Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/434 E. 2023/1427 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/11/2022
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/12/2017 tarihinde dava dışı sürücü … ‘ in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması sonucunda çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre davacının kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini, kazaya karışan davalıya ait aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu trafik sigortası bulunmadığından …nın, davacının uğramış olduğu maddi zararların tazmininden, varsa diğer sorumlularla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu davacının dava konusu kaza nedeniyle ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında yapılan ilk müdahalenin ardından uzun süre yatarak tedavi gördüğünü, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, bakıcı ihtiyacının olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle Antalya 25. Asliye Ceza Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, kaza sonrasında davalı …’ nca hasar dosyası oluşturulduğunu ve müvekkile kısmi ödeme yapıldığını, ancak yapılan bu ödemenin müvekkilinin zararlarını karşılamadığını, davalı yanca bu süreçte başkaca bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle arabuluculuğa başvurduklarını ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını, beyanla 100,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 300,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeni ile müvekkil … ‘ na başvurduğunu, sunduğu raporlarda davacının sürekli iş göremezlik oranının %14 olarak belirtildiğini, bu oranlar dikkate alınarak müvekkilce açılan hasar dosyasında hazırlanan aktüerya raporu gereği davacıya 101.102,00 ödeme yapıldığını, davacının kendisine daha fazla tazminat ödenmesi talebi ile ilgili olarak herhangi bir gerekçe ya da iddiasını destekleyecek bir delil sunmadığını ve açıklama yapmadığını, geçici iş göremezlik süresine ilişkin gider ve tazminatların SGK’ nın sorumluluğunda olduğunu, destek, iş göremezlik veya beden gücü kaybı tazminatının kâr amacı içeremeyeceğini, bu nedenle TTK 1 de düzenlenen “ticari hükümler” ve TTK 3 de düzenlenen ” ticari işler” veya iş kanunu kapsamındaki alacakların kavrama dahil olmadığını, destek, iş göremezlik veya beden gücü kaybı tazminatına ticari banka veya banka faizi istenemeyeceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince ‘’ Davacı yan 13/02/2019 tarihinde davalı sigorta şirketini ibra etmiş olup, KTK hükümleri ve yerleşik yargı içtihatları uyarınca 2 yıl içerisinde ibranamenin geçersizliğine ilişkin iddiasını içerir dava açmalıdır, aksi takdirde ibranamenin geçerli olduğu hüküm ve sonuçlarını doğuracağı kabul edilmiştir. Bu süre hak düşürücü süredir. Taraflarca iddia edilmese dahi resen değerlendirilmelidir. Somut olayda davacı ibranamesi ile talep konusu alacak kalemlerinden davalıyı 13/02/2019 tarihinde ibra etmiş olup, 13/02/2021 tarihi itibari ile ibranamenin geçersizliğine ilişkin iddiası bakımından hak düşürücü süre dolmuş, ibraname kesinleşmiştir. Davacı arabulucuya 05/03/2021 tarihinde başvurmuş, başvurduğu tarih itibari ile ibraname taraflar yönünden kesinleşmiş olmakla, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ‘’karar verilmiştir.
Davacı vekili, ibranamede fazlaya ilişki haklarını saklı tuttuklarını, yine iki yıl içinde dava açmadan ve iki yıllık süre dolmadan arabulucuya ve …na başvurduklarını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının davalıyı ibra ettiği ibra tarihinden itibaren iki yıl içinde ilgili yasa hükümleri uyarınca ibranamenin geçersizliği ileri sürülmediğinden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de davaya konu ibranamede davacı vekili fazlaya ilişkin ve başkaca sorumluluğa karşı talep, dava ve her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla ihtirazi kayıt ile ibranameyi imzaladığını belirttiğinden kayıtsız şartsız ibra söz konusu değildir. Buna göre işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, kararın KALDIRILMASINA
Dava dosyasının, Dairemiz kararında belirtildiği üzere inceleme yapılarak bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine iadesine
Peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonucunda verilecek yeni kararda dikkate alınmasına
Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereği duruşmasız ve kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 03.10.2023