Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/2443 E. 2023/1806 K. 24.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 24/11/2023
YAZIM TARİHİ: 27/11/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı …. A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …. nın sürücüsü, davalı … nın kayıtlı maliki olduğu …. plaka sayılı motosikletle, davalı … ın sürücüsü, davalı … A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu …. plaka sayılı otomobil arasında 01/01/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacılar …. ve … ın çocukları, davacı … ın kardeşi olan … ın yaşamını yitirdiği, motosikletin olay tarihi itibariyle geçerli trafik sigortası bulunmadığından davalı …. destekten yoksun kalma zararından sorumlu olduğu, davadan önce davalı … tarafından müvekkillerine 18/06/2020 tarihinde 145.475,00 TL ödeme yapıldı ise de bu ödemenin zararı karşılamadığından bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada davacılar için 1.000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, davacıların her biri için 70.000,00’er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. , …. ve … dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 26/10/2022 tarihli talep artırım dilekçesiyle; davacı …. ile ilgili bakiye destekten yoksun kalma tazminatı 258.708,36 TL’nin (sigorta teminat limitleri dolayısıyla davalı …. Sigorta A.Ş. yönünden 247.066,00 TL ile davalı …. yönünden 164.906,00 TL ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte, davacı …. ile ilgili bakiye destekten yoksun kalma tazminatı 159.892,68 TL’nin (sigorta teminat limiti dolayısıyla davalı …. yönünden 99.619,00 TL ve davalı …. A.Ş. yönünden 162.934,00 TL ile sınırlı olmak üzere) kaza tarihinden itibaren bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı …. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; 2918 sayılı KTK’nın 87. maddesi gereğince kusurlu araçla hatır taşıması yapılması halinde yolcunun zararının …. dan istenemeyeceği, davacı tarafın davadan önce müvekkiline usulüne uygun bir şekilde başvuruda bulunmadığı, dava şartı yerine gelmediği gibi temerrüdün de oluşmadığı, ehliyetsizlik, alkol gibi müterafik kusur durumlarının değerlendirilmesi gerektiği, davacı kardeşin destek tazminatı talebinde bulunamayacağı, müvekkili sigortacının kâr amacı gütmediği için yasal faiz dışında bir faiz talebinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Akseki Mahkemelerinin yetkili olduğu, müvekkiline davadan önce usulüne uygun bir başvuru yapılmadığı, eksik belge ibraz edildiği, bu nedenle dava şartının oluşmadığı, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, davacı kardeşin maddi tazminat talep edemeyeceği, sigortalı araç sürücünün trafik kazasının meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı, müterafik kusur ve hatır taşıması hususlarının dikkate alınması gerektiği, müvekkilinin davadan önce temerrüte düşürülmediği, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediği için aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik kazasının meydana gelmesinde herhangi bir kusuru bulunmadığı, tüm kusurun diğer davalı motosiklet sürücüsünde olduğu, ölenin kask takmadığı ve hatır için motosiklette taşındığı için gerekli indirimleri yapılması gerektiği, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğu, Akseki mahkemelerinin yetkili olduğunu beyanla davanın reddi istemiştir.
Davalılar …. ve …. davaya benzer cevap dilekçelerinde özetle, Akseki Mahkemelerinin yetkili olduğu, tüm kusurun sinyal vermeden aniden sola dönüş yapan davalı sürücü … da olduğu, ayrıca ölenin kask kullanmadığı, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğu, davacıların zararlarının davalı …. tarafından yapılan ödeme ile karşılandığını beyanla davanın reddini istemişlerdir.
DELİLLER:
Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosya kayıtları, trafik kazası tespit tutanağı, kusur raporları, tazminat bilirkişi raporu, sosyal ve ekonomik araştırma tutanağı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; ölen desteğin davacı kardeşine destek olduğu ispatlanmadığından bu davacının destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceği, trafik kazasının meydana gelmesinde davalı motosiklet sürücüsü …. nın %70, davalı otomobil sürücüsü … ın %30 oranında kusurlu olduğu, ölenin motosikletle yolcu olarak taşındığından davalılar …. , …. ve …. aleyhine hesaplanan maddi tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği, yine ölen desteğin motosikletle seyahati sırasında kask kullanmadığı için neticenin ağırlaştırılmasına sebep olduğundan tüm davalılar aleyhine hesaplanan maddi tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davadan önce davalı … tarafından yapılan ödemenin davacı anne ve babanın destek zararlarını karşılamadığı, yapılan ödemenin güncellenmiş halinin hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiği gerekçesiyle, davacı … ın açtığı maddi tazminat davasının reddine, davacı … ’ın açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 127.914,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar …. , …. ve …. yönünden 95.935,61 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve …nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile …. yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temerrüt tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …’ın açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 206.966,68 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar …. , …. ve …. yönünden 155.225,01 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve … nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile …. yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temürret tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacıların açtıkları manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı …. için 40.000,00 TL, davacı …. için 40.000,00 TL ve davacı …. için 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. , …. ve …. ’dan 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince hesaplanan maddi tazminattan %20 oranında hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapıldığı, bu indirim oranlarının fahiş şekilde yüksek olduğu, bu oran üzerinden indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığı, ayrıca ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının da müvekkillerinin manevi zararlarını karşılamadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tam olarak kabulünü istemiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili …. tazminat sorumluluğu bulunmadığı, destek sigortasız motosikletle hatır için taşındığından müvekkilinin müteselsil sorumlu tutulamayacağı, ayrıca müvekkilinin davadan önce yaptığı ödemenin motosiklet sürücüsünün kusuruna göre değerlendirilmesi gerektiği, yine güncelleme yapılırken salt faiz işletmek yerine asgari ücretteki artış oranının dikkate alınması suretiyle güncelleme yapılması gerektiği, sigorta poliçesi teminat limitinin 410.000,00 TL olup, yargılama gideri, vekalet ücreti ve ilam harcının teminat limitine göre oranlanması gerektiği ve kalan teminat limitinin de karara yazılması gerektiği, ek dava için müvekkili sigortacıya 2918 sayılı Yasa’nın 97. maddesi gereğince yazılı başvuru dava şartının yerine getirilmediği, bu nedenle müvekkilinin temerrüte düşmediği, ilk derece mahkemesince temerrüt tarihinin yanlış belirlendiği, ilk derece mahkemesince tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapıldıysa da ne miktarda indirim yapıldığının kararda belirtilmediği, tazminat hesabı yapılırken kaza tarihine göre 1,8 teknik faiz hesabı üzerinden tazminatın belirlenmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine davadan önce eksik belge ile başvurulduğu için dava şartı oluşmadığı ve müvekkilinin temerrüte düşürülmediği, bu nedenle faiz ve yargılama gideri sorumluluğunun bulunmadığı, sigortalı araç sürücüsünün trafik kazasının meydana gelmesinde bir kusuru bulunmadığı, tazminat hesabı yapılırken kaza tarihindeki asgari ücretin dikkate alınması ve devre başı ödemeli belirli süreli rant yönteminin uygulanması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 53/3 maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince haksız fiile bağlı ölüm halinde ölenin yakınları manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. …., kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmaması veya aracın tespit edilememesi halinde maddi zarardan 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince sorumludur.
Davalı … nın sürücüsü, davalı … nın işleteni olduğu sigortasız motosikletle, davalı … nın sürücüsü, davalı …. A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu otomobil arasında meydana gelen trafik kazası sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacıların yakını …. vefat etmiştir. Davacılar bu ölümden dolayı destekten yoksun kalma zararları ile manevi zararlarının tahsilini talep etmişler, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar karar verilmiş, bu karara karşı tüm taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Davalılar …. , …. ve … ilk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurmuşlarsa da, kendilerine verilen kesin süre içerisinde eksik istinaf harçlarını ikmal etmediklerinden ilk derece mahkemesince 15/06/2023 tarihli ek kararla davalı …ın , 28/07/2023 tarihli ek kararlarla davalılar …. ve … nın istinaf başvurularının yapılmamış sayılmalarına karar verilmiş, adı geçen davalılar ek kararlara karşı istinaf yasa yoluna başvurmadıklarından davalılar …., … ve … nın istinaf istemleri incelenmemiştir.
Manavgat 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 07/07/2021 gün ve …. esas, …. sayılı kararı ile … ın ölümüyle sonuçlanan trafik kazası nedeniyle davalı … ın taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan TCK.’nın 85/2, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 18.200,00 TL adli para cezası ile, davalı … nın taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan TCK.’nın 85/2, 31/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 12.100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin 30/11/2022 gün ve …. esas, …. sayılı kararı ile ilk derece ceza mahkemesi kararı kaldırılarak davalı … ın taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan TCK.’nın 85/2, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 22.800,00 TL adli para cezası ile, davalı … nın taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan TCK.’nın 85/1, 31/3, 62, 50 ve 52. maddeleri gereğince 24.300,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 tarih ve 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Kesinleşmiş ceza mahkemesi kararına göre davacıların yakını olan …ın ölümüne her iki davalı sürücünün kusurlu eyleminin sebebiyet verdiği, dolayısıyla her iki sürücünün ölümle sonuçlanan haksız eylemin faili olduğu, gerek araç sürücüleri ve gerek araç işletenleri ve trafik sigortacılarının oluşan zararlardan TBK’nın 61. maddesi ile 2918 Sayılı Yasanın 85. ve 91. maddeleri gereğince müteselsilen sorumlulukları bulunduğu, müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince zarara uğrayanın kusuru dışında TBK’nın 162/2 ve 163/1 maddeleri gereğince tüm müteselsil sorumluların kendi kusur oranları ile sınırlı olmaksızın zararın tamamını karşılamakla yükümlü olduğu, ceza mahkemesince kabul edilen kazanın oluş şekli ve ilk derece mahkemesince alınan kusur raporlarına göre davalı motosiklet sürücünün %70, davalı otomobil sürücüsünün %30 oranında kusurlu bulundukları dikkate alındığında, davalıların kusura ve kusurları oranında tazminattan sorumlu olmaları gerektiğine yönelen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 20/03/2020 gün ve 31074 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış değişik haliyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.2 maddesi gereğince “Sigortacı; hak sahibinin, kaza veya zararın tespit edilebilmesi için bu Genel Şartlar ekinde yer alan gerekli tüm belgeleri sigortacının merkez veya şubelerinden birine ilettiği tarihten itibaren sekiz işgünü içinde tazminatı hak sahibine öder. Sigortacının kendisine iletilen belgelere haklı olarak itiraz etmesi veya kendisinin hak sahibinden ya da başka bir kurumdan haklı olarak yeni bir belge talep etmesi halinde söz konusu süre yeni talep edilen belgenin sigortacının merkez veya şubelerinden birine iletilmesinden sonra başlar. Sigortacı hak sahibinden münhasıran hak sahibinin tazminat hakkını etkileyen bilgi ve belgeleri talep edebilir.”
Yine Genel Şartlara eklenmiş Ek-6 ile ölüm halinde tazminat ödemelerinde istenilecek belgeler olarak; 1-Kaza raporu, varsa bilirkişi raporu, keşif zaptı veya mahkeme kararı, 2-Veraset ilamı, 3-Ölüm belgesi ve ölü muayene otopsi raporu, 4-Anne ve baba bilgisini de gösterir güncel vukuatlı nüfus kayıt örneği, 5-Ölen kişiye ait kaza tarihi itibarıyla son gelir durum belgesi ve 6-Hak sahibine ait banka hesap bilgileri (banka – şube adı, iban numarası) gösterilmiştir.
Davacılar, davadan önce 04/06/2020 tarihli dilekçesiyle tazminat ödenmesi için davalı …. A.Ş.’ne yazılı başvuru yapmış, bu yazı 09/06/2020 tarihinde kayıt altına alınmış, eksik olduğu bildirilen evraklar 14/07/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine ulaştırılmıştır. Sadece ölene ait SGK hizmet dökümü ve son gelir belgesi gönderilmemiş ise de, ölenin öğrenci olduğu bildirilmiş olmakla tüm eksiklikler ikmal edilmiş ve 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesinde yazılı dava şartı koşulu tamamlanmış bulunmaktadır.
Diğer yandan davalı …. , kendisine yapılan yazılı başvuru üzerine davacı tarafa motosiklet sürücüsünün kusuruna göre yaptığı hesaplama üzerine ödeme yapmıştır. Bu davalı ödeme yapmış olmakla kendisine eksik evrakla başvuru sözkonusu olmayıp, eksik ödediği tazminat alacağı için ayrıca bir başvuru yapılmasına gerek yoktur.
Bu nedenle davalı sigorta kuruluşlarının davadan önce yazılı başvuru koşulunun gerçekleşmediği ve davadan önce temerrüt halinin oluşmadığı ve faizin uygulanma tarihlerine yönelen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
3-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
İptal kararından sonra 19/06/2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 Sayılı Yasanın 18. maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere;
“Bu tazminatlardan;
a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,
b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,
hesaplanır.”
cümlesiyle,
“Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.”
şeklinde ikinci fıkra eklenmiştir.
Bu yasal değişiklikten sonra Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar 04/12/2021 gün ve 31679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış, trafik kazalarından kaynaklanan araç hasarları değer kaybı hesabıyla, ölüm ve sakatlık halinde tazminat hesabının nasıl yapılacağı belirli kurallara bağlanmıştır.
Ne var ki, 14/02/2023 gün ve 32104 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 29/12/2022 gün ve 2021/82 esas, 2022/167 sayılı kararıyla özetle; trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanma ile maddi hasarlardan kaynaklı zararların tazmini için 6098 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde işletene karşı dava açılabilmesinin mümkün olduğu, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin değer kaybı, destekten yoksun kalma ve/veya sürekli sakatlık zararına uğraması hâlinde işletenin ve kazadan dolayı olası sorumlu diğer kişilerin tazminat borçlarının kapsamı 6098 sayılı Kanun’a göre belirlendiği, uğranılan zararın gerçek tutarının ne olduğu anılan Kanun kapsamında açılan davalara ilişkin yargı kararlarıyla şekillendiği, işletenin tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sözleşme yapılmış olan sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamı ise dava konusu kurallara göre belirlendiği, başka bir ifadeyle haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından doğan söz konusu zararların tazmininden dolayı sorumlu olan kişilerin tazminat sorumluluklarının hesaplanması farklı kurallara tabi kılındığı, bunun da zarar görenin gerçek zararının karşılanamaması riskini ortaya çıkardığı, bu çerçevede işleten ve olası diğer sorumluların 6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan tazminat borçlarının kapsamı ile sigorta şirketinin dava konusu kurallara göre hesaplanan tazminat borcunun kapsamının farklılaşabileceği, 6098 sayılı Kanun’a göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarının dava konusu kurallara göre hesaplanan değer kaybı, destekten yoksun kalma ve sürekli sakatlık tazminatlarından yüksek bir miktara tekabül etmesi hâlinde üçüncü kişinin zararının, bu zararı teminat altına alması için öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında karşılanamamasının söz konusu olabileceği, bu durumun zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı ve karayolu zorunlu trafik sigortasının öngörülmesinin temelinde yatan mağdurun gerçek zararının karşılanması amacıyla bağdaşmayacağının açık olduğu gerekçesiyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci fıkrasına eklenen ikinci cümle ile ikinci fıkranın iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararı ile Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar da yasal dayanaktan yoksun hale geldiğinden kendiliğinden hükümden düşmüştür. Böylece trafik kazalarından kaynaklanan zararlar hakkında 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanacaktır. Anayasa Mahkemesi kararında da açıklandığı üzere uğranılan zararın gerçek tutarının ne olduğu ve nasıl hesaplanacağı Yüksek yargı kararlarıyla şekillendiğinden, artık tazminat hesabı yerleşik yargı içtihatları doğrultusunda yapılacaktır.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin son kararları itibariyle (Yargıtay 4. HD. 23/06/2021 gün ve 2020/2895 esas, 2021/3586 karar);
“Gerçek zarar miktarı; hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvelleri ile saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir.”
Buna göre Yargıtay tarafından da benimsendiği üzere davacının muhtemel bakiye yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi gerekir.
Ayrıca yine Yargıtay uygulamalarına göre destekten yoksun kalma tazminatında; bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi (progresif rant) yönteminin kullanılması suretiyle yapılması gereklidir.
İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu kullanılarak ve progresif rant yöntemi uygulanarak tazminat hesabı yapıldığı gözetildiğinde, davalı tarafın tazminat hesabında devre başı ödemeli belirli süreli rant yönteminin uygulanması gerektiğine dair istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
4-Tazminat bilirkişi, davadan önce davalı …. tarafından ödenen tazminatın ödeme tarihindeki veri ve koşullara göre hesaplandığında davacı anne ve babanın destek zararlarını karşılamadığı, rapor tarihi itibariyle davacı annenin destek zararının 355.312,76 TL, davacı babanın destek zararının 234.338,98 TL olduğunu mütalaa ettikten sonra davacı anne için ödenen 82.160,00 TL tazminatın güncellenmiş değeri 96.604,40 TL düşüldüğünde davacı annenin karşılanmayan bakiye zararının 258.708,36 TL, davacı baba için ödenen 63.315,00 TL tazminatın güncellenmiş değeri 74.446,30 TL düşüldüğünde davacı babanın karşılanmayan bakiye zararının 159.892,68 TL olduğunu mütalaa etmiştir.
Tazminat bilirkişisi raporuna göre davalı … nın ödeme yaptığı tarih itibariyle dava annenin destek zararı 192.905,48 TL, davacı babanın destek zararı 126.978,15 TL olup, bu davalı tarafından davacı anneye 82.160,00 TL, davacı babaya 63.315,00 TL destek zararı ödenmiş olup, bilirkişi tarafından belirlenen destek zararlarından %20 hatır taşıması indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapıldığında, ödenen destekten yoksun kalma tazminatlarının davacı anne ve babanın destek zararlarını karşılamadığı görülmektedir.
İlk derece mahkemesince bilirkişi tarafından ödenen tazminatın güncellenmiş halinin mahsubu suretiyle belirlenen tazminatlardan; davalılar …. , …. ve …. yönüyle %20 hatır taşıması ve %20 müterafik kusur indirimi sonrası, davacı anne için (258.708,36 TL X 60/100) 155.225,01 TL, davacı baba için (159.892,68 TL X 40/100) 95.935,61 TL, davalılar …. ve …. A.Ş. yönüyle %20 müterafik kusur indirimi sonrası, davacı anne için (258.708,36 TL X 80/100) 206.966,68 TL, davacı baba için (159.892,68 TL X 80/100) 127.914,14 TL destekten yoksun kalma tazminat sorumluluğuna karar verilmiştir.
Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca gerek hatır taşıması ve gerek müterafik kusur indirimi oranları %20’dir. Bu miktardan az ya da bu miktardan çok indirim yapılması mümkün değildir.
Olay tarihi itibariyle ölüm halinde maddi tazminat poliçe limiti 410.000,00 TL miktarla sınırlıdır.
İlk derece mahkemesince davalı ….A.Ş. aleyhine (127.914,14 TL + 206.966,68 TL) toplam 334.880,82 TL, davalı …. aleyhine (95.935,61 TL + 155.225,01 TL) toplam 251.160,62 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir. Davalı …. davadan önce 145.475,00 TL ödeme yaptığından poliçeden 264.525,00 TL limit kalmıştır. Kalan limit ilk derece mahkemesince hükmedilen toplam 251.160,62 TL tazminattan fazla olduğundan, her iki davalı sigorta yönünden poliçe limiti aşan bir tazminat kararı bulunmamaktadır.
İlk derece mahkemesince maddi tazminat kararı için harç ve yargılama masraflarında davalı sorumluluğu hükmedilen tazminat miktarlarına göre oranlanarak tahsil kararı verilmişken, vekalet ücreti yönüyle böyle bir oranlama yapılmaması hatalı olduğundan, davalı … nın vekalet ücretine yönelen istinaf talebi yerinde görülmüştür.
5-Davadan önce yapılan tazminat ödemelerinin yetersiz olması halinde, bu ödemelerin güncelleştirilmesi işleminin; ödenen tazminat miktarına ödeme tarihi ile bilirkişi raporu tarihi arasında işleyen yasal faizin eklenmesi suretiyle yapılması gerektiği, bunun haricinde sebepsiz zenginleşme hükümlerinde uygulandığı gibi denkleştirici adalet kuralı gereğince mahsuba karar verilirken, davadan önce verilen paranın alım gücünün, bilirkişi rapor tarihindeki alım gücüne uyarlanması gibi bir yöntem uygulanmadığı, yine istikrar kazanan Yargıtay içtihatlarına göre bilinmeyen dönem tazminat hesabının hüküm tarihine en yakın tarihteki gelir durumuna göre yapılması gerektiği, kaza tarihindeki gelir ve asgari ücretin esas alınmasının mümkün olmadığı dikkate alındığında davalı tarafın aksi yöndeki istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
6-Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, haksız fiilin ölümle sonuçlanması, davacı tarafın müterafik kusuru ve hatır için taşındığı, paranın satın alma gücü, günün ekonomik koşulları ve yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alındığında davacı anne ve baba için hükmedilen 40.000,00’er TL, davacı kardeş için hükmedilen 30.000,00 TL manevi tazminat miktarı dosya kapsamına göre azdır. Belirtilen nedenler ile hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacı baba …. için 65.000,00 TL, davacı anne …. için 65.000,00 TL ve davacı kardeş …. için 50.000,00 TL tazminat, davacıların manevi zararlarını karşılayacak miktardadır.
Hal böyle olunca; açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacılar vekilinin hatır taşıması ve müterafik kusur oranlarına yönelen istinaf itirazları, davalı … nın vekalet ücretinden hükmedilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı tutulması gerektiği dışındaki tüm istinaf itirazları ile davalı …. A.Ş.’nin tüm istinaf itirazlarının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına, davalı …. vekilinin maddi tazminatta vekalet ücretinden hükmedilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı tutulmaları gerektiğine yönelen istinaf istemlerinin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacı … ın açtığı maddi tazminat davasının reddine, davacı …. ’ın açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 127.914,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar …. , … ve …. yönünden 95.935,61 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve … nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile …. yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temerrüt tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı …. ’ın açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 206.966,68 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar … , …. ve … yönünden 155.225,01 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve …nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile …. yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temürret tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacıların açtıkları manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı …. için 65.000,00 TL, davacı …. için 65.000,00 TL ve davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …. , … ve …. ’dan 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin reddine, davacı tarafın usuli kazanılmış hakları da dikkate alındığında davalı … nın maddi tazminat vekalet ücreti sorumluğunun aleyhine belirlenen maddi tazminat miktarı ile sınırlı tutulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin hatır taşıması ve müterafik kusur oranlarına yönelen istinaf itirazları, davalı … nın vekalet ücretinden hükmedilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı tutulması gerektiği dışındaki tüm istinaf itirazları ile davalı …. A.Ş.’nin tüm istinaf itirazlarının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin manevi tazminat miktarlarına, davalı …. vekilinin maddi tazminatta vekalet ücretinden hükmedilen maddi tazminat miktarı ile sınırlı tutulmaları gerektiğine yönelen istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk derece mahkemesi olan Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – …. Karar sayılı 21/02/2023 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacı …. ın açtığı maddi tazminat davasının REDDİNE,
b)Davacı …. ’ın açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 127.914,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar … , … ve … yönünden 95.935,61 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve … nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile …. yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temerrüt tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c)Davacı …. ’ın açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 206.966,68 TL destekten yoksun kalma tazminatının (davalılar …. , …. ve … yönünden 155.225,01 TL sınırlı olmak kaydı ile) davalı sigorta şirketi ve …. nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile … yönünden 18/06/2020 temerrüt tarihinden, davalı …. A.Ş. yönünden 21/07/2020 temürret tarihinden, gerçek kişi davalılar yönünden 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
ç)Davacı ….ın açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 65.000,00 TL manevi tazminatın 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılar … , … ve … ’dan müteselsilen alınarak bu davacıyaa verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
d)Davacı … ın açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 65.000,00 TL manevi tazminatın 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılar … , … ve ….’dan müteselsilen alınarak bu davacıyaa verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
e)Davacı … ın açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 01/01/2020 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılar … , … ve … ’dan müteselsilen alınarak bu davacıyaa verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
f)Maddi tazminat yönünden davacıların peşin yatırdıkları 10,25 TL harç ile 1.419,49 TL tamamlama harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 21.445,97 TL karar ve ilam harcının 16.084,47 TL kısmının tüm davalılardan müteselsilen, kalan 5.361,49 TL kısmının ise davalılar …. A.Ş. ile … dan müteselsilen alınarak Hazineye verilmesine, ilk derece mahkemesince karar tarihinden sonra davalı …. tarafından 04/05/2023 tarihinde 16.084,47 TL bakiye karar harcı yatırılmış olmakla sadece davalılar …. A.Ş. ile … ın sorumluluğunda kalan 5.361,49 TL bakiye karar ve ilam harcı için harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, davalı … tarafından yatırılan 16.084,47 TL bakiye karar ve ilam harcının Hazineye gelir kaydına, davacıların yatırdığı 59,30 TL başvurma harcı ile Hazineye gelir kaydına karar verilen 10,25 TL peşin harç ve 1.419,49 TL tamamlama harcının tüm davalılardan müteselsilen alınarak davacılar …. ve ….a verilmesine,
g)Manevi tazminat yönünden davacıların peşin yatırdıkları 717,26 TL harcın Hazineye gelir kaydına, bakiye 11.578,54‬ TL karar ve ilam harcının davalılar … , … ve … dan müteselsilen alınarak Hazineye verilmesine, davacıların yatırdığı ve Hazineye gelir kaydına karar verilen 717,26 TL peşin harcın tüm davalılar …. , …. ve … dan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
ğ)Maddi tazminat yönünden davacıların yaptığı 3.869,1‬0 TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan 3.095,28 TL’lik kısmının, 2.321,46 TL’sinin tüm davalılardan müteselsilen, kalan 773,82 TL’sinin ise davalılar … A.Ş. ile … dan müteselsilen alınarak davacılar … ve …a verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
h)Manevi tazminat yönünden davacıların yaptığı 84,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 72,00 TL’sinin davalılar …. , …. ve …. ’dan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
ı)Davacı …. maddi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 20.187,12 TL nispi vekalet ücretinin, 15.349,70 TL kısmının tüm davalılardan müteselsilen, kalan 4.837,42‬ TL kısmının ise davalılar …. , …. , … A.Ş. ve .. dan müteselsilen alınarak anılan bu davacıya verilmesine,
i)Davacı …. maddi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 31.975,33 TL nispi vekalet ücretinin, 24.283,75 TL kısmının tüm davalılardan müteselsilen, kalan 7.691,58‬ TL kısmının ise davalılar …. , … , … A.Ş. ve … dan müteselsilen alınarak anılan bu davacıya verilmesine,
j)Davalılar …. , … ve … A.Ş., davacı …. tarafından açılan maddi tazminat davasında kendilerini vekil aracılığıyla temsil ettirdiklerinden, ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi gereğince belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacı … dan alınarak anılan davalılara verilmesine,
k)Davacılar …. ile … ın reddedilen maddi tazminat talepleri hatır taşıması ve müterafik kusur indirimine dayandığından davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
l)Davacı …. manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/1 maddesi gereğince belirlenen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … , … ve … dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
m)Davacı …. manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/1 maddesi gereğince belirlenen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … , … ve … dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
n)Davacı …. manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/1 maddesi gereğince belirlenen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … , … ve … dan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
o)Davalı …. , davacı …. tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, ret edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/2 maddesi gereğince belirlenen 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı … tan alınarak bu davalıya verilmesine,
ö)Davalı …. , davacı …. tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, ret edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/2 maddesi gereğince belirlenen 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı … tan alınarak bu davalıya verilmesine,
p)Davalı …. , davacı …. tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, ret edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/1-4 ve 13/1 maddesi gereğince belirlenen 17.900,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı … tan alınarak bu davalıya verilmesine,
r)Zorunlu arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin haklılık durumu, hakkaniyet gereği; 990,00 TL’sinin davalılardan (davalı … A.Ş. ve … nın poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile ve 500,00 TL’sinden sınırlı sorumlu olması kaydıyla) alınarak Hazineye gelir kaydına, 330,00 TL’sinin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, ilk derece mahkemesince karar tarihinden sonra davalı … tarafından 04/05/2023 tarihinde 500,00 TL arabuluculuk ücreti yatırılmış olmakla sadece davalılar … , … ve … ın sorumluluğunda kalan 490,00 TL bakiye arabuluculuk ücreti ile davacıların sorumluluğunda kalan 330,00 TL bakiye arabuluculuk ücreti için harç tahsil müzekkeresi yazılmasına, davalı … tarafından yatırılan 500,00 TL arabulucu ücretinin Hazineye gelir kaydına,
s)Artan gider avansının ilgililerine iadesine,
5-Davacılar tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 179,90 TL istinaf karar harcının talepleri halinde iadesine,
6-Davalı …. tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, (179,90 + 5.718,93) 5.898,83 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
7-Davalı ,…. A.Ş. tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile (179,90 TL + 5.720,00 TL) 5.899,90 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 16.975,81 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
8-Davacılar tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 249,4‬0 TL istinaf başvuru gideri toplamı 741,40 TL’nin davalılar … , … ve … dan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı … ile … A.Ş.’nin yaptıkları istinaf başvuru giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
10-Artan istinaf gider avansların yatıranlara iadesine,
11-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 24/11/2023 tarihinde, kabul ve ret edilen dava değerleri dikkate alındığında 6100 sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.