Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/1312 E. 2022/1158 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/03/2022
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2022

Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın, davalı …’nun “… Mah. … Sok. … Sitesi No:… … /ANTALYA” adresinde bulunan taşınmazında 2018 yılı Mayıs ayından bu yana kiracısı olarak bulunduğunu, 2018 yılında 2 yıllık imzalanan sözleşmenin sonu olan 2020 Mayıs ayında herhangi bir artış olmadan devam etmek üzere tarafların anlaştığını, hatta 2 yıllık sözleşmenin 5 yıla çıkarılması üzere evin eksikleri hakkında mutabık kalınarak yapılacak işler için inşai fiyat teklifleri alındığını, 2020 Ekim ayına kadar davalı ile herhangi bir sorun yaşanmadığını, sözleşme devam ederken davalının 2020 Ekim ayında yasal artış oranının çok üzerinde (%40) bir kira bedeli talep etmesi üzerine, müvekkilinin devam eden sözleşmenin ortasında zam olmayacağını, pandeminin ortasında heryer kapalıyken insanlar kira ödeyemezken, iyi niyetli olarak %10 artış yapabileceğini veya sözleşme yenileme tarihi olan 10 Mayıs 2022 tarihinde yasal oranlar dikkate alınarak artış yapılacağını, kabul edilmez ise o tarihte taşınmazı tahliye edebileceğini, sözleşme imzalanırken verilen teminat senedinin iade edilmesi gerektiğini davalıya ilettiğini,
Ancak davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yasal takip başlattığını, yapılan görüşmeler neticesinde taşınmazın kontrat sonunda tahliye edileceğinin kararlaştırıldığını, icra dosyasından da görüleceği üzere herhangi bir haciz işlemi yapılmadığını, ne var ki 12.01.2022 tarihinde müvekkilinin evime fiili hacze gidildiğini, bir kısım eşyaların haczedildiğini ve tahliyenin hızlandırılmasının istendiğini,
Takip dayanağı senedin kiranın teminatı olarak verildiğini, ancak verilen senedin ilk halinin fotoğrafını ve senedin o haliyle teslim edildiğine dair kiralama işlemini yapan emlakçının yazısının bir suretini sayın mahkemeye sunduklarını, görüleceği üzere senedin tanzim edildiği hali ile geçersiz olduğunu, müvekkilinin soyadının yanlış yazıldığın, senette keşide yeri ve adrese dair bilgi bulunmadığını, senet üzerinde tahrifat yapılmış olduğunu, müvekkilinin cari dönem 1 aylık kira borcu dışında davalı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, bildirerek müvekkilinin Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “Dava takibe konu senedin kira sözleşmesinin teminatı olarak verildiği iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
6100 Sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir.Buna göre eldeki davada davacının savını, yani taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu ve senedin bu ilişki uyarınca verildiği yönündeki iddiasını sulh hukuk mahkemesinde ispatlaması gerektiği açıktır.
” gerekçesi ile Sulh Hukuk Mahkemesi yönünden görevsizlik kararı verilmiş, davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: görevsizlik kararının hatalı olduğunu, davacının kiracı olmayıp kira sözleşmesinde kefil olarak bulunduğunu, yasa gereği husumet ehliyeti de bulunmadığını,
Diğer yandan; kira sözleşmesine bakıldığında icra takibine konu senedin alındığına dair sözleşmede bir kayıt bulunmadığını, güvence olarak 2.500,00-TL alındığının yazılı olduğunu, takibe konu senedin güvence senedi olmadığını, bir alacak-borç ilişkisi çerçevesinde alınan bir senet olduğunu,
Senet kira sözleşmesinde yazılı olmayıp güvence senedi olmadığından; kambiyo senedi olduğundan ve mücerret borç ikrarını içeren bono olduğundan sulh hukuk mahkemesinin görevli olamayacağını, sadece davacının iddiası ile görevsizlik kararı verilemeyeceğini, taraf olarak beyanları alınmadan verilen kararı istinaf ettiklerini,
Davacı senedin kambiyo vasfında olmadığını ileri sürmüş ise de bu iddiasının yerinde olmadığını, senedin kambiyo vasfında olduğunu ve senet borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmış olduğunu, İcra İflas Kanunu gereği icra memurunun sunulan senedin kambiyo vasfında olup olmadığını inceleme ve ona göre takibi kabul etme görevi olduğunu, kambiyo vasfı tespit edilen senet ile ilgili olarak Antalya Genel İcra … E. sayılı takibin açıldığını, davacının senedin kambiyo vasfında olmadığını iddia ediyor ise İcra İflas Kanunu gereğince 5 günlük yasal sürede dava açması gerekirken işbu sürede dava açmadığını, takibin kesinleştiğini ve doğal olarak kesinleşen takipten sonra borç ödenmediği için hacze gidildiğini, kesinleşen bir takipten sonra ancak icra dosya borcunun tamamı depo edilerek sayın mahkemeden alınacak tedbir kararı ile (takdir edilen teminat da yatırıldığında) takibin durabileceğini, davacının bunu yapmadan hacizli ve muhafaza altında bulunan menkulleri iadesini mahkemeden talep edemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLER: Kira Sözleşmesi, Antalya Genel İcra … E. sayılı takip dosyası, senet sureti ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE: Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
Somut olayımızda; davacı vekili müvekkilinin kira ilişkisi sebebi ile ve teminat olarak verdiği senedin tahrif edilerek icra takibine konu edildiğini, senedin verildiği anda kambiyo senedi vasfında olmadığını, müvekkilinin kira borcu bulunmadığını bildirerek Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası gereğince müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06/10/2020 tarih ve … Esas – … Karar sayılı ilamında da benimsendiği üzere; “Taraflarca getirilme ilkesinin bir sonucu olarak davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları dava dilekçesinde bildirmesi gerekir. Kanun (m. 194) buna (vakıaları) somutlaştırma yükü demektedir. Bir davada, ispat faaliyetinin tam olarak yürütülebilmesi, mahkemenin uyuşmazlığı doğru tespit ederek yargılama yapabilmesi, karşı tarafın ileri sürülen vakıalara karşı kendini savunabilmesi için, iddia edilen vakıaların açık ve somut olarak ortaya konulması gerekir. Bu şekilde somutlaştırma yükü (HMK m. 194) yerine getirileceği gibi davalı da bu vakıalara göre savunmasını yapacaktır.
Dayanılan vakıalara uygulanacak hukuki sebepler de dava dilekçesinin zorunlu olmayan unsurları arasında sayılmıştır. Türk hukukunu resen uygulamakla görevli olan hâkim (HMK m. 33) için gösterilen hukuki sebepler bağlayıcı değildir. Buna karşılık, hâkim, davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalarla bağlı olup, davacının bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz (HMK m. 25).
Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıalar davanın temelidir. Çünkü, sadece bu vakıalar davanın sınırını çizmekte, hâkim ancak bu vakıalar hakkında inceleme yapabilmektedir”
Ez cümle, hukuk yargılamasında hakim olan tasarruf ilkesi kapsamında mahkemenin görevi incelenirken davacının davasını dayandırdığı hukuki olgunun, yani davacının iddia ettiği vakıaların esas alınması gerekmektedir. Zira vakıaları anlatmak taraflara hukuki vasıflandırmayı yapmak ise hakime ait bir yükümlülüktür.
Bu bağlamda, davacı davasını kira ilişkisinin varlığına ve dava konusu kambiyo senedinin dayanağının kira ilişkisi olduğu savına dayandırdığına göre davacıya iddiasını ispat imkanı tanındıktan sonra, davacının davasını dayandırdığı hukuki olguyu yani, senedin kira ilişkisi sebebi ile verildiğini ispatlayamaması durumunda davanın reddine, senedin kira ilişkisi kapsamında verildiğinin ispatlanması halinde ise TBK’nun 299 ve devamı maddeleri ile dayanak kira sözleşmesi hükümlerine göre davanın esastan çözülmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir.
Buna göre eldeki davada davacının savını, yani taraflar arasında kira ilişkisi bulunduğu yönündeki iddiasını sulh hukuk mahkemesinde ispatlaması gerektiği ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği açıktır
Sonuç olarak kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde senedin başka bir borç ilişkisi sebebi ile düzenlendiğini, kambiyo senetlerine ilişkin davalarda senedin sebepten mücerret olması sebebi ile görevli mahkemenin genel görevli mahkeme olması gerektiğini ileri sürmüş ise de az yukarıda izah olunduğu üzere davacı davasını kira ilişkisine dayandırdığından, davalının bu istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince ESATAN REDDİNE,
2-) Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-) İstinafa ilişkin yapılan giderlerin bu yola başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
5-) Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.07/06/2022