Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/06/2023
Yukarıda tarih ve sayısı yazılı ara karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili ve dosya kapsamına göre; 20/09/2021 tarihinde davacı … in olay günü idaresindeki …. plakalı motosikleti ile arkasında yolcu eşi … birlikte …. Caddesinde kavşaktan sola dönerek devam ederken, kavşaktan ilerlediği esnada, sağda park halinde olan diğer kamyonet sürücüsü davalı … ın aracının ön sol yan köşe kısmından, motosikletinde sağ yan arka teker kısmından çarpılması şeklinde yaşanan trafik kazası neticesinde oluşan bedensel ve maddi zarar nedeniyle, dava öncesi …. için ödenen 188.918,56 TL ile …. için ödenen 5.574,38 TL miktarın mahsubu ile bakiye maddi tazminatın hesaplanarak davalılardan tahsilini talep ettiği, olayda sürücü … ın söz konusu kazanın oluşmasında %100 kusurlu olduğunu, olayda davacı yolcu .. nın bacağına platin takıldığını ve müvekkil asıl mesleği olan masörlük/fizyoterapist görevini icra edemediğini, aynı zamanda davacı eşi … nün … nın tüm bakım ve giderlerine hizmet ettiğini, davacı sürücü … nün kaza neticesinde BTM ile girilebilir yüzünde, ellerinde, kollarında ve bacaklarında yüzeysel çizikler oluştuğunu, manevi tazminat olarak …. için 75.000,00 TL ve …. için 25.000 TL olmak üzere toplamda 100.000 TL manevi tazminat talep ettiklerini beyan ettiği, toplanacak delillere göre (6100 sayılı Yasa’nın 107.maddesi uyarınca) maddi tazminat tutarı belirlenerek (fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere), maddi ve manevi tazminat talepleri için davalı sürücü yönünden olay tarihinden; sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini ayrıca , müvekkillerin alacağı para alacağı olacağından dolayı öncelikle davalı sürücünün taşınır taşınmaz malları ile bankalardaki ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ, bunun mahkemece mümkün görülmemesi halinde ise İHTİYATİ TEDBİR konulmasına, karar verilmesini talep ettiği anlaşılmış;Mahkemece; 30/11/2022 tarihli tensip tutanağı ve açıklanan tensip gerekçesinde, davacı vekilinin, her iki davacı yönünden ihtiyati tedbir isteğinin ayrı ayrı reddine, davacı vekilinin, davacı ….. yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine, davacı vekilinin, davacı ….. yönünden ihtiyati haciz talebinin KABULÜ İLE; ilgili davacı bakımından uyuşmazlık konusu edilen dava değerinin %20’si oranında 15.600,00 TL nin teminat olarak mahkeme veznesine yatırılması koşuluyla; davalı ….adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine dava değeri 78.000,00 TL (3.000,00 TL maddi-75.000,00 TL manevi) ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiştir.
Mahkemece verilen ara karara karşı davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuş, her iki davacı yönünden ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerini yineleyerek mahkeme kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, haksız fiil nedeniyle ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) İİK’nun 257 ve izleyen maddelerine göre rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Bu kuralın haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteklerinde de uygulanması gerektiği belirgindir. Çünkü bu isteklerde de para alacağına kavuşulması amaçlanmaktadır. Yargıtay’ın istikrar kazanmış ilke ve uygulamalarına göre, haksız eylemden kaynaklanan zarar haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 24/05/2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. )
2-İhtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin özel ve yaygın bir türü olan ihtiyat-i tedbir 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş, ihtiyati tedbirin şartlarını belirten 1. fıkrasında; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir hükmü getirilmiştir.
3-Hem ihtiyati tedbir hem de ihtiyati haciz geçici hukuki koruma tedbirleri olmakla birlikte kanuni dayanakları, koşulları, sonuçları ve etkileri birbirinden farklıdır. İhtiyati tedbir HMK’nın 389 – 399. maddelerinde düzenlenmiştir. İhtiyati haciz ise İİK’nın 257 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 406/2 madde ve fıkrasında, ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümlerin saklı olduğuna değinilmiştir. Vurgulanmak istenen, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin aynılaşamayacağı, birbirlerininin yerine ikame edilemeyecekleridir. İhtiyati hacizde söz konusu olan para alacağıdır. İhtiyati tedbir ise ihtiyati haciz dışında kalan mal, hak ve diğer talepleri de kapsamaktadır. İhtiyati haczin amacı asıl olarak teminattır. İhtiyati tedbirde öne çıkan amaç ise korumadır. İhtiyati haciz, borçlunun diğer mal varlığı değerleri üzerinde de icra edilebilir. İhtiyati hacizde, alacaklının haklı çıkması halinde icra müdürlüğü aracılığıyla malın satışı gerçekleşecek ve bedel alacaklıya ödenecektir. İhtiyati tedbirin ise, uyuşmazlığın konusu olmayan sair mal varlığı değerleri üzerinde tatbiki kabil değildir.
4-Bu açıklamalardan sonra istinaf itirazının incelenmesinde; zarara sebebiyet veren kazaya ilişkin deliller, davacı vekilince delil olarak bildirilen Antalya 35.Asliye Ceza Mahkemesi …. Esas sayılı dosyasının derdest olduğu, haksız fiillerde temerrüt haksız fiil tarihinde gerçekleştiğinden ihtiyati haciz şartları oluşmuştur. Davacılar vekili de öncelikle ihtiyati haciz konulmasını, bunun mümkün olmaması halinde ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir. Her nedense davacılar vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesindeki talebi ile uyumlu olmayacak biçimde, ilk derece mahkemesince reddedilen ihtiyati tedbir kararının haksız olduğunu beyanla aynı zamanda ihtiyati tedbir kararı da verilmesini istemiştir. Az yukarıda (3) nolu kısımda açıklandığı üzere ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir birbirinden farklı kurumlar olup birbirinin yerine ikame edilemeyeceğinden bazen verildiği üzere ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir şeklinde bir geçici hukuki koruma usulü de bulunmamaktadır. Hal böyle olunca haksız eylemden kaynaklanan tazminat ve alacak isteklerinde para alacağına kavuşulması amaçlandığından, zararın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiğinden mahkemece davacı …. yönünden de onun BTM ile giderilebilir yaralanması bulunması ve eşinin de olayda ağır yaralanması nedeniyle manevi tazminat talep edebileceği nazara alınması suretiyle her iki davacı yönünden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davacı …. yönünden şartların bu aşamada kabule göre mevcut olmadığından bahisle ihtiyati haciz talebinin reddedilmesi doğru olmamıştır.
Davacılar vekilinin reddedilen ihtiyati tedbir istemine yönelik istinafına gelince, davacının talebi haksız fiil nedeniyle uğradığı zararlardan oluşan maddi ve manevi tazminat talebinden ibaret para alacağına ilişkindir. Davalı … ın taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle, davada ihtiyati tedbirin yasal şartları mevcut değildir. Bu yönü ile davacıların ihtiyati tedbir taleplerinin reddedilmesine bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davacılar vekilinin kabul edilen ihtiyati haciz talebi hakkında belirlenen teminatın yüksek olduğuna yönelik istinafına gelince; 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 258. maddesinde, “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur. Mahkeme iki tarafı dinleyip dinlememekte serbesttir. İhtiyatî haciz talebinin reddi halinde alacaklı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir.” 265. maddesinde ise; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir. Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir. İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” hükümleri yer almaktadır. Kanunda düzenlendiği üzere Borçlu ve Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişilerin teminata itiraz etme hakları bulunmasına rağmen, alacaklı için böyle bir imkan tanınmamıştır. Kanunun yazılı düzenlemesinden Borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz hakkı bulunduğu belirtilerek mefhumu muhalifi gereği yüze karşı verilen ihtiyati hacizde borçlunun itiraz hakkı bulunmamakta ve yine düzenlemeye göre ihtiyati haczin kabulünden sonra belirlenen teminata karşı alacaklıya itiraz hakkı tanınmamaktadır. Bu nedenle istinaf mahkemesi, ihtiyati haciz kabul kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı yapılan istinaf taleplerini incelemekle görevli olduğundan, davacılar vekilinin teminata yönelik itiraz ve istinafını inceleme görevi bulunmamaktadır. Bu nedenle teminata yönelik bu istinaf talebinin usulden reddi gerekir.
4-)Tüm bu anlatılanlar ve açıklamalar ışığında, HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada esiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
6-)Buna göre; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin 30/11/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin davacı …. yönünden reddi kararının kaldırılmasına, davacılardan … nün ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca kabulü ile dava değeri olan 26.000,00 TL (1.000,00 TL maddi-25.000,00 TL manevi) tazminat talepleri toplamı olan 26.000 TL’lik miktar kadar davalı … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malvarlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine (İİK.’nun 82. ve 83. maddeleri ile özel yasalarınca haciz edilemeyecek mal, hak ve gelirler ile maaş gelirleri ve maaş gelirinin yattığı banka hesapları hariç) %20 teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi için hükmün yeniden tesisi gerekir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ihtiyati haciz talebi hakkında davacı …. yönünden KISMEN KABULÜNE, ihtiyati tedbir ara kararına yönelik istinaf talebinin REDDİNE, ihtiyati haciz ara kararında belirlenen teminatına yönelik istinaf talebinin USULDEN REDDİNE,
II-İlk derece mahkemesinin 30/11/2022 tarihli tensip zaptı davacı …. yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara kararın kaldırılmasına, ve hükmün HMK’nın 353/1-b/2 madde ve fıkrası uyarınca AŞAĞIDAKİ GİBİ YENİDEN TESİSİNE,
1-) Davacılardan … nün ihtiyati haciz talebinin İİK’nın 257 ve devamı maddeleri uyarınca kabulü ile …. için dava değeri olan toplam 26.000 TL’lik miktar kadar davalı ….adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul malvarlıkları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine (İİK.’nun 82. ve 83. maddeleri ile özel yasalarınca haciz edilemeyecek mal, hak ve gelirler ile maaş gelirleri ve maaş gelirinin yattığı banka hesapları hariç) %20 teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı uygulanmasına,
2-)İhtiyati haciz kararının 2004 Sayılı İİK.’nun 261. maddesinde öngörülen 10 günlük süre içerisinde talep edilmesi halinde ilk derece mahkemesinin yargı çevresi içindeki Antalya İcra Dairelerine ibrazla yerine getirilmesine, ihtiyati haciz kararının icrasının süresinde istenmemesi halinde verilen ihtiyati haciz kararının hükümsüz kalacağının ihtarına,
III-İstinaf incelemesi yönüyle ;
1-İstinaf peşin ilam harcının istemesi halinde karşı tarafa iadesine,
2- Davacı tarafça istinaf kanun yolun başvurma harcı olan 220,70 TL ile 458,70 TL istinaf yargılama gideri olan toplam 679,40 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davacıya verilmesine,
3-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair 01/06/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-f madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.