Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2023
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/11/2023
Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/08/2019 tarihinde Trabzon ili … ilçe merkezinde davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile müvekkili adına kayıtlı … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, trafik ekiplerince tutulan tutanakta davalı sürücünün %100 kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespit edildiğini, müvekkili Almanya’da yaşıyor olsa da HMK 9. Maddesine göre mutad meskeninin Denizli olduğundan zarar görenin ikametgahı mahkemesi olan Denizli Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaza neticesinde müvekkilinin aracının sol ön ve arka kapı, sol ön çamurluğu, sol ön kapı camı, sol aynasının hasar gördüğünü, Çeşmeliler servisinde aracın yürür hale gelip kısmen tamir edildiğini, ancak müvekkilinin Almanya’ya dönmek zorunda olduğundan araç tam olarak tamir edilemeden Sindelfingen’e geri döndüğünü, kalan tamir işlemlerini Almanya’da yaptırıp cebinden karşıladığını, müvekkili tarafından ödenen ve davalılar tarafından tazmin edilmeyen masraflar için şimdilik 100,00 TL belirsiz alacak olarak 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, masraf ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkemeye sunulan 22/12/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle; 100,00 TL talep edilen onarım bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 16.085,86 TL’ye yükseltilerek onarım bedeli alacağının olay tarihi olan 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olduğu şirketin yalnızca sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu gözetildiğinden kusur oranının tespiti bakımından adli tıp trafik ihtisas dairesine dosyanın gönderilmesi gerektiğini, müvekkili tarafından … poliçe nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın karıştığı kazaya dair zararı sadece poliçe limiti ile karşılamakla mükellef olduğunu, meydana gelen kazanın oluşumunda kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının davacının kusurlu eylemi neticesinde kesildiğini, davacının talep ettiği tazminat miktarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kaza tarihinden itibaren istenen avans faizinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin faiz sorumluluğunun dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak kabul edilmesi gerektiğini, sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp, sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığını, poliçe üzerinde azami teminat tutarının yazılmış olmasının tamamının ödeneceği anlamını taşımadığını, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-16.085,86 TL hasar bedelinin davalılar … ve …’den olay tarihi olan 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davalı … Sigorta AŞ yönünden hasar bedeline ilişkin arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden hasar bedeline ilişkin talebin 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK nın 5/A maddesi gereğince arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-25,00 TL değer kaybı bedelinin davalı … Sigorta AŞ’den poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihi olan 12/08/2021 tarihinden itibaren davalılar … ve …’den olay tarihi olan 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-25,00 TL araç mahrumiyet bedelinin davalılar … ve …’den olay tarihi olan 20/08/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE karar verilmiştir.
Davacı vekili, sigorta şirketi yönünden arabuluculuğa başvurduklarını davanın davalı sigorta şirketi yönünden de kabulü gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu mahkemece belirlenen KDV hariç olduğu bu nedenle davanın kesinlik sınırının üstünde olduğu anlaşıldıktan sonra;
Mahkemece değer kaybı ve araç mahrumiyet zarar talebine ilişkin arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği, hasar bedeli yönünden davalı sigorta şirketi ile yapılmış arabuluculuk görüşme tutanağının bulunmadığı anlaşılmakla, sigorta şirketi yönünden arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair karar verilmiş ise de ; Tüm dosya kapsamında ve dava dilekçesi ekinde sigorta şirketine başvuru yapıldığına dair bir dilekçeye rastlanamamıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yine aynı yasanın 100. maddesine göre; “Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır”
Bu yasa maddelerinden de açıkça anlaşıldığı üzere, zorunlu ya da ihtiyari mali mesuliyet sigortasına karşı tazminat davası açılmadan önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunludur. Dava açılması, dava dilekçesinin sigorta şirketine tebliğ edilmesi ya da davadan önce arabulucuya başvurulması bu zorunluluğun tamamlandığı anlamına gelmeyecektir.
Davacı taraf dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvurmuşsa, buna ilişkin belgelerin dosyaya ibrazı ile başvuru koşulunun usulünce olup olmadığı değerlendirilmelidir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi ile dava şartları gösterilmiş olup, aynı yasanın 115. maddesi ise;
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”
düzenlemesini içermektedir.
Eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı zararın tazmini için davalı … Sigorta A.Ş.’ne yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış ise, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, davacıya davalı … Sigorta A.Ş.’ne yazılı müracaat etmesi için kesin süre verilip yerine getirilmesi halinde sonucunun beklenmesi yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün kaldırılarak dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
İstinaf başvurusunun sair istinaf nedenleri incelenmeksizin ESASTAN KABULÜNE; HMK’nın 353/1-a-6 madde ve bendi uyarınca KARARIN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için DOSYANIN MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE; peşin ödediği istinaf ilam harcının istemesi halinde davacıya iadesine; 21/11/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.
…