Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/423 E. 2023/1838 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 05/12/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; 09/08/2013 tarihinde …. a ait, … işletmeciliği AŞ’nin işleteni olduğu, sürücü …. ın sevk ve idaresindeki ….. plaka sayılı otobüsün, sağ şerit üzerinde yolcu indirmek için duran sürücü … ın sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı araca çarptığını ve çarpma neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kaza anında …. plakalı otobüste küçük kızı ile birlikte yolcu olarak bulunmakta olup kazadan kaynaklı yüzünde sabit iz oluştuğunu, sürekli maluliyete uğradığını, olayla ilgili başlatılan soruşturma sonrasında Antalya 20. Asliye ceza mahkemesi …. esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, müvekkilin içerisinde bulunduğu …. plakalı otobüsün şoförü davalı … ın tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, ceza aldığını ve cezanın kesinleştiğini, yine bu dosyada alınan sağlık raporu sonucunda müvekkilinin kaza sonucunda yüzünde sabit iz kaldığının belirlendiğini, fotoğraflardan da müvekkilinin yüzünde sabit iz olduğunun anlaşıldığını, yüzünde sabi iz oluşmasından dolayı müvekkilinin bir çok iş başvurusundan sonuç alamadığını ve ev hanımı olarak yaşamını sürdürmek zorunda kaldığını, müvekkilinin kaza anında ve sonrasında büyük korku yaşadığını, tedavi sürecinde acı ve ıstıraplar çektiğini, manevi olarak zarar gördüğünü, …. plaka sayılı aracın …. AŞ tarafından sigortalandığını, sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak anlaşılamadığını beyan ederek; 100,00 ₺ (TL) sürekli iş göremezlik tazminatı ve 10.000,00 ₺ (TL) manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
2.Davalı … ……AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı definde bulunduklarını, hukuk mahkemesinin ceza mahkemesinin kusur belirlemesi ile bağlı olmadığını, sürücü … ın kusurlu olduğu iddialarını bu nedenle kabul etmediklerini, müvekkili şirketin sorumlu olduğuna dair iddiaları kabul etmediklerini, ATK’dan rapor aldırılması gerektiğini, davacının mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, kusurlarının olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı definde bulunduklarını, trafik kaza tespit tutanağını kabul etmediklerini, davacının maddi manevi tazminat taleplerini kabul etmediklerini beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
4.Davalı …. AŞ vekili (…. AŞ) cevap dilekçesinde özetle; usulüne uygun müvekkiline bir başvuru olmadığını, zaman aşımı definde bulunduklarını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe limitinde olmadığını beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince 1-Davacının sürekli iş göremezlik zararı talebinin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 2.000,00 TL manevi tazminatın 09.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …. İşletmeciliği Taşımacılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE karar verilmiştir.
Davacı vekili, iş göremezlik yönünden verilen kararın hatalı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık, yolcu taşıması sırasında meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile maddi-manevi tazminat isteğine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 914/2 maddesi gereğince taşıyıcı, taşıma sırasında yolcuların kaza nedeni ile yaralanması veya ölümü halinde her türlü zararı karşılar. Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları da manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni ile birlikte aracı bilet satmak suretiyle taşımacılıkta kullanan teşebbüs doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Davalı şirketin işlettiği otobüs ile dava dışı araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu, davalı şirketin işlettiği otobüste yolcu olarak bulunan davacı yaralanmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle davacı ile davalı şirket arasında yolcu taşıma sözleşmesi kurulmuştur. Trafik kazası da bu sözleşmenin ifası sırasında gerçekleşmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3/ (1) maddesinin (1) bendinde ise tüketici işlemini; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Bu hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dava; tüketici sıfatına sahip davacı ile yolcu taşımacılığı yapan davalı şirket arasındaki yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 20/12/2019 tarihinde açılmıştır.
6502 sayılı yasanın 73/1. maddesi tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli olacağı öngörülmüştür. Yine aynı yasanın 83/2 maddesi, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez hükmünü ihtiva etmektedir. Davacılar ile diğer davalı şirket arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmasa dahi, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının istenilmesi, diğer davalılar hakkındaki davanın tefrikinin usul ekonomisine uygun düşmemesi ve farklı kararların verilmesinin önüne geçilmesinin amaçlanması nedeni ile tüketici mahkemesinin görevli olmadığından bahsedilemez.
6100 Sayılı HMK’nun 1 inci maddesine göre görev hususu kamu düzenine ilişkin ve 114/1-c maddesi uyarınca ayrıca dava şartı olduğundan aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca da her aşamada mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması zorunludur. Buna göre ise o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı ve karar kesinleştiğinde talep halinde gönderme kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır (Benzer Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/09/2015 gün ve 2015/9974 esas, 2015/9594 karar sayılı ilamı, Yargıtay (Kapatılan).17. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 gün ve 2016/18663 esas, 2017/640 karar sayılı ilamı). Bu nedenle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğu halde genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi usul bakımından hukuka aykırı ve bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan 6100 Sayılı HMK un 355/(1) inci fıkrası uyarınca resen Dairemizce göz önüne alınmıştır.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre, davacı vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince kabulü ile aynı yasanın 353/1 inci maddesinin (a-3) bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasına ilişkin kayıtların kapatılarak görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde görülmesi için dosyanın Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iade edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas – …. Karar sayılı, 15/06/2022 tarihli kararının HMK.’nun 353/1 inci maddesinin (a-3) bendi uyarınca ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın esasının kapatılarak; davanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde yeniden görülmesi için Antalya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine İADE EDİLMESİNE,
4-Davacının yatırdığı istinaf harçlarının istek halinde İADESİNE,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak 05/12/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.