Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/680 E. 2023/1814 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ : 24/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 16.06.2021 tarihinde davalı şirket nezdinde trafik sigortalı aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralanan müvekkilinin %15 malul kaldığı tespit edilmiş ise de, maluliyetinin gün geçtikçe arttığını ve çalışma gücünün azaldığını, zorunluluk gereği KTK 97.maddesi uyarınca geçici ve sürekli iş göremezlik zararının ödenmesi için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, ihtiyari arabuluculuk için bir davacının bir başvurusu olmadığı halde davalı şirketin ibra alabilmek için dosyayı kendisinin arabuluculuk birimine ilettiği ve arabuluculuk sürecini başlattığı, ancak sürecin usulünce tamamlandığını, arabuluculuk görüşmesinin hiç olmadığı ve mevzuat hükümleri uyarınca usulüne uygun bir tutanak düzenlenmediği ve davacıyı bağlamadığını, davalının kötü niyetli olarak tutanağa ibraname vasfı kazandırmak istediğini, müvekkilinin maluliyet ve zararının artması nedeniyle KTK 97 md. uyarınca yapılan başvurunun ise reddedildiğini ileri sürerek zarar belirlendiğinde miktar arttırılmak üzere belirsiz alacak davası olarak şimdilik 500TL geçici, 500 TL sürekli işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili; davacı vekilinin iddialarının TMK 2. md. aykırı olup, arabuluculuk anlaşması gereğince bedelin davacı vekiline ödendiğini, zararın artması halinde bunda davacının müterafik kusuru olup olmadığının gözetilmesi, artan maluliyet durumunun ATK raporu ile belirlenmesi gerektiğini savunarak, davanın öncelikle arabuluculuk anlaşması nedeniyle usulden reddini, aksi halde esastan reddini istemiştir.
Mahkemece; tarafların arabuluculuk anlaşması ile aralarında anlaştıkları ve anlaşma uyarınca davacının yeniden tazminat talep edemeyeceği, arabuluculuk anlaşmasının tarafları bağladığı, 2918 sayılı KTK 111. md. kapsamında ibraname sayılmayacağı ve ek dava açılamayacağı, bu haliyle davanın dinlenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; aynı gerekçelerle kararı istinaf etmiş ve artan maluliyetten kaynaklı olarak uğranılan bakiye zararın tazmin edilmesi için kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine dairdir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacının sürücüsü olduğu motorlu bisiklete, davalı sigorta şirketinin trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacı yaralanmıştır. Davacı vekili davadan önce arabuluculuk tutanağı düzenlendi ise de, sürecin usulünce işlemediğini ileri sürerek tutanağın iptali ve artan maluliyet nedeniyle bakiye maddi zararlarının tahsilini istemiş, mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
16.06.2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan davacı … vekili Av. … tarafından zarara sebebiyet veren motorlu aracın trafik sigortacısı olan davalı sigorta şirketine zararın karşılanması amacıyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun’nun 97. maddesi gereğince yazılı başvuru yapılmıştır. Bu başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafından … tarihinde arabulucuya başvuru yapılmış ve tarafların ortak elektronik imzalarının bulunduğu 18/10/2021 tarihli belge ile sürecin arabulucu … tarafından yürütülmesi kararlaştırılmıştır.
… nolu ihtiyari arabuluculuk dosyasında süreç telekonferans görüşmeleri ile sonuca erdirilmiş, … tarihli arabuluculuk son tutanağı ve aynı tarihli arabulucu ve taraf vekillerinin imzalarının da bulunduğu anlaşma tutanağı ile daimi ve geçici maluliyet zararları ile bakıcı gideri, tedavi, rapor, ulaşım gideri dahil ZMMS kaynaklı poliçe kapsamındaki tazminat va alacak kalemlerinin tamamı, faiz ve tüm ferileri için 103.000 TL tazminat, 10.000TL vekalet ücreti ve arabulucu ücretinin davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince tazminat davası açılmadan önce sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurulması dava şartı olduğundan, taraflar arasındaki arabuluculuk süreci 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 18. bendi hükmü dikkate alındığında ihtiyari arabuluculuk olarak nitelendirilmelidir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasına göre “Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.”, 4. fıkrasına göre “Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.” ve 5. fıkrasına göre “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.”
Somut olayda, tarafların ihtiyari arabuluculuk sürecinde geçici iş görmezlik zararı, sürekli iş görmezlik zararı, tedavi, yol ve bakıcı giderlerini müzakere ettikleri, bu kalem zararlar için ayrı bir miktar belirlenmeksizin toplamında 103.000 TL tazminat ödenmesinin, ayrıca sigorta şirketinden, sigortalıdan ve sigortalı araç sürücüsünden kaza ile ilgili başkaca talepte bulunulmayacağı, feragat edildiğinin kararlaştırıldığı, anlaşma tarihinde davacının %15 engelli olduğuna dair Antalya Atatürk Devlet Hastanesinin … tarihli raporunun mevcut olduğu, … tarihli anlaşma tutanağı suretine göre bu tutanağın arabulucu ve taraf vekilleri tarafından elektronik imza ile imzalandığı, davacının arabululuculuk aşamasından sonra, kaza ile ilgili olarak açılan manevi tazminat istemli Antalya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında AÜ.den alınan … tarihli maluliyet tayinine ilişkin raporda 01/02/1992 doğumlu olan davacıda dalak kaybı nedeniyle raporla tespit edildiği tarihteki 29 yaşına göre %16.2 oranında maluliyet bulunduğu yönündeki belirleme üzerine, gelişen ve artan maluliyet iddiasında bulunularak eldeki davanın açıldığı, ancak maluliyetin artığına dair başkaca belge ve rapor sunulmadığı (maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, arabuluculuk anlaşma tutanağı tarihi olan … tarihinden sonraki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği) hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre ATK İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor) kaldı ki dayanak … tarihli rapordaki %16.2 oranında maluliyetin (fahiş fark bulunmaması) ve bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum niteliğinde olmadığı anlaşılmaktadır. Neticeten, tarafların uyuşmazlığı özgür iradeleriyle ihtiyari arabuluculuk yoluyla kesin olarak sonuca erdirdikleri, bu haliyle 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5 maddesi hükmüne göre davacı tarafın bakiye geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talep edemeyeceği, ilk derece mahkemesince de aynı nedenle davanın reddedildiği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 492 TL istinaf başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95‬ TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 24/11/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.