Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2021/412 E. 2021/1702 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
5.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:27/11/2018
DAVANIN KONUSU:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:23/12/2021
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ:23/12/2021

Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Antalya Konyaaltı … köyü … parsel sayılı taşınmazın, Antalya Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğünde kayıtlı olup, mülkiyetinin Maliye Hazinesine ait olduğunu, taşınmazın, malik Hazine tarafından 14.12.2010 tarihli kullanma izin sözleşmesi ile 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun ve Türk Medeni Kanunun 826 md. uyarınca 31.08.1998 tarihinden başlamak, yapılaşma izni içerecek ve devredilebilir nitelikte olmak üzere bedelsiz olarak bir kamu işletmesi olan … A.Ş kullanımına bırakıldığını, taşınmazın kullanım hakkının 31.08.1998 tarihinden geçerli olmak üzere 30 yıl süre ile Antalya limanının işletmecisi konumundaki davacı müvekkiline devir teslim tutanağı ile bırakıldığını, taşınmazın zilyetliğinin müvekkiline devren teslim edildiğini, ancak davalının taşınmazın bazı bölümlerini işgal ettiğini, bu sebeplerle davanın kabulü ile, haksız el atmanın önlenmesini, davalıya ait tüm yapı ve muhtesatların kal’ine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 14.10.2010 tarihinden İtibaren şimdilik 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazı kullandıklarını malikin hazine olduğunu ve hazineye de ecrimisil ödediklerini ve bu sebeple haklı zilyet olduklarını, bu nedenle taşınmaz üzerine yapılar yaptıklarını, yapı bedelleri ödenmeden men ve kal istenemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin Kararı; mahkemece yapılan yargılama sonucunda; pasif husumet ve hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İleri Sürülen İstinaf Sebepleri:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı vekilinin taşınmazın davalı müvekkilinin işgali altında olduğunu belirttiğini, malik Hazine’ce davalı şirket hakkında ecrimisil ihbarnamesi düzenlenmemesinden tek başına taşınmazın davalı şirketçe işgal edilmediğini sonucuna varılamayacağını, taşınmaz üzerindeki yapılar yönünden ihbar olunan malik Hazine’nin herhangi bir talebi ve bu yapıların kendisine ait olduğu yolunda bir beyanı da bulunmadığını, müvekkilinin kullanım hakkı sahibi olarak yapıların yıkılmasına karar verilmesini istemekte de hukuki menfaati bulunduğunu belirterek Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2018 tarih ve … Esas, … Karar sayılını kararının kaldırılmasına ve davamızın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararda müvekkilinin dava konusu ile ilgisinin bulunmadığının tespit edildiğini, mahkemece verilen hükmün hukuka uygun olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.vurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, mülkiyeti Hazineye, irtifak hakkı ise … A.Ş.’ye ait olan ve işletme hakkı davacı şirkete devredilen çekişmeli taşınmaza davalının el atmasının önlenmesi, kal ve ecriimisil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair yazılı şekilde karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
6100 sayılı HMK’ nın 355.madde uyarınca, istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü taktirde bunu re’sen gözetir.
Dosya kapsamına göre davanın başlangıçta sulh hukuk mahkemesinde açıldığı, Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/11/2013 tarih, … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı ile asliye hukuk mahkemesine gönderildiği, Antalya 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2014 tarih … Esas, … Karar sayılı görevsizlik kararı üzerine Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.02.2015 tarih ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile asliye hukuk mahkemesine karşı görevsizlik kararı verildiği, yargı yerinin belirlenmesi için Yargıtay 20. Hukuk Dairesine gönderildiği, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10/12/2015 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı yeri olarak belirlenmesi üzerine dava dosyasının yukarıda belirtilen esas sırasına kayıt edilerek yazılı şekilde hüküm verildiği anlaşılmaktadır.
Tapu Müdürlüğünce gönderilen kayıtlar incelendiğinde davaya konu … Mahallesi … parsel sayılı taşınmazın mahalle bölünmesi ile … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaz olduğu, davaya konu taşınmazın tapuda Maliye Hazinesi adına kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerinde … A.Ş. lehine 14.10.2010 başlangıç tarihli ve 30 yıl süreli müstakil ve daimi nitelikte üst hakkı tesis edildiği, dava dilekçesi ekindeki belgelere göre Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 15.07.1998 tarih ve 98/44 sayılı kararı ile özelleştirilerek işletme hakkının 30 yıllığına davacı şirkete devredildiği, 14.12.2010 tarihli devir teslim tutanağı ile taşınmazın davacı şirkete teslim edildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin 14.10.2010 tarihine kadar malik Hazine’ye ecrimisil ödemek suretiyle taşınmazı işgal ettiğini, bu sebeple kullanımının iyiniyetli bir el atma olarak kabul edilemeyeceğini, taşınmazda 14.10.2010 tarihinden sonra da devam eden tecavüzler sebebi ile 3091 sayılı Yasa gereğince kaymakamlığa başvurduklarını ancak başvurunun usulden reddedildiğini, davalının Hazine’ye son olarak ne miktarda ecrimisil ödediğinin kendileri tarafından bilinmediğini beyan ettiği, delil olarak da Konyaaltı Kaymakamlığı kararı ve malik Hazine’nin taşınmaza ilişkin dosyası, ecrimisil tespit tutanakları ve tahsil makbuzlarının Antalya Milli Emlak Müdürlüğünden celbini talep ettiği görülmektedir. Davacı vekilinin dava dilekçesine ekli olarak sunduğu Konyaaltı Kaymakamlığının 09.04.2012 tarih ve 8 sayılı 3091 sayılı Yasa gereği verilen kararda şikayetçi olarak davacı şirket, karşı taraf olarak ise “… ” şirketinin gösterildiği yine dava dilekçesinde belirtilen Hazine’ye ecrimisil ödemek suretiyle haksız işgalci olduğu belirtilen şirketin de … Müdürlüğünce gönderilen belgelere göre “… Şti.” olduğu, anlaşılmaktadır. Nitekim anılan şirketin yetkilisi tarafından milli emlak müdürlüğüne sunulan 17.01.2006 tarihli dilekçe ile taşınmazın bir kısmını 01.04.2003 tarihinden bu yana ecrimisil ödemek suretiyle kullandıklarını, halen kullanılan kısım ile birlikte 2750 m2 lik kısmını da kiralamak istediklerini belirttiği, daha sonra milli emlak müdürlüğünce 2007 yılında dava dışı şirketin kullanımına ilişkin taşınmaz tespit tutanağı, ecrimisil kıymet takdiri ve ecrimisil ihbarnamesi düzenlendiği, davacı şirket tarafından defterdarlığa verilen 20.09.2011 tarihli dilekçe üzerine milli emlak uzmanlarınca mahallinde gidilerek 22.09.2011 tarihinde düzenlenen tutanakta ise daha önce … Şti. tarafından kullanılan yerlerin tamamının adı geçen şirketin iflası üzerine …. Şti. tarafından devralınarak kullanılmaya başlandığının … Şti. nin yetkilisi tarafından beyan edildiği … şirketinin kullanımının kalmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davalı şirket ise Osmaniye Ticaret Sicil Müdürlüğünün 19.03.2013 tarihli ticaret sicil tasdiknamesinden “… Ltd. Şti.” olup 29.07.2010 tarihinde ticaret sicilinde tescil edildiği, farklı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu, dosya kapsamına göre malik hazineye ecrimisil ödemek suretiyle taşınmazı kullanan dava dışı şirketle davalı şirketin, isim benzerliği dışında bir irtibatı tespit edilememiştir. Bu durumda davacının dava dilekçesinde açıkladığı işgal olgusuna ilişkin hususlar ve gösterdiği deliller dikkate alındığında davasını “… Ltd. Şti.” ne yöneltmesi gerekirken, kullanımına ilişkin herhangi bir tespit, tutanak, belge mevcut olmayan davalıya yönelttiği, davacı vekilinin HMK’nın 124. Maddesi kapsamında bir talebinin de bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara karşı ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-) Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 361/1 maddesi gereğince hükmün taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/12/2021