Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/963 E. 2022/1350 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/09/2022
Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı, davalı … mirasçıları; …, … ve … ve davalı … Şti tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; Alman vatandaşı olan müvekkilinin, annesi idaresindeki … plakalı aracın arka koltuğunda yolcu pozisyonunda oturduğu esnada aracın, tali yoldan çıkan ve kaza tespit tutanağı ile tam kusurlu kabul edilen davalı … yönetimindeki, maliki davalı ….Ltd Şti olan … plakalı aracın oturduğu yere yandan çarpması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını, kaza ile ilgili ceza dosyasının Antalya 2. Asliye Ceza mahkemesince halen devam etmekte olan … esas sayıda kayıtlı olduğunu, yapılan bilirkişi incelemesinde davalı …’ın tam kusurlu bulunduğunu, beyan ederek; 2.355,29 Euro maddi ve 20.000,00 Euro manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ (eski unvan … AŞ) ; hukuk mahkemelerinin kusur konusunda ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığını, tedavi giderlerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, davanın SGK’ya ihbarını talep ettiklerini, manevi tazminat kalemlerinden sorumlu olmadıklarını, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; meydana gelen trafik kazasında davacının bulunduğu aracı kullanan kişinin davacının annesi olmayıp, davacının annesinin erkek arkadaşı ve daha önce alkollü araç kullanmaktan sürücü belgesi geri alınan … olduğunu, ceza dosyasındaki tanık anlatımlarından anlaşıldığı üzere …’in olay anında düğünden dönmekte olduğunu ve alkollü olduğunu, davacının içinde bulunduğu aracın sürücüsünün ATK raporuna göre kusurlu olduğunu, davacının Alman olmasının tazminatı euro olarak istemesinin sebebi olamayacağını, tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …şirketi cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme, temin ettiği, kusur, maluliyet ve hesap raporuna itibar etmiş, davacı tanığı annesinin beyanına itibar ile Almanya’da ev kiralamadığı bu yolda masrafı olmadığı, yine ülkesine dönüş uçak biletini çıkarmak suretiyle ve sigortanın doğrudan zararları karşılayacağı kanaatiye davanın kısmen kabulü ile 1.806,09 euro maddi tazminata (sigorta şirketi 636,45 euro ile sorumlu olmak üzere) ve 4.000 euro faiziyle tahsiline karar vermiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı vekili; dosya kapsamına,hal ve şartlara,vekil edenin yaşadığı ülke koşullarına göre taktir edilen manevi tazminat tutarının az olduğunu, yazılı delil ile ispatlanmış olan maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulünün hukuka aykırı olduğunu, bu kapsamda ev kirası ile …-Antalya uçak bileti meblağının yersiz biçimde reddedildiğini, kusur raporunun çelişkili olduğunu, vekil edenin seyahat ettiği vasıta sürücüsünün bir kusuru olmadığını,
Davalı işleten … Ltd Şti vekili; yabancı para üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davacının içinde bulunduğu aracı kullananın davacının annesi olmayıp, dava dışı … olduğunu, KTK ve caza dosyası içeriğine göre hızlı alkollü araç kullanan davacının bulunduğu vasıta şoförünün daha ziyade kusurlu sayılması gerektiğini, davacının yaralanması açık anatomik bozukluk ve fonksiyon kaybı yaşamadan düzeldiği için taktir edilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğunu, yerel mahkemece maddi tazminata hükmedilirken fazla irdeleme yapılmadığını, davacının nedensiz zenginleşmesine sebebiyet verildiğini,
Davalı sürücü … mirasçıları; … , … ve … vekili; aracı kullanan kimsenin dava dışı … olduğunu, davacının maluliyet raporunun muayenesi yapılmadan verildiğini, dolaysıyla bu derece maluliyeti bulunmadığını, uzuv kaybı ya da zaafı oluşmadığını, mahkemece Euro cinsinden manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, yine tarafların şahsi ve sosyal durumları gözetilerek hükmedilen manevi tazminat tutarının da çok olduğunu,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davacı kazazedenin olaya karışan araçlardan birisinde yolcu olup kusur nispetlerinin bu noktada özellik arz etmemesine, maluliyet raporunun usul ve yasaya uygun bulunmasına, davacı için sarf edilen yurt dışı masraflarının kazayla illiyeti ve tedavi maksadıyla yapılan giderler olup, anılan masraflara hükmedilmesine 2918 Sayılı KTK’nın değişik 98.maddesine ve SGK’nın 2012/5 Sayılı Genelgesine uygun olmasına, Alman vatandaşı olan davacının ülkesindeki para cinsinden tazminat talebinde bulunması ve mahkemece de döviz cinsinden tazminata karar verilmesinde usule aykırılık görülmemesine, davacının tedavi amacıyla ülkesinde hastaneye yakın ev kiralamış olduğunun annesinin beyanından da anlaşılacağı üzere – olduğunun ispat edilememesi, dava konusu olaya maruz kalmasa dahi davacının nihayetinde ülkesine döneceği ve bu amaçla ulaşım masrafı yapacağı tabi olduğundan mahkemece bu kalemlerin maddi tazminattan ayrık tutulmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihine davacının maluliyetinin derecesine, vasıtada yolcu olmasına ve paranın alım gücüne göre mahkemece takdir edilen manevi tazminat tutarının hakça oluşuna, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı, davalı …, … ve … ve davalı … Şti’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı, davalı … mirasçıları; … , … , … ve davalı … Şti’nin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, davacı taraftan yeterli istinaf karar harcı alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, davalı … Şti yönünden alınması gerekli 1.182,84 TL’den peşin olarak yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.102,14‬ TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, davalı … mirasçıları; … , … ve … yönünden alınması gerekli 1.182,84 TL’den peşin olarak yatırılan 311,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 871,84 TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, tarafların yaptığı başvuru giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 16/09/2022 gününde, oy birliğiyle maddi tazminat yöyüyle tüm taraflar açısından manevi tazminat için ise sadece davalılar yönüyle HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin, davacı yönünden ise reddedilen manevi tazminat cihetinden kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde dairemize başka yer istinaf mahkemesine yahut bidayet mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere karar verildi

….