Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/863 E. 2022/482 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:19/12/2019
DAVA: Elatmanın Önlenmesi (Satın Almaya Dayalı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:15/03/2022
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:15/03/2022

Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; mülkiyeti ….’ye ait olup kullanımı irtifak hakkı resmi senedi ile … A.Ş. ne bırakılan …. köyü …. parsel sayılı taşınmazın 4046 sayılı Yasa kapsamında yapılan özelleştirme uyarınca kullanım hakkının Antalya … işletmecisi olan müvekkiline devredildiğini, bu taşınmazın bir kısmının davalı şirket tarafından etrafı tel örgü ile çevrilerek ve üzerine bir takım yapılar yapılarak işgal edildiğini belirterek dava konusu taşınmaza davalının haksız el atmasının önlenmesine, el atılan kısımdaki davalıya ait yapıların kal’ine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 14/12/2010 tarihinden itibaren şimdilik yıllık 1.000,00.TL ecrimisilin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın derdestlik, husumet yönü ile reddi gerektiğini, dava dışı … AŞ.nin dava konusu yerin içinde bulunduğu taşınmazı …’den teslim aldıktan sonra …’nin onayını almadan davacı şirkete devrettiğini, irtifak hakkının ayni bir hak olmasından dolayı hakkın devrinin tapuda resmi şekilde yapılması gerektiğini, ayrıca davacıdan önceki zilyet … A.Ş’nin devir yetkisinin de olması gerektiğini, davacının dayandığı sözleşmede böyle bir yetki şartının bulunmadığını, bu yüzden davacının davacı sıfatının olmadığını, müvekkilinin bu taşınmazı uzun süre ecrimisil bedelini …’ye ödemek suretiyle kullandığını, bu sürede herhangi bir şekilde müdahalenin men’i istenmediğini, dolayısıyla aralarındaki ilişkinin kira ilişkisine dönüştüğünü, müvekkili tarafından …’ye ecrimisil ödenmesi sebebiyle ortada davacının isteyebileceği bir ecrimisil bedeli de olmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile davalının 20/06/2019 tarihli bilirkişi raporuna ekli haritada gösterilen toplam 1165 m2 alana yaptığı müdahalenin menine, bu alandaki bina, bahçe, beton saha ve otopark ile gecekondu vasıflı yapıların kaline, 1.000 TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, men-i müdahale ve kal yönünden alınması gereken 44,40.-TL maktu harç ile ecr-i misil yönünden alınması gereken 68,31 TL olmak üzere toplam 112,71TL. harçtan, peşin olarak alınan 25,20.-TL harcın mahsubu ile kalan 87,51.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri; Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davasını …A.Ş ile yapılan protokole dayandırdığını, taşınmaz maliki …. tarafından … A.Ş’ye 1998 yılından itibaren 30 yıl süreli irtifak hakkı verildiğini, irtifak hakkının başkasına devredilebileceğine ilişkin hüküm de bulunmadığını, dava dışı … A.Ş’nin irtifak hakkının ….’sinin onayını almadan geçersiz sözleşme ile davacıya devrettiğini, irtifak hakkı ayni bir hakkı olduğundan bu hakkın devrinin de hakkın tesisinde olduğu gibi resmi şekilde yapılması gerektiğini, irtifak hakkı sözleşmesinde devir yetkisi bulunmadığı gibi devir tapuda yapılmadığından sözleşmesin geçersiz olduğunu davacı şirketin aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, öte yandan müvekkilinin uzun yılardır dava konusu taşınmazı mülk sahibi ….’sinin tahakkuk ettirdiği ecrimisil bedellerini ödeyerek kullandığını, …’sinin müvekkilinin kullanımına rıza gösterdiğini, bu sebeple uzun yıllar süren ilişkinin kira ilişkisine dönüştüğünü, müvekkilinin de haksız işgalci değil kiracı olduğunu, meni müdahale ve kal istemi ile dava açılamayacağını, ecrimisil bedellerini mülk sahibine ödediğinden, ödenmesi gereken bir ecrimisilin de bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava mülkiyeti … irtifak hakkı ise dava dışı … A.Ş.’ne ait olup kullanım hakkı davacıya devredilen taşınmaz kısmına davalı tarafından yapılan el atmanın önlenmesi kal ve ecrimisil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmesi üzerine davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince; İstinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
Dava başlangıçta Sulh Hukuk Mahkemesinde açılmış olup Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas ve …. Karar sayılı kararı ile görevli mahkemenin Asliye Mahkemesi olduğu belirtilerek mahkemenin görevsizliği ile dosyanın Asliye hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, Antalya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/01/2017 tarih ve …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 19/04/2018 tarih ve …. Esas …. Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, dava dosyasının Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen esas sırasına kayıt edilerek yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde hüküm verildiği görülmektedir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) Sayılı Tarifede “Yargı Harçları” başlığı altındaki “III-Karar ve İlam Harcı” alt başlığında konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde, hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı alınacağı hükme bağlanmıştır.
Harçlar Kanunu’nun 28/1-a maddesi gereğince nispî karar ve ilam harcının 1/4’ü başvurma harcında olduğu gibi, dava açarken davacı tarafından peşin olarak ödenir. Dava açılırken peşin olarak ödenmesi gereken harcın eksik ödenmesi halinde, eksik harcın ne şekilde tamamlatılacağı 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 30. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre dava harçlarının eksik ödendiğinin yargılama sırasında anlaşılması halinde, yalnızca o celseye devam olunur ve davacı tarafa eksik harcı tamamlaması için uygun bir mehil verilir. Harç tamamlanmadıkça yargılamaya devam olunmaz. Mahkemece verilen süre içinde eksik harcın tamamlanmaması halinde, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Harçlar Kanunu’ndaki düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece gözetilmesi gerektiği gibi kanun yolu başvurusu sırasında ileri sürülmese dahi Bölge Adliye Mahkemeleri ve Yargıtay tarafından da resen gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayımıza gelince; dava dilekçesinde dava değerinin gösterilmediği, tevzi formunda ise dava değeri olarak “1.000,00” TL gösterilmek sureti ile 25,20 TL peşin harç alındığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada el atmanın önlenmesi talebi ile birlikte 1.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsili istenmiş olup, ilk derece mahkemesince mahallinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporunda taşınmazda tel örgü ile kapatılmış alanın 1165 m2 olduğu, bu alan içerisindeki …harfi ile belirtilen yapının dava tarihindeki değerinin ise 56.440,00 TL olduğu belirtilmiştir. Bu durumda el atmanın önlenmesi istenen taşınmaz ve üzerindeki yapıların değerinin dava dilekçesinde gösterilen “1,000,00” TL nin üzerinde olduğu açıkça ortada olup mahkemece el almanın önlenmesi istenen alan ve üzerindeki yapıların dava tarihindeki değerinin tespiti ile eksik harcın tamamlanması hususunda Harçlar Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükümleri gereğince işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kamu düzenine ilişkin harç eksikliği nedeni ile yargılamaya devam edilmesi mümkün olmadığı halde uyuşmazlığın esası hakkında yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Açıklanan nedenlerle davalının ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/4-6 maddesi gereğince kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince KABULÜ ile Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2019 tarih ve …. Esas …Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-)İlk derece mahkemesince yargılamaya devam edilerek yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-)Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalıya iadesine,
4-)Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde HMK’nun 353/1-a/4-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15/03/2022