Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 28/01/2022
Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. – ….K. sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında 01/08/2016 tarihli oto kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince teminat olarak müvekkilinin 30.000,00.-TL bedelli, Akbank …Şubesine ait ….numaralı çeki düzenleyerek davalıya verdiğini, çekin müvekkiline iade edilmeyerek kötü niyetli olarak davalılar tarafından tarih atmak suretiyle tahsile çalışıldığını ve ciro ile çek bedelinin tahsili için Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, müvekkilinin davalılara borcu olmadığı gibi ticari defterler incelendiğinde borç ilişkisi olmadığının da ortaya çıkacağını belirterek icra takibinin iptaline, kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin söz konusu çeki alacağına ilişkin olarak aldığını, kambiyo senedi niteliğinde olan çek için müvekkilinin alacağının söz konusu olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. Yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; davacıyla 8 araç için bir yıllık kira sözleşmesi yapılarak araçların teslim edildiğini, kiralanan söz konusu araçların 6 ay süreyle kullanıldığını ve sadece 1 aylık kulanım bedelinin ödenmiş olduğunu, davacının 5 yıllık kullanım bedeli olarak toplam 64.000,00.-TL borcu bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle davaya konu çekin ciro edilerek … isimli şahısa verdiklerini, davacının kötü niyetli olduğunu davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Davacı taraf sözleşmeye konu araçları 2 ay süre ile kullandığını araçların sürekli arıza yapması nedeniyle iade edildiğini, yani araç temin edilmediğini, kullanılan süreye ilişkin iki aylık bedelin ödendiğini ancak çekin iade edilmediğini, iki yıl sonra noterden iadesi için ihtarname gönderildiğini beyan etmesine rağmen davalı taraf araçların iki ayın sonunda teslim edilmediğini, altı ay sonra kendi çabaları ile peyder pey teslim alındıklarını ve sözleşmeden dolayı çek bedelinin de üzerinde alacağı olduğunu beyan etmiş olup varlığı ihtilafsız sözleşme içeriğine göre davacının araçlarda iddia ettiği arızalara ilişkin davalıya ihbar yaptığına ilişkin bir delil ibraz etmediği gibi iki aylık sürenin sonunda sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini ve bu süre içinde araçların davalıya teslim edildiğini ispat edemediği zira 6102 Sayılı TTK’ nın 18/3 maddesinde “tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütle mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır. ” hükmünün düzenlendiği, tarafların tacir olması nedeniyle bu hükmün uygulanması gerektiği, bu hükme göre davacının sözleşmeyi feshe ilişkin iddialarının sabit olmadığı, delil listesinde yemin delili bulunduğundan bu iddialarının ispatı bakımından yemin deliline dayanıp dayanmayacağının hatırlatılmasına rağmen bu delile dayanılmadığı, sözleşme içeriğine göre bu halde davacının bakiye kalan süredeki kira bedelinden sorumlu olduğu, çekin bu nedenle bedelsiz kalmadığı, ciro silsilesinin de düzgün olup takip alacaklısının yetkili hamil olduğu ve temel ilişkide çekin bedelsiz kalmadığı gibi çekin üzerinde “teminat” olduğuna dair bir ibarenin da bulunmadığı anlaşılmakla ciro ile çeki alan hamil ile ilgili iddiaların da sübuta ermediği gibi davacının talebi üzerine verilen ihtiyati tebdir kararının uygulanması nedeniyle davalı alacaklı lehine İİK’nın 72/4. Maddesinde düzenlenen tazminatın verilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılarak davanın REDDİNE, 30.000-TL Asıl alacağın %20′ sine tekabül eden 6.000-TL icra tazminatının davacıdan alınarak davalı …’ a VERİLMESİNE, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA, davalı … vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.500,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya ÖDENMESİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında incelenen ticari defterlerin HMK ‘da yer alan şartları sağladığını, netice itibariyle hükümde esas alınmasında bir mani olmayan ve kesin delil niteliğine haiz olan ticari defterleri ile davalı şirkete borcu olmadığının ispatlandığını işbu nedenle davalı şirket tarafından ileri sürülen araçların teslim edilmediği iddiasının davalı şirket tarafından yazılı kesin delille ispatlanması gerektiğini, bu durumda yerel mahkeme tarafından davalı şirkete ispatlama bakımından kesin süre verilmesi gerekmekte iken bu hususun nazara alınmadığını, ayrıca davalıların şu aşamaya kadar aralarında var olduğunu iddia ettikleri ticari ilişkinin olmadığının bilirkişi raporları ile sabit olduğunu, neticede davalı tarafın iddialarını hiçbir şekilde ispatlayamadıklarını, bu durumda ispat yükünün yer değiştirdiğini, ispat yükünün yer değiştirdiği gözetilmeden bu şekilde karar kurulmasının kabul edilemez olduğunu, her ne kadar dava dilekçelerinde yemin deliline dayanılsa da gelinen aşamada ispat yükü yer değiştirmiş olup taraflarından 1 aylık hizmet alındığı ve borç miktarı HMK 222.Maddesi gereğince davalı aleyhine kesin delil olan ticari defterler ile ispat edilmiş olup davalının alacaklı olduğu iddiasını kendisinin yazılı delille ispatlaması gerektiğini, ileri sürdüğü bir durumdan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği durumu ispatlaması gerektiğini, bu durumda davalının araçları teslim almadığı tarihin fatura tarihinden farklı olduğunu ispatlaması gerektiğini, dava konusu kiralanan araçların davacının araç demirbaş envanterinin çıkartılarak incelenmesini ve ayrıca bu araçların tarafımızdan davalı tarafa tesliminden sonra, davalı tarafça satılmış olma ihtimali bulunduğundan Trafik Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar verilmesi talep edilmesine rağmen yerel mahkeme tarafından yasal gerekçe gösterilmeksizin taleplerinin nazara alınmadığını, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP: Davalı … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesi ile iddiasını değiştirmesine ve genişletmesine muvafakatlerinin olmadığını, müvekkilinin söz konusu çeki alacağına ilişkin olarak aldığını, kambiyo senedi niteliğinde olan çek illetten mücerret olup, müvekkilinin alacağının söz konusu çek ile sabit olduğunu, müvekkilinin söz konusu çekte iyi niyetli hamil konumunda olup, davacının lehdara karşı ileri sürebileceği def’ilerini müvekkile karşı ileri sürebilmesinin mümkün olmadığını, davacının, müvekkile yönelik iddialarının hiçbirini kabul etmemekle birlikte, davacının söz konusu iddialarını, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, müvekkilin imzasını havi yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, ancak, davacı tarafça sunulmuş belge de bulunmadığını, bu nedenlerle davacı tarafın istinaf sebeplerinin hukuki dayanaktan yoksun ve salt yargılamayı uzatmaya yönelik olduğunu ve bu nedenle esastan reddedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Dava, oto kira sözleşmesi, icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE: Dava; oto kiralama sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin borçlu olunmadığının tespiti ve Antalya 2.İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra takibinin iptali istemine yöneliktir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’ nun 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir.
Somut olayda; davacı ile davalı şirket arasında kira ilişkisi bulunduğu, davacı tarafın, kira ilişkisine dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti ve icra takibinin iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık hakkında ilk derece mahkemesince dava dilekçesinin görev yönünden reddi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine göndermesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Emsal Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2014/357 Esas 2014/10548 Karar)
Yapılan inceleme sonucunda; davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesince verilen hükmün görev yönünden HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. -… K. sayılı kararına ilişkin istinaf isteminin esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi gereğince kararın KALDIRILMASINA,
Dosyanın kaldırma kararına uygun şekilde görevli mahkemeye gönderilmesi için mahal mahkemesine iadesine,
İstek halinde peşin alınan karar harcının davacıya iadesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek hükümde karara bağlanmasına,
Kesin nitelikte verilen kararımızın taraflara tebliğinin yerel mahkemece yapılmasına,
Dair, HMK 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.28/01/2022