Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1493 E. 2023/1730 K. 13.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2023
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 13/11/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 15/11/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; müvekkili şirket nezdinde genişletilmiş kasko sigortalı aracın davacı sürücünün tam kusuruyla meydana gelen trafik kazasında hasar görerek perte ayrıldığını ve sigortalısına 77.500 TL ödeme yapıldığını, sovtaj bedeli 15.500 TL ve …. A.Ş.nin yaptığı 39.000 TL ödemeler düşüldüğünde bakiye 23.000 TL zararın davalılardan tahsili gerektiğini ileri sürerek ödeme tarihinden itibaren tahsilini istemiştir.
Davalı …. ; talebin zamanaşımına uğradığını, davacının heyet raporu almadan ödeme yaptığı, diğer davalı sigortanın aracın hem kasko hemde trafik sigortacısı olduğundan sorumluluğu bulunduğunu savunarak hakkındaki davanın usulden ve esastan reddini istemiştir.
Davalı …. Sigorta vekili; süresinden sonra verdiği 18/04/2022 tarihli dilekçe ile istemin zamanaşımına uğradığını, kusur ve zararın ispatı gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 23.000TL’nin ödeme tarihi olan 15/10/2019 tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı …. Sigorta’dan tahsiline, davalı …. yönüyle davanın reddine karar verilmiştir.
Süresi içinde verdikleri istinaf dilekçesi ile;
1-Davacı vekili; davalı …. yönüyle davanın zamanaşımından reddinin hatalı olduğu, covit salgın hastalığı nedeniyle yargıda durma kararının hesaba katılmadığını ödeme tarihi olan 15/10/2019 tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresine toplam durma süresi olan 95 günün ilave edilmesi gerektiğini, bu süre içinde arabuluculuk anlaşması sağlanamadığı için dava açıldığını, davanın sürücü yönüyle de kabulü gerektiğini,
2-Davalı …. Sigorta vekili; davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, istemin zamanaşımına uğradığını, davadan önce temerrüde düşüldüğünün ispat edilmediğini ve faiz başlangıcının hatalı belirlendiğini, dava tarihinden faiz işletileceğini, kusura itirazlarının dikkate alınmadığını,
İleri sürerek kararın kaldırılması ve talepleri gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava; trafik kazası nedeniyle sigortalıya ödenen araç bedelinin karşı araç sürücü ve sigortacısından rücuen tahsiline ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya kapsamında toplanan delillerden, davalı sürücünün şeridini karıştırması ve karşı şeride girmesi sonucu kendi şeridinde usulünce seyreden dava dışı sürücü ….. idaresindeki araca çarpması sonucu oluşan maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasında davacı nezdinde sigortalı araç sürücüsünün herhangi bir kusuru bulunmadığı, kazanın oluş şekline göre davalı sürücüye % 100 kusur veren Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen …. tarihli raporun mahkemece hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Dava dışı sigortalıya yapılan ödeme tarihi olan 15/10/2019 tarihinden itibaren 2 yıllık dava zamanaşımı süresi 15/10/2021 tarihinde sona ermekte ise de, iki yıllık süre içinde covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargıdaki sürelerin toplamda 3 ay 3 gün (95 gün) durduğu gözetildiğinde ilavesi ile 18/01/2022 tarihine kadar davanın açılmış olması gerekmekle, 16/02/2022 dava tarihi itibariyle uzamış zamanaşımı süresinin geçtiği, davalı …ın süresi içinde zamanaşımı savunmasında bulunduğu görülmekle adı geçen davalı yönüyle istemin reddinde bir isabetsizlik ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı sigorta şirketince ise yasal cevap süresi içinde zamanaşımı itirazı yapılmadığından bu davalı yönüyle işin esasına girilmesi yerindedir. Bu nedenle tarafların zamanaşımına ilişkin farklı gerekçelerle ileri sürdüğü itirazlar geçersizdir ve reddi gerekir. Davalı sigortanın sorumluluğu sigorta sözleşmesi ve poliçesinden kaynaklandığından ve TTK’da düzenlenen ticari iş niteliği taşıdığından davanın Asliye Ticaret mahkemesinde görülmesi usul ve yasaya uygundur. Faizin başlangıcı yönüyle ise; dava dilekçesinde arabuluculuk dosyasından bahsedilmiş ise de dosyaya bu konuda bir delil sunulmamıştır. Rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren faiz talep edilebilir. Yargıtay 11.HD 2022/742-2023/4161, Yargıtay 17.HD 2018/6099 – 2019/2122, 17.HD. 2017/909 – 2018/3242 esas ve karar sayılı kararları). Karşı tarafı ayrıca ihtar ile temerrüde düşürmesi gerekmediği Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 14/02/2018 tarih 2017/3-993 esas ve 2018/202 karar sayılı kararı ile de kabul edilmiştir. Mahkemece; sigorta şirketinin kazada kusuru bulunmayan ve zarara uğrayan dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı tarih itibariyle rücu borçlusu davalıların faizden sorumlu tutulmasında bir usulsüzlük yoktur.
Tüm bu nedenlerle, tarafların tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının HMK’nun 353/1,b-2 madde ve bendi uyarınca ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85TL karar harcından davacıdan peşin alınan 179,90 harcın mahsubu ile bakiye 89,85 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … Sigorta A.Ş.den peşin alınan 179,90 harcın mahsubu ile bakiye 89,85 TL’nin davalı …. Sigorta A.Ş.den tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi uyarınca 15/11/2023 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.