Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2019
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 02/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/10/2023
Davacı vekili, 21/08/2016 tarihinde müvekkillerinin miras bırakanı …’ün … plakalı motosikleti ile karayolunda seyir halinde iken önüne ilçe tarım müdürlüğü kayıtlarında maliki davalı … olan ineğin çıktığını, …’ün ineğe çarparak vefat ettiğini, ölenin henüz 21 yaşında olduğunu, geride anne ve babası ile 16 yaşındaki kızkardeşi …’ü mirasçı olarak bıraktığını, kaza tutanağına göre murisin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davalı …’in, …’in babası olup, oğlu ile birlikte ineğin bakım ve gözetimini üstlenmiş olduğunu, bu hususun olay yeri tutanağında belirtildiğini, bu davalıların hayvan bulunduranın sorumluluğu ilkelerine göre kusursuz sorumluluklarının bulunduğunu, davalı … şirketinin müteveffaya ait … plakalı aracın ZMMS sigortacısı olduğunu, müvekkillerinin 3. Şahıs konumunda olduğunu, herhangi bir kusurlarının bulunmadığını, sigorta şirketine davadan evvel başvuru yaptıklarını ancak cevap alamadıklarını, yaşanan kazanın davalı … Belediyesinin sorumlu olduğu yolda gerçekleştiğini, anılan yolda birçok eksikliğin olduğunu, kaza tespit tutanağında da bunun belirlendiğini, oto korkuluk, trafik işaret levhası ve aydınlatmanın bulunmadığını, bu nedenle davalı Belediyenin de maddi ve manevi zarardan sorumlu olduğunu belirterek, müvekkillerinden anne … ve baba … yönünden şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı anne ve baba için 20.000 şer’ TL … için 10.000 TL olmak üzere toplam 50.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile sadece davalılar … ve …’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacının hizmet kusuruna dayanarak tazminat talebinde bulunduğunu, idare aleyhine açılacak tam yargı davalarının idari yargıda görülmesinin gerektiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … şirketi cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece;
1-Davalı … sigorta A.Ş yönünden açılan davanın ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle HMK’nun 114/1-b ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
Davacı vekili belediye yönünden davada adli yargının görevli olduğunu, davalı … şirketi açısından ise davacıların 3. Kişi konumunda olup davacılara ödeme yapılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı;
Belediye trafik birimleri,görev ve yetkileri başlıklı 10. Maddesinde Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak, Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek, Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak belediyelerin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
2-Aynı Kanun’un 6099 sayılı Kanun ile değişik 110. maddesi uyarınca: “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu kanun hükümleri uygulanır.” düzenlemesi getirilmiştir. İlgili kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere ; trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemlerin alınmamasından kaynaklanan sorumluluk davalarında dahi dava adli yargı mahkemelerinde görülecektir.
3-Dosya kapsamından; davalı idarenin trafik güvenliğini ilgilendiren konularda gerekli önlem ve tedbiri almaması nedeniyle davaya konu zararın meydana geldiği anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun açık düzenlemesi karşısında,uyuşmazlığın esasının adli yargıda çözümlenmesi gerekir. Dava konusu olay ile benzer mahiyetteki uyuşmazlıkla ilgili olarak Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 15.10.2019 tarih, 2019/2616-4619 E-K sayılı ilamı da aynı minval üzeredir.
4-Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun sair istinaf nedenleri incelenmeksizin kabulü ile HMK’nın 353/1-a,4 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılması ve işin esasına girilerek, taraf delillerinin toplanması, tarafların kusur oranlarının tespiti, davacının uğradığı cismani zararın boyutu ve maddi zararın kapsamının belirlenmesi için gerektiğinden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
İstinaf başvurusunun sair istinaf nedenleri incelenmeksizin esastan kabulüne; HMK’nın 353/1-a,4 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; peşin ödediği istinaf ilam harcının istemesi halinde davacıya iadesine; 02/10/2023gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.
…