Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2023
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 14/11/2023
YAZIM TARİHİ: 14/11/2023
05/06/2022 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya olan davacıların yakını … ın vefat ettiği, yakınlarının ahirete intikali sebebiyle davacıların elem ve üzüntüye düçar olduğu ve manen zarara uğradığı, olayda dava dışı araç sürücüsünün kusuru bulunduğu iddialarına dayalı olarak ölüme sebebiyet veren arasın kasko sigortacısı, teşebbüs sahibi ve işletenine husumet yönelterek manevi tazminat istemli ikame edilen davada, ayrıca sigorta şirketi dışındaki davalıların mal varlığı değerleri üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
Mahkeme, 21/12/2022 tarihli ara kararıyla dosyaya sunulan delil durumuna göre yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu benimseyerek talebi teminatsız kabul ederek davalılar …. Dağıtım ve Depolama Hizmetleri Anonim Şirketi ile ….Anonim Şirketine ait taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar vermiştir.
Mahkeme, davalıların ihtiyati haciz kararına yönelik itirazı duruşmalı inceleme neticesinde verdiği 27/01/2023 günlü ara karar ile reddetmiştir.
Davalı …. Dağıtım ve Depolama Hizmetleri Anonim Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut uyuşmazlıkta ihtiyati haciz kararı verilmesi için lazım gelen koşulların oluşmadığını, davanın yaklaşık olarak da ispat edilemediğini belirterek ara kararın kaldırılmasını ve talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. Aş vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılar murisinin ölümüne sebebiyet veren aracın dava dışı sürücüsünün müvekkili şirket çalışanı olmadığını, ayrıca sürücünün üst iş vereni konumunda da bulunmadığını, müvekkili şirketin teşebbüs sahibi de olmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, kusurun ve zararın da usulünce ispatlanması gerektiğini belirterek ihtiyati haciz ara kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, trafik kazası sonucu ölüm sebebiyle uğranılan manevi zarardan dolayı açılan tazminat davasında, geçici hukuki koruma kararına ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir.
2-İİK’nun 257 ve izleyen maddelerine göre rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Bu kuralın haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteklerinde de uygulanması gerektiği belirgindir. Çünkü bu isteklerde de para alacağına kavuşulması amaçlanmaktadır. Yargıtay’ın istikrar kazanmış ilke ve uygulamalarına göre, haksız eylemden kaynaklanan zarar haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 24/05/2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. )
3-Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından TBK.’nun 117/2 maddesi gereğince tazminat, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmekte ve tazminat borçlusu aynı tarihte temerrüde düşmektedir. Olay 05/06/2022 tarihinde gerçekleşmiş, dava ise 19/12/2022 tarihinde açılmıştır. Bu aşamada haksız fiil niteliğindeki trafik kazasının davalıların işleteni ve teşebbüs sahibi olduğu iddia edilen aracın sürücünün kusuru ile gerçekleştirildiğini kesin hüküm ile ispatlamak ve zararın boyutunu ve takdir olunacak tazminatın miktarının tam olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyete uygun değildir. Yakınlarının vefatı sebebiyle davacılar TBK 56/2 maddesi gereği zarar sorumlularından manevi tazminat adı altında para ödenmesini isteyebilirler. Dava dışı sürücünün davacıların yakının ölümüne sebebiyet verdiği trafik kazası tespit tutanağı ve açılan ceza davasıyla yaklaşık da olsa ispat ettiği gözetildiğinde gerek taraflara husumet düşüp düşmediği gerekse manevi tazminatla sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında araştırma ve inceleme yapılarak tazminat istemi hakkında bir karar verilinceye kadar davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına ve ilk derece mahkemesince ihtiyati hacze itirazın reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davalılar …. Dağıtım ve Depolama Hizmetleri Anonim Şirketi ve …. Aş. Vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, peşin harcın mahsubuna, bakiye 89,95TL istinaf karar harcının davalı …. Dağıtım ve Depolama Hizmetleri Anonim Şirketinden, 89,95 TL bakiye istinaf karar harcının ise …. Aş’den alınarak Hazineye gelir kaydına, istinaf giderlerinin başvuran davalı üzerinde bırakılmasına, 14/11/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-f madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.