Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2023/1478 E. 2023/1599 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2023
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/10/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın sürücüsü, davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti’nin kayıt maliki, davalı … Sigorta A.Ş,’nin trafik sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin maluliyete uğrayacak derecede yaralandığından bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açılan davada artırılmış haliyle 3.500,77 TL geçici ve 281.678,73 TL sürekli iş göremezlik zararı toplamı 285.179,49 TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tüm davalılardan, 40.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … ve … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti.’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının 07/11/2013 tarihinde meydana geldiği, 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, davacının dava dilekçesinde talep ettiği maddi tazminat miktarını ayrıntılı biçimde açılaması gerektiği, hüküm kurulmadan önce davacı ile davalı sürücünün kusur oranlarının yüzdelik şekilde belirlenmesi gerektiği, dava dilekçesinde belirtilen %60 maluliyet oranı ile trafik kazası arasında illiyet bağı bulunmadığı, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığı, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, maluliyet ile trafik kazasındaki yaralanma arasındaki irtibatın sağlanması gerektiği, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında bulunmadığı, dava tarihi itibariyle faiz uygulanması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, davalı asil ve vekili yargılama aşamasında davanın reddini istemişlerdir.
DELİLLER :
Denizli 11. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, davacının tedavisine esas tıbbi belgeler, maluliyet raporu, tazminat bilirkişi raporları, kusur raporları, sosyal ve ekonomik araştırma tutanağı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının trafik kazası nedeniyle yaralanmasından dolayı %19,2 oranında maluliyetinin oluştuğu, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği, trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücünün %70, davacı yayanın ise %30 oranında kusurlu oldukları gerekçesiyle 3.500,77 TL geçici iş göremezlik zararı ile 274.818,32 TL kalıcı iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 278.319,09 TL maddi tazminatın davalılar … ve … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden 07/11/2013 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, davalı … Sigorta Anonim Şirketi yönünden poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 22/05/2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nden 07/11/2013 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince kusurun hatalı belirlendiği, müvekkilinin yaya geçidinin bulunduğu mahalden karşıya geçtiği sırada trafik kazasının meydana geldiği, oysa bilirkişi kurulunun davalı tarafın ifadesine üstünlük tanıyarak kazanın kavşak başında gerçekleştiği şeklinde kusur tayinine gidildiği, müvekkilinin kusursuz olduğu, aktüer bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazların dikkate alınmadığı, 2013 yılına ilişkin ise herhangi bir aktuer bilirkişi raporu aldırılmadığı, bilirkişi raporlarında asgari ücret değişikliğinin dikkate alınmadığı, müvekkilinin maluliyetinin oldukça düşük belirlendiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar tarihinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından poliçe limitleri kapsamında ödeme yapıldığı ve davacının bu ödeme nedeniyle davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiği, bu feragatin müvekkili yönünden de sonuç doğurması gerektiği, yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı, hükmedilen tazminata avans faizi uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkilinin tacir sıfatının bulunmadığı, inşaat firmasında şoför olarak çalıştığı, ıslah dilekçesiyle ticari faiz talep edildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2020/17-170 esas, 2022/698 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere ticari faiz isteminden anlaşılması gerekenin yasal faiz olduğu, ıslah edilen tazminat bölümü için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği, dosyaya sunulan kusur raporlarını düzenleyen heyetlerin olay mahallini görmedikleri, olay yeri ve kazanın oluş şeklinin bilirkişilerce anlaşılamadığı, ilk derece mahkemesinde mahallinde keşif yapılması gerektiği, ceza mahkemesi yargılaması sırasında alınan raporla her iki davada alınan raporlar arasında çelişki bulunduğu, hükme esas alınan maluliyet raporunun eksik ve hatalı tespitler içerdiği, davacının kaza öncesi de ayağından özürlü olduğu, hatta ceza yargılamasında bu özründen bahsederek kaza esnasında bastonu ile yürüdüğünü beyan ettiği, yine tazminat bilirkişi raporlarına karşı yaptıkları itirazların değerlendirilmediği, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığına yönelik itirazlarının mahkemece göz ardı edildiği, davacı yayanın olay mahalline 61 metre uzakta yaya geçici olmasına rağmen yağışlı havada, üstelik ayağındaki sorun nedeniyle yavaş bir şekilde yolun karşısına geçmeye çalışırken sebebiyet verdiği kazada asli kusurlu olması gerektiği, kusurun yanlış belirlendiği, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı yaya olarak yolun karşısına geçmek isterken davalıların sürücüsü işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın çarpması sonucu yaralanmıştır. Davacı yaralanmasından dolayı maddi ve manevi zararlarının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davasının kısmen, manevi tazminat davasının tam olarak kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili, davalı … vekili ve davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Denizli 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 21/10/2014 gün ve … esas, … sayılı kararı ile davalı …’ın , tali derecede kusurla davacının taksirle yaralanmasına sebebiyet vermesi suçundan TCK.’nun 89/1, 89/2-b, 62 ve 52. maddeleri gereğince 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 tarih ve 2008/4/564 esas, 2008/536 kararı). Ancak, maddi olgunun belirlenmesi bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı (5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu 231 inci maddesi) kesinleşmiş bir ceza hükmü olmadığından hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olmadığının kabulü gerekir. Ceza mahkemesince davalının eylemi nedeniyle verilen ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden, ceza mahkemesinin maddi olayı kabulü hukuk hakimini bağlamayacaktır.
1-Karar tarihinden sonra davacı vekili 25/04/2023 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi ile yapılan sulh görüşmeleri sonrasında davalı sigorta şirketinin poliçe limitinin tamamını fer’ileri ile birlikte ödediği, davanın konusuz kaldığını beyanla davadan feragat ettiğini beyan etmiş, ilk derece mahkemesince bu feragat beyanı değerlendirilmeden HMK’nın 310/2 maddesi hükmüne aykırı olacak şekilde dava dosyası istinaf incelemesi için bölge adliye mahkemesine gönderilmiştir.
TBK’nın 166. maddesi hükmüne göre müteselsil borçlulardan biri borcun tamamını ve bir kısmını öderse diğer müteselsil borçlularda ödeme nispetinde borçtan kurtulmuş olacağından, davacı ile davalı sigorta şirketi arasındaki sulhun neyi kapsadığı, davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limitinin tamamını ödeyip ödemediği, poliçe teminat limiti dışında faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesi bulunup bulunmadığı araştırılarak, davalı sigorta şirketi hakkında yapılan feragatin diğer davalılara sirayet edip etmediği de değerlendirilip, davacının feragat beyanı doğrultusunda davalı sigorta şirketi yönünden açılan maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar verilmesi, feragat diğer davalılara sirayet etmiyorsa, diğer davalılar poliçe teminat limitini aşan kısımdan mesul olduklarından poliçe teminat limiti dışındaki maddi zararın davalı sürücü ve işletenden tahsiline, davacı tarafından sigorta şirketinden tahsil edilen yargılama giderlerinin hükmedilecek yargılama giderlerinden düşülmesine karar verilmesi gereklidir.
2-Maddi tazminat davası HMK’nın 107. maddesinde düzenlendiği şekliyle belirsiz alacak davacı şekilde açılmıştır. Bu yasa maddesine göre karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir.
Davacı 31/05/2022 tarihli dilekçeyle maddi tazminat miktarını 285.179,49 TL’na çıkarmıştır. Davacı vekili bu talebini ıslah olarak açıklamış ise de, böyle bir talep gerçekte ıslah değil, yukarıda da açıklandığı gibi HMK’nın 107/2 maddesi gereğince talebini belirleme (artırma) olarak nitelendirilmelidir. Davacı talebini belirleyip dava belirli hale geldiğinde bile davasını ıslah edebilir.
Davacı vekili 31/05/2022 tarihli dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmuş, ancak talep artırım dilekçesine esas aldığı tazminat bilirkişisi raporuna itiraz etmemiş, davalı taraf bu rapora itiraz etmiş, ancak bilirkişi tarafından raporda hesap hatası yapılması nedeniyle 23/11/2022 tarihli ek rapor dava dosyasına sunulmuş, bu rapora davacı tarafından güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği de ileri sürülerek itiraz edilmiştir.
31/05/2022 havale tarihli tazminat bilirkişisi raporunda 2022 yılının tamamı ile bilinmeyen aktif ve pasif dönem için 01/01/2022 – 30/06/2022 tarihleri arasında geçerli olan 4.253,40 TL asgari ücret dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılmıştır. Oysa ek raporun sunulduğu tarih itibariyle geçerli olan asgari ücret 5.500,35 TL, 23/03/2023 karar tarihi itibariyle geçerli olan asgari ücret 8.506,80 TL’dir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28/02/2022 gün ve 2021/20414 esas, 2022/3521 karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere;
Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usule ilişkin kazanılmış hak denir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Konu, yargı içtihadı ile gelişmiştir.
Bu aşamada asgari ücret ile ilgili olarak gerçek zarar hesabına etkisi nedeniyle açıklamalar yapılması gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesine göre: “İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir.” 01/08/2004 tarihli ve 25540 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Asgari Ücret Yönetmeliğinin (Yönetmelik) “Tanımlar” başlıklı 4. maddesinde, “Asgari ücret; işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücreti ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
Asgari ücret, tüm çalışanlar için uygulanması zorunlu “taban ücret” tir. Asgari ücretin, işçilerin yaptıkları işe uygun ve insanlık onuruna yaraşır bir yaşam seviyesini sağlaması için gerekli olan en az ücreti ifade ettiği ve adil bir ücret elde edilmesi, böylece çalışanların ekonomik ve sosyal durumlarının düzeltilmesi amacına yönelik olduğu gözetildiğinde asgari ücretin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bunun altında bir ücretten söz edilemeyeceği, asgari ücretin altında kararlaştırılan ücretlerin ve buna ilişkin sözleşmelerin geçerli olmadığı hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Kamu düzeni; toplumun temel yapısını ve bireylerin güvenlik, huzur ve sağlık içinde yaşamaları için kamusal yararları koruyan; devletin güvenliğini, düzenini ve bireyler arasındaki ilişkilerde hukuku sağlamaya yarayan kurallar bütününün oluşturduğu hukuk düzenidir (Türk Hukuk Lügatı, Ankara, 2021 Baskı, Cilt-I, s.636).
Kamu düzeniyle ilgili durumlarda, kazanılmış usulî haktan söz edilemeyecektir. Bu niteliği dikkate alındığında asgari ücretteki değişiklikler de usulî kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde bulunup aynı davada ve yargılamanın her aşamasında hâkim tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28/01/2004 tarihli, 2004/10-24 E., 2004/47 K. sayılı kararında da aynı yaklaşım benimsenmiştir.
Tazminat hesabında hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınmasının nedeni tazminatların hesaplanma yöntemiyle ilgili olup tazminat miktarının belirlenmesi ileriye dönük varsayımsal hesaplamaları gerektirmesi ve gerçek belli iken varsayıma dayalı hesaplama yapılıp buna göre karar verilmesinin mümkün olmaması esasına dayalıdır. Bu durumun “gerçek belli iken varsayıma gidilemez” ilkesine uygun olduğu Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15/05/1991 tarih 1991/9-102 E., 1991/267 K. sayılı kararında da belirtilmiştir.
Hüküm tarihine en yakın tarihteki ücretlerin esas alınması mahkemenin vereceği ilk hükümle ilgili olup bu hükmün yeniden rapor alınmasını gerektirmeyen bir nedenle bozulması hâlinde yeni verilecek hüküm tarihini esas alan bir hesaplama yapılması gerekmeyecek ancak bozma nedeni tazminat hesabı için yeniden rapor alınmasını gerektiriyor ise bu takdirde alınacak raporda sonradan değişen ücretler esas alınarak önceki rapordaki miktarlar itibarıyla varsa usulî kazanılmış hak oluşturan durumlarında gözetilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacının zararının hüküm tarihindeki güncel asgari ücrete göre belirlenmesi gerekirken, talep de olduğu halde yeniden rapor alınması yolundaki talebin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, 7251 Sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra a-6 ıncı bendinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş” olması halinde kararın esasının incelenmeden kararın kaldırılmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Deliller toplanmış olmasına rağmen delilleri değerlendiren bir karar verilmemiş olması (örneğin sadece zamanaşımı yönünden karar verilmesi), delillerin kısmen eksik toplanması ve bu kısmının değerlendirilmemesi, hükmün esasını etkileyen en önemli delilin (maddi olayda olduğu gibi hüküm kurmaya elverişli tazminat raporu alınmadan) toplanmaması madde kapsamında değerlendirilmelidir. Karşılaştırılmalı hukukta bu konu örneğin İsviçre’de “…önemli vakıaların tamamlanması gerekiyorsa…”, Alman Hukukunda ise “…eksiklik nedeniyle kapsamlı ya da çok emek harcayarak delil toplanması gerekiyorsa…” şeklinde düzenleme altına alınmıştır.
Hüküm kurmaya elverişli olmayan tazminat bilirkişisi raporları dikkate alınmak suretiyle eksik inceleme ile karar verilmesi hem yukarıda gösterilen düzenlemelere, hem de 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde yer verilen Hukuki Dinlenilme, Anayasanın 36. ve AİHS’nin 6. maddesinde hüküm altına alınan Adil Yargılanma Haklarına aykırılık teşkil eder. 6100 Sayılı HMK’nun 30. maddesinde belirtilen Usul Ekonomisi İlkesi gözetilerek veya üstü kapalı buna dayanılarak Adil Yargılanma ve Hukuki Dinlenilme Hakkı bertaraf edilemez.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin tazminatın güncel verilere göre belirlenmesi gerektiğine yönelen istinaf istemi ile davalı … vekili ve davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata yönelen istinaf istemlerinin davacının davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmesinden dolayı kabulü ile 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti vekilinin diğer istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin tazminatın güncel verilere göre belirlenmesi gerektiğine yönelen istinaf istemi ile davalı … vekili ve davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin maddi tazminata yönelen istinaf istemlerinin davacının davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat etmesinden dolayı KABULÜNE,
2-Denizli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı, 23/03/2023 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti vekilinin diğer istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
5-Davacılar ve davalılar … ve … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından ayrı ayrı peşin yatırılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 179,90 TL istinaf karar harcının davacıya; 5.436,10 TL istinaf karar harcının davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti’ne; (179,90 TL + 5.256,20 TL) 5436,10 TL istinaf karar harcının davalı …’a istekleri halinde iadesine,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, harç tahsil/ iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-İİK.’nın 36/5 maddesi gereğince davalı … İnşaat Taşımacılık Turizm Tekstil Hizmet Medikal Hayvancılık Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından Erzurum 5. İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına icranın geri bırakılması kararı için yatırılan teminatın iadesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 19/10/2023 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.