Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2022/637 E. 2022/622 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:25/01/2022
DAVANIN KONUSU:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
MAHKEMESİ:ANTALYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ:16/09/2021
DAVANIN KONUSU:3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ:31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :31/03/2022

Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kütahya 1.İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasından dava dışı …. in borcundan dolayı gönderilen İİK 89/3 gereği haciz ihbarnamesini 19/09/2020 tarihinde tebliğ aldığını, yasal süresi içinde (15 günlük) haciz ihbarnamesine karşı menfi tespit davasını açtıklarını bildirerek, davalı taraf, dava dışı ….’den olan alacağının tahsili için Kütahya 1.İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyası ile takip başlatmış olduğunu, bu takip dosyasından borçlunun müvekkil nezdinde bulunan hak ve alacaklarının haczi için müvekkiline İİK m.89/1-89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin gönderilmiş olduğunu, ancak birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin usulsüz şekilde tebliğ edilmesi nedeniyle müvekkilinin işbu tebligatlardan haberdar olamadığını, itiraz etme sürelerini de kaçırmış olduğunu, bu nedenle müvekkiline üçüncü haciz ihbarnamesi gönderilmiş olduğunu, önceki tebligatların usulsüz şekilde tebliğ edilmesi nedeniyle üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesinde müvekkilinin bir kusurunun olmadığını, takip borçlusu ….’in, müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, bu nedenle takip konusu borcun müvekkilinin zimmetinde sayılmasının haksız olduğunu, her ne kadar birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi gerekçesiyle işbu üçüncü ihbarname gönderilmişse de müvekkilinin takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını, işbu sebeple menfi tespit davasını açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, takip borçlusu, müvekkilinin yanında 04/06/2020-07/08/2020 tarihleri arasında sigortalı şekilde şoför olarak çalışmış olduğunu, çalıştığı süreler boyunca hak kazandığı ücretlerin tamamı kendisine eksiksiz şekilde ödenmiş olduğunu, maaşının bir kısmı banka kanalıyla, bir kısmı da elden makbuz karşılığı ödenmiş olduğunu, üstelik maaş bordrolarında da borçlunun imzasının bulunduğunu, yaklaşık iki ay çalıştıktan sonra 07/08/2020 tarihinde çalışanın kendisinin istifa ederek işten ayrılması sebebiyle iş akdine son verilmiş olduğunu, çalışan haklı bir neden olmaksızın istifa ettiği için kıdem tazminatına da hak kazanamamış olduğunu, çalıştığı dönemdeki hak ettiği ücretlerin tamamı da kendisine ödendiği için takip borçlusunun müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, takip borçlusunun vekil eden nezdinde sigortalı olarak çalıştığı dönemde gönderilen birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulsüz şekilde tebliğ edilmiş olduğunu, vekil edenin bu ihbarnamelerden haberdar olmadığını, çalıştığı dönemde gönderilmesi gereken İİK 89. Maddede düzenlenen haciz ihbarnameleri değil; İİK m.355-356 da düzenlenen maaş haciz müzekkeresi olduğunu, takip borçlusunun çalışmadığı dönemde haciz ihbarnamesi gönderilmesinde de bir hukuka uyarlık bulunmadığını, davalı tarafın vekil edene gönderdiği haciz ihbarnamelerinde haksız ve kötü niyetli olduğunu, zira dava dışı borçlu …, davacının yanında şoför olarak kısa bir dönem çalışmış olduğunu, ancak bu durumun davacıya İİK m.89 uyarınca haciz ihbarnamesi gönderilmesine imkan vermediğini, bu durumda yapılması gereken borçlunun işverenine maaş haciz müzekkeresi gönderilmesi gerektiğini, İİK m.355 ve 356. Maddelerinde bu duruma dair özel bir düzenlemeye yer verilmiş olduğunu, davacı, takip borçlusunun işvereni olduğu için çalıştığı dönem süresince maaş haciz müzekkeresi göndermek yerine İİK 89. Maddesi uyarında haciz ihbarnameleri gönderilmesi davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, çalışmadığı dönemde gönderilmesi de haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının ile takip borçlusu arasında başkaca bir alacak-borç ilişkisi kurulmasının mümkün olmadığını, davacının işbu davayı açmakta aktif dava ehliyeti bulunduğunu, İİK’nun 89. Maddesinde haciz ihbarnamesi gönderilen üçüncü kişinin, takip alacaklısına karşı; takip borçlusuna herhangi bir borcu olmadığına dair menfi tespit davası açabileceği düzenlenmiş olduğunu, görevli mahkeme genel görevli olan asliye hukuk mahkemeleri olup; davanın niteliği gereği arabuluculuğa başvuru şartı bulunmadığını, yetkili mahkemenin davacının yerleşim yeri olan Antalya mahkemelerinin olduğunu, İK m.89 hükmünde yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde işbu davanın açılacağı belirtilmiş olduğunu, davacının ikameti Antalya yargı sınırı içerisinde olup; işbu dava yetkili mahkemede açılmış olduğunu, işbu davanın kabulünü, vekil eden …’in Kütahya 1.İcra Dairesinin …. Esas sayılı dosyasının borçlusu olan dava dışı ….e borçlu olmadığının tespiti ile vekil edene gönderilen haciz ihbarnamelerinin iptalini, haksız ve kötüniyetli şekilde davacıya haciz ihbarnamesi gönderen davalının en yüksek oranda tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava ettiği, yapılan yargılama sonucunda Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2022 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla görevle ve yetkili mahkemenin Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatiyle görevsizliğine karar verildiği, Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16/09/2021 tarih ve …. Esas …Karar sayılı kararı ile davaya bakmakla görevle ve yetkili mahkemenin Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kanaatiyle karşı görevsizlik kararı verildiği, her iki mahkeme arasında görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe :
Dava İİK’nın 89/3 maddesine göre 3. Kişi tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Bir davanın ticari nitelikte olup olmadığı, bir diğer ifade ile asliye ticaret mahkemesinde görülüp görülmeyeceği hususundaki değerlendirme Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde gösterilen ilkelere göre yapılmalıdır. Öğretide de benimsenen görüşe göre ticari davalar mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin 1 inci bendinin (a) alt bendi uyarınca bu Kanunda düzenlenen hukuk davaları mutlak ticari davalardır. Nispi ticari davalar ise konusu ne olursa olsun, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarıdır (…m.4/1). Kanuni düzenleme uyarınca sadece mutlak ya da nispi ticari davalar asliye ticaret mahkemesinde görülürken, bunlar dışında kalan davalar (istisnalar saklı kalmak kaydıyla) asliye hukuk mahkemelerinde görülmelidir.
Somut olayda dava dilekçesindeki açıklamalar, davaya dayanak oluşturan icra takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre davaya dayanak oluşturan Kütahya 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı icra takibi kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olup, davaya konu ihbarnamelerin gönderildiği icra dosyalarındaki borcun sebebi kambiyo senedi olduğuna göre uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekir. Nitekim benzer bir uyuşmazlık hakkında Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin …. Esas, ….Karar sayılı ilamında da ihbarnamenin gönderildiği takibin kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takip olduğu, ticari iş niteliğindeki takip dosyasından gönderilen ihbarnameye karşı açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilmesi doğru görülmeyerek ilk derece mahkemesince verilen esasa ilişkin hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bu durumda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesi gereğince taraflar arasındaki davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2022 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M/: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davaya Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bakılması gerektiği halde davaya Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bakılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, HMK.nın 353/1-a, 353/3 maddeleri gereğince Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2022 tarih ve …. Esas ….Karar sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Yargı yerinin Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi olarak belirlenmesine,
Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için dosyanın Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmek üzere dosya üzerinden oy birliği ile KESİN olmak üzere karar verildi.31/03/2022