Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/502 E. 2023/279 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; davacının vasisinin … olduğunu, davacının kızı … ‘ in 27.02.2011 tarihinde gerçekleşen trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, kazaya sebep olan … plakalı araç sürücüsünün davalının sigortalısı olduğunu, davalıya başvuru yapıldığını ancak eksik ödeme yapıldığını beyanla arttırılmış haliyle 63.878,21 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkeme, davalıya sigortalı aracın tam kusurlu olduğu, desteğin bir kusurunun olmadığı,davalı sigorta şirketinin davaya cevap vermediği,ancak ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı defiinde bulunduğu, davalıya ödemenin ne kadarlık kısmının davacı için yapıldığının sorulduğu cevap verilmediği, davacı vekilinin açıklaması ve TBK (nın 102.maddesi dikkate alınarak davacı için 24.121,79 TL ödeme yapılmış olduğunun kabulü gerektiği, yine davacının teminat limitine göre davalıdan 63.878,21 TL isteyebileceğinin anlaşıldığı, ve davanın bu miktar üzerinden ıslah edilmiş olduğu, ancak kaza tarihinin 27 Şubat 2011, ıslahın ise 26.04.2022 olması karşılığında ceza zamanaşımı süresi de dolduğu, davalının eksik ödeme tarihinde temerrüde düştüğünün anlaşıldığı gerekçesi ile, davanın kısman kabulüne,10.000 TL’nin 27.07.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya erilmesine, fazlaya ilişkin talebin zamanaşımı sebebiyle reddine karar vermiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı vekili; mahkemenin hukuki nitelendirme hususunda ağır yanılgıya düştüğünü, taksirle ölüm sebebiyle uzamış (ceza) zamanaşımının 15 yıl olduğunu, ıslah tarihinde bu müddetin dolmadığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu
Davalı sigorta şirketi vekili; davacının müracaatı üzerine tazminat bedeli ödenmekle huzurdaki davanın reddi gerektiğini, yine ödeme tarihine göre hesaplama yapılması ile tediyenin açıkça yetersiz olduğunun görülmesi halinde hesaplanan bakiye kısma hükmedilmesi gerektiğini, yine vekil eden sigorta şirketinin … ’ın başvurusu üzerine ödeme yaptığını, ölenin annesi … tarafından yapılan bir başvuru bulunmadığını, bu sebeple davacı için 03.06.2011 tarihinde 25.976,94 TL ve 27.07.2011 tarihinde 24.121,79 TL ödendiğinin kabulü ile, ödeme o tarihe göre zararı karşıladığı için davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin kaza üzerine tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, yine her halükarda mahkemece kusur raporu temin edilmeden, ceza dosyasındaki bilirkişi raporu dikkate alınarak müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, hesap bilirkişisi tarafından davalı sigorta şirketince 27/07/2011 tarihinde yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması üzerine yeniden usulüne uygun hesaplama yapılarak davacının desteğinin ölümünden ötürü bakiye alacağının olduğunun anlaşılmasına, davalı tarafça davadan önce yapılan ödeme sonrasında sulh ve feragatname alındığının savunulup ortaya konulamamasına göre somut uyuşmazlıkta 2918 Sayılı KTK’nın 111.maddesindeki iki yıllık sürenin tatbik edilemeyecek oluşuna, davalı sigorta şirketi tarafından 2011 yılında iki ayrı tarihte yapılan ödemelerin sadece davacı baba için yapıldığının ispat edilememesine, orta refüjde bekleyen yayaya davalı sigorta şirketinin sigortaladığı araç sürücüsünün hızlı seyirle direksiyon hakimiyetini kaybederek çarpmasından ötürü dava dışı sürücünün tam kusurlu kabul edilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, sigortanın ilk başvuru sırasında temerrüte düşmüş olduğunun benimsenmesinde isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyada mahkeme uzamış (ceza) zamanaşımı süresi dolduğundan bahisle arttırılan miktar yönüyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç isabetsizdir. Şöyle ki, kazanın 27/02/2011 gününde meydana geldiğini, trafik kazası ölüm e yaralama ile neticelenmiş olup, TCK’nın 85 ve 66/1-d.madde ve bentleri uyarınca ceza zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu .bunun TBK’nın 72.maddesi ve 2918 sayılı yasanın 109.maddesi uyarınca eldeki uyuşmazlığa da tatbiki gerektiği, buna göre dava tarihi ve ıslah tarihi itibariyle sözü geçen müddetin dolmadığı görülmekle davacının istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davalının istinaf başvurusunun reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın kabulü ile; 63.878,21 TL nin 27.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve bakiye poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
II-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
Kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE
1-Davanın kabulü ile; 63.878,21 TL nin 27.07.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve bakiye poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 4.363,52 TL harçtan peşin olarak alınan 54,40 TL ve ıslah ile alınan 185,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.124,12 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL peşin, 54,40 TL başvuru ve 185,00 TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-AAÜT uyarınca hesaplanan 10.220,51 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti, 139,60TL tebligat-posta-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 839,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. Maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak alınarak Hazineye gelir kaydına,
III-İstinaf incelemesi yönünden;
Başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf peşin ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, davacı tarafından yapılan 36,00 TL istinaf yargılama gideri ile 220,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı yönünden alınması gerekli 683,10 TL’den davalı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 503,2‬0 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, avans iadesi, tebligat, kesinleştirme, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 06/03/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi