Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 22/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2023
Davacı vekili: müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca davalı … nin idaresindeki araç ile çarpması sonucu oluşan çift taraflı trafik kazasında yaralanan müvekkilinin uğramış olduğu geçici iş göremezlikten ve sürekli iş göremezlikten doğan zararları, tedavi giderleri, bakım giderleri yönüyle şimdilik 10.000 TL’nin ( fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla daha sonra artırılmak üzere) davalı sürücüden olay tarihinden, davalı sigorta şirketinden poliçe limiti aşılmamak kaydıyla temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve manevi zararı bakımından 50.000TL’nin davalı … dan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili; sigortaya başvurunun usulsüz yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru bulunmadığını, kusur ve zararın ispatı gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının maluliyet durumunun tespiti için Adli Tıp Kurumuna sevk edildiği, kurumca muayenesinin yapılacağı tarihte hazır olması için davacı vekiline kesin süre verilmesine rağmen ara kararı gereğinin yerine getirilmediği, kesin süreye rağmen davacı asilin muayenesinin yaptırılmadığı, dosyadaki mevcut delillere göre geçici ve kalıcı iş görmezlik zararı bulunduğu hususunun ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; kesin süreye ilişkin ara kararın usulüne uygun olmadığını, davanın reddedileceğinin ara kararda belirtilmediği, Adli Tıp Kurumunca verilen ilk randevu tarihi olan 03/06/2022 tarihindeki randevuya gidilmemiş ise de, kurum tarafından yeniden davacının 21/10/2022 tarihinde muayene için hazır bulundurulması istenmiş olduğu halde 06/10/2022 tarihli celsede davanın sonlandırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; Trafik kazasında uğranılan bedensel zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacı taraf 02/08/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle geçici ve kalıcı iş görmezliğe uğradığı ve iş görmezlik zararı bulunduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Yargılama sırasında mahkemece davacıya ait tedavi evrakları dosyaya getirtilmiş, iş görmezlik yönüyle Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesinden rapor alınmasına karar verilmiş, … tarihli E-duruşmada hazır bulunan davacı vekiline (2) nolu ara karar ile, ” davacı asilin tüm tedavi evrakları ile birlikte 03/06/2022 randevu tarihinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas kurulunda hazır edilmesi için kesin süre verilmesine, aksi halde maluliyet raporuna dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ihtarına ” karar verilmiştir.
İstanbul Adli Tıp Kurumu 2 İhtisas Kurulunun …. tarihli cevabi yazısında davacının 03 Haziran 2022 günü muayeneye gelmesi istenmiş iken muayeneye gelmediği, rapor düzenlenebilmesi için … günü saat …’da hazır bulunacak şekilde muayeneye gönderilmesinin istendiği ve rapor düzenlenmeksizin dosyanın iade edildiği anlaşılmıştır.
SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik zararı ödendiği ve davalı sigorta şirketine rücu edildiği, Antalya 1. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında 5.358,13 TL geçici işgöremezlik zararı tespit edildiği ancak olayın iş kazası niteliğinde olmadığı belirtilmiş, maluliyeti belirleyen bir rapor alınmadığı görülmüştür.
Mahkemece yargılama sırasında davacının sürekli işgöremezlik zararının ( maluliyet) belirlenmesi amacıyla rapora sevk edilmiş, ancak adli tıp kurumunda muayenesi için belirlenen günde hazır olmaması nedeni ile raporu temin edilememiş, bu nedenle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemece verilen kesin sürenin Yargıtay kararlarına ve usulüne uygun olarak verilmediği gibi, davacının kaza nedeni ile yaralandığı ve vücudunda kemik kırığı oluştuğu, davalı tarafın da kazanın meydana gelmesinde kusurlu bulunduğu dosya kapsamından açıkça anlaşılmakla, davacıda oluşan yaralanma nedeni ile geçici iş görememezlik zararı, tedavi gideri ve uğranılan manevi zarar yönüyle dosya kapsamında toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılmaksızın sürekli maluliyetin oluşup oluşmadığını belirlemek açısından ara kararı ile verilen süreye uyulmadığı ve dolayısı ile zararın ispat edilemediğinden bahisle diğer talepler gözetilmeksizin davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olup, kabulü ile mahkemece davacı tarafa rapor için (geçici ve kalıcı işgöremezlik, bakım ihtiyacı yönüyle) usulüne uygun şekilde yeniden süre verilmesi, kesin süreye uyulmaması halinde dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, davacıdaki yaralanmanın niteliği, çalışamadığı süre gözetilerek tüm talepleri yönüyle bir değerlendirme yapılması ve bir karar verilmesi, raporun temini halinde rapor sonucuna göre tarafların delilleri eksiksiz toplanarak oluşacak sonuç dairesinde işlem yapılarak karar verilmesi için kararın kaldırılması ve HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; HMK’nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; davacının peşin yatırdığı istinaf ilam harcının talep halinde iadesine; harç ve teminat iadesi işlemleri ile kararın tebliği vs. işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,22/06/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.
……