Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2022/105 E. 2022/135 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/01/2022

Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. -… K. sayılı dosyasının yapılan istinaf incelenmesinde:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı tarafa iş yaptığını ve karşılığında 31.05.2019 tarihli …. numaralı 7.420,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, davalı tarafın tüm ısrarlara rağmen borcunu ödemediğini ve müvekkili tarafça davalı adına Sivas İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın ödeme emrinde belirtilen borca itiraz ettiğini ve takibinin durduğunu, davaya konu icra takibine dayanak faturanın açık fatura olduğunu, açık faturanın, mal veya hizmet tesliminde müşterinin, mal veya hizmet bedelini faturanın düzenlendiği anda ödemeyip, sonradan ödeyecek olması durumunda düzenlenen fatura olduğunu, davalarının kabulü ile davalının Sivas İcra Dairesi’nin ….. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazınının iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davalarında yetkili mahkemenin icra takibinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu, davacı tarafından Antalya’da açılmış bir icra takibi bulunmadığını davacının davasının reddine karar verilmesini, davacının alacak isteminin haksız olduğunu, müvekkilinin davaya konu faturadan kaynaklı bir borcu bulunmadığını, takibe ve davaya konu faturada yazılı hizmetin müvekkili tarafından alınmadığını, bu sebeple davacının hizmet (araç kiralama) iddiasını kabul etmediklerini, faturada yazılı hizmetin verildiğinin ispatının davacıya ait olduğunu, açılan davanın reddine ayrıca davacının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; “Davacı tarafından davalıya karşı faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış, takibe itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmış, davacı 29/03/2020 tarihli dilekçesi ile davasını tamamen ıslah ederek fatura alacağının tahsili talebinde bulunmuş ise de; davacı taraf davalı ile akdi ilişkisi olduğunu, faturaların bu akdi ilişki nedeniyle düzenlendiğini ve alacaklı olduğunu usulüne uygun ve kesin delillerle ispat edemediğinden, yemin deliline de dayanmadığından sübuta ermeyen davanın reddine, davanın tamamen ıslahı ile dava değeri artırılmadığından yeniden başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcı alınmayarak, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA, davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE, gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE, arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeni ile kamu tarafından yapılan 1.320,00.TL yargılama giderinin 6325 sayılı HUAK’nın 18/A-13. maddesi gereği davacıdan alınarak hazineye gelir KAYDINA” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerinde inceleme yetkisi verilmeden bilirkişi incelemesi yaptırılacaksa bile bu durumda da ticari defterleri sunmak için taraflara verilen sürenin makul süre olması gerektiğini, yaşadığımız pandemi sürecinde bahse konu defterlerin temin edilmesi zaman almakta olup bu hususun sayın talimat mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiğini, tarafımıza verilen kesin süre usul ve yasaya uygun olmadığını, bahse konu davaya konu faturalara ilişkin müvekkil tarafın ticari defterlerinin defterlerin niteliği ve kaybolması durumunda telafisi imkansız zararların ortaya çıkacağı da düşünülerek YERİNDE İNCELEME YETKİSİ ile Bilirkişi tarafından rapor düzenlenmesi gerektiğini, bu itirazların da mahkeme tarafından hiçbir şekilde dikkate alınmadığını bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali davası olarak açılmış, yargılama aşamasında davacı vekili ıslah talebinde bulunarak davayı alacak davasına dönüştürdüklerini beyan etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen nazara alınması gerekir. Ve görev hususu diğer dava şartlarından önce nazara alınmak durumundadır. Aksi halde görevsiz mahkemenin diğer dava şartlarını incelemesi ve değerlendirmesi ihtimali gündeme gelecek olup bu durumun HMK’nun ruhuna ve hukukun genel ilkelerine aykırı olacağı açıktır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun’una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda,davaya konu servis işletmesi antetli faturada araç kiralama bedeli yazıldığı,davacının dava dilekçesinde davalıya emek karşılığında iş yapıldığının ve karşılığından takibe konu faturanın düzenlendiğinin belirtildiği,mahkemece de ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın araç kiralama hizmetinin verilip verilmediği olarak değerlendirildiği görülmektedir. Davalı taraf cevap dilekçesinde takibe dayalı hizmetin taraflarınca alınmadığını,davacının hizmet(araç kiralama)iddiasını kabul etmediklerini beyan etmiştir.Mahkemece akdi ilişkinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı ,taraflar arasında kira ilişkisi olup olmadığının belli olmadığı açıktır. Özellikle araç kirasına ilişkin sözleşmelerde aracın operatörlü kiralanması, kira bedelinin çalışma saatine göre belirlenmesi vb durumlarda Yargıtay uygulamalarındaki süregelen kabule göre taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olmayıp hizmet alımı olduğu, bu durumda faturaların dayanağı olan sözleşme incelenmeden ve dahi davalının iddialara ilişkin olarak beyanı alınmadan, eş söyleyişle uyuşmazlık aydınlatılmadan görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmadığı belirtilmiştir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 25.01.2018 tarih, 2017/8678 esas – 2018/705 karar sayılı, aynı dairenin 2017/6250 Esas – 2019/2887 Karar sayılı, aynı dairenin 2017/7533 Esas – 2019/3707 Karar içtihatları bu doğrultudadır.
Somut olayda; taraf delilleri toplanmadığından faturaya konu araç kiralaması olup olmadığı,aracın davacıya ait olup olmadığı aracın operatör/şoför ile hizmet verip vermediği, yine operatör/şoför ve yardımcılarının iaşesinin kimin tarafından karşılandığı, ve yine davacı tarafından istihdam edilen personel tahsis edilerek, davalı şirketin iş sahasında çalıştırılıp çalıştırılmadığı,aracın tamamen davalının kullanımına terk edilip edilmediği belirlenemediğinden taraflar arasındaki uyuşmazlığı oluşturan hukuki ilişkinin kira sözleşmesi mi, hizmet sözleşmesi mi olduğu anlaşılamamaktadır. (Emsal: Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Esas No:2018/832 – Karar No: 2019/6992 nolu kararı)
Bu itibarla, davanın; şoförlü taşıma hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu tespit edildiği takdirde, sözleşme taraflarının tacir olması halinde TTK m. 4 uyarınca davanın ticari dava olarak aynı kanunun 5. maddesi gereğince Ticaret Mahkemesinde bakılması, tarafların tacir olmaması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekecektir.
Tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalara bakmakla görevli dairenin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi olduğu,gerçek kişiler arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalara bakmakla görevli dairenin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi olduğu,kira sözleşmesinden kaynaklı davalara bakmakla görevli dairenin ise dairemiz olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesi, dayanak fatura içeriği ve yerel mahkemenin değerlendirmesi dikkate alındığında dosyanın mevcut delil durumu itibariyle dairemizin görev alanında kalıp kalmadığı da anlaşılamamaktadır.
O halde, mahkemece HMK’nun 31. maddesi gereğince hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında davacıya dava dilekçesini açıklaması için süre verilmesi, davalı ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunup bulunmadığı, taraflar arasında yalnızca araç kiralamanın mı söz konusu olduğu, aracın operatör/şoför ile hizmet verip vermediği, yine operatör/şoför ve yardımcılarının iaşesinin kimin tarafından karşılandığı, ve yine davacı tarafından istihdam edilen personel tahsis edilerek, davalı şirketin iş sahasında çalıştırılıp çalıştırılmadığı,aracın tamamen davalının kullanımına terk edilip edilmediği hususları açıkça belirlenmeli bundan sonra görevli mahkemenin ve hukuki uyuşmazlığa uygulanacak kanun maddelerinin tespit edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken görev yönünden eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile mahkeme kararının görev yönünden irdelenmek üzere HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılması kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. -….K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Dosyanın kaldırma kararına uygun şekilde gereğinin yapılarak dava hakkında karar verilmesi için mahal mahkemesine geri gönderilmesine,
İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Peşin alınan istinaf harcının talep halinde istinaf edene iadesine,
İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek kararda dikkate alınmasına,
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair,
HMK’nun 362/1-g maddesi gereği duruşmasız kesin olarak oy birliği ile karar verildi.28/01/2022