması sebebi ile davanın mutlak ticari dava olduğunu ve uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini bildirmiş ise de HMK’nun 4/1/a. maddesi düzenlemesi açık olup kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına göre kamu düzenini ilgilendirir bir eksiklik de bulunmadığından davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1. maddesi uyarınca esatan REDDİNE,
2- Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4- İstinafa ilişkin yapılan giderlerin bu yola başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
5- Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.20/06/2022