Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 18/12/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 18/12/2023
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1-son cümle uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olan ve dava dışı …. idaresinde bulunan …. plakalı vasıtanın içerisinde yolcu konumunda davacı olduğu halde seyri sırasında meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığı ve iş göremezliğe maruz kaldığı ve maluliyet oranın her geçen gün arttığı, müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında …. numaralı dosyasında yüz yüze görüşme gerçekleştirilmeden, zararın kapsamı saptanmadan, tazminatın hangi alacak kalemi için hesaplandığı hususu açıklanmadan 126.000,00 TL ödeme yapılması hususunda mutabık kalındığı, haliyle ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanaklarının da usule ve mevzuata aykırı düzenlendiğinden bahisle, arabuluculuk tutanağının geçersizliğine ve iptaline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL geçici ve 500,00 TL daimi olmak üzere 1.000,00 TL iş göremezlik zararının olay tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; kaza sebebiyle taraflar arasında ihtiyari arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlandığı, anlaşma gereği 126.000,00 TL tazminat ve 9.480,00 TL vekalet ücreti ödeme yapıldığı, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, anlaşma tutanağının ibra olarak kabulünün ve iptalinin mümkün olmadığı, arabuluculuk görüşmelerinin anlaşma ile sonuçlanması halinde dava yoluna gidilemeyeceği, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte hak düşürücü sürenin geçtiği, maluliyet oranının artığı ve ödemenin yetersiz kaldığı yönündeki iddiaların ispatı gerektiği, kusur yönünden tespit yapılmadan önce olaya dair yürtülen ceza davasının yargılama sonucunun beklenmesi, kaza sebebiyle davanın geçici ödeme alıp almadığı hususunun ve müterafik kusur durumunun araştırılması ve hesaplanacak tazminat lazım gelen indirimlerin yapılması gerektiği, ticari faiz talebinin haksız ve yersiz olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Alanya Cumhuriyet Başsavcılığı …. soruşturma numaralı dosya UYAP kayıtları, kaza tutanağı, tedavi evrakları, Antalya Arabuluculuk Bürosu …. Başvuru numaralı, …. dosya numaralı anlaşma sağlanamadığına dair tutanak, …. dosya numaralı arabuluculuk anlaşma belgesi sureti, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının geçici ve sürekli iş görmezlik zararından kaynaklı tazminat talep ettiği ve bu tazminat kalemlerinin ihtiyari arabulculuk görüşme tutanağında açıkça belirtildiği, anlaşma tutanağının ibra belgesi olarak nitelendirilemeyeceği, yine tutanakta davacı vekilinin imzasının yer aldığı ve tutanağa herhangi bir ihtiyari kayıt düşülmediği, irade bozukluğu iddiasının ileri sürülmediği, bu halde davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrarla ihtiyari arabuluculuk görüşme tutanağının usul ve mevzuata aykırı düzenlendiği, yüz yüze görüşme yapılmadığı, sürecin müzakere edilmeden evrak üzerinde toplantı yeri belirtildiği, tazminat kalemlerinin açıklanmadığı, anlaşma tutanağına davalı yanın ibraname niteliği kazandıracak ifadeler koydurduğu, tutanağın davalı yanın menfaatine olacak şekilde düzenlendiği, davalının yasaya ve hukuka aykırı şekilde ibra almaya çalıştığı ve kötü niyetli olduğu, davacının %19 maluliyet oranına göre hesaplama yapılarak tazminatın belirlendiği, oysa halihazırda davacının %25 oranında daimi maluliyeti bulunduğu, müvekkilinin sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğundan kazanın meydana gelmesinde kusuru da olmadığı, artan yeni maluliyet oranın dolayısıyla yeniden tazminat talep edilebileceğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalı vekili istinafa cevap vermemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle dava öncesinde düzenlenen arabuluculuk tutanağının iptali ile bakiye maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Dava dışı … ün sürücü olduğu aracın tek taraflı trafik kazası sonucu davacı yaralanmıştır. Davalı, trafik kazasına karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı vekili davadan önce arabuluculuk tutanağı düzenlendi ise de bu tutanağın hükümsüz olduğunu ileri sürerek tutanağın iptali ve bakiye maddi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
01/03/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanan davacı …. vekili Av. …. tarafından arabulucuya başvuru yapılmış ve …. nolu arabuluculuk dosyasında süreç sonuca erdirilmiş, 03/11/2021 günlü arabulucu ve taraf vekillerinin imzalarının da bulunduğu anlaşma belgesi ile daimi ve geçici maluliyet zararları, bakıcı gideri ile tedavi giderine ilişkin olarak 126.000,00 TL tazminat, 9.480,00 TL vekalet ücreti davalı sigorta şirketi tarafından ödenmesi, 660,00 TL arabulucu ücretinin taraflarca eşit olarak ödenmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi gereğince tazminat davası açılmadan önce sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurulması dava şartı olduğundan, taraflar arasındaki arabuluculuk süreci 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 18. bendi hükmü dikkate alındığında ihtiyari arabuluculuk olarak nitelendirilmelidir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. maddesinin 1. fıkrasına göre “Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.”, 4. fıkrasına göre “Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.” ve 5. fıkrasına göre “Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.”
Somut olayda, tarafların ihtiyari arabuluculuk sürecinde geçici iş görmezlik zararı, sürekli iş görmezlik zararı, tedavi gideri ve bakıcı giderlerini müzakere ettikleri, bu dört kalem zarar için ayrı bir miktar belirlenmeksizin toplamında 126.000,00 TL tazminat ödenmesinin kararlaştırıldığı, anlaşma tarihinde davacının %25 engelli olduğuna dair …. Hastanesinin 28/09/2021 tarihli raporunun mevcut olduğu, 03/11/2021 tarihli anlaşma tutanağı suretine göre bu tutanağın arabulucu ve taraf vekilleri tarafından bizzat imzalandığı, davacının arabululuculuk aşamasından sonra maluliyetinin artığına dair iddiadan öte bir belge ve rapor sunmadığı, tarafların uyuşmazlığı özgür iradeleriyle ihtiyari arabuluculuk yoluyla kesin olarak sonuca erdirdikleri, bu haliyle 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/5 maddesi hükmüne göre davacı tarafın bakiye geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı talep edemeyeceği, ilk derece mahkemesince de davanın reddedildiği gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 492,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 18/12/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.
…