Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/924 E. 2022/627 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 26/04/2022

11/11/2016 günü saat 19:45 sıralarında, davacı … idaresindeki … plakalı motosiklet ile … Caddesinde, sağ şeritte … Caddesi istikametine seyri sırasında geldiği yol bölümünden geçişi sırasında, karşı yönden gelerek sola “U” dönüşü dönüş yapan, davalı …’a ait, diğer davalı … Sigorta A.Ş. nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesiyle sigortalı ve davalı …’ın idaresindeki … plakalı otomobilin sağ ön yan kısımlarıyla, motosikletinin ön kesimi taraflarıyla çarpışması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana gelmiştir.
Davacı vekili, yukarıda belirtilen kazada davacının ağır şekilde yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, daimi ve geçici iş göremezliğe maruz kaldığını, olayda davalı yanın asli kusuru bulunduğunu açıklayarak fazlaya dair hakkı saklı tutulması kaydıyla geçici ve daimi iş göremezliği sebebiyle 200,00TL maddi tazminatın tüm davalılardan; 50.000,00TL manevi tazminatın ise davalı gerçek kişilerden; olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş; davalı sigorta vekili, özce kusurun ve zararın ispatı gerektiğini ve davanın reddini savunmuş, diğer davalılar ise cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkeme, temin ettiği kusur, maluliyet ve hesap raporuna, sigorta şirketinin ibra edildiğine dair belgeye göre, maddi tazminat istemi yönünden: müteselsil sorumlulardan biri hakkındaki davadan feragat edilmesinin diğer müteselsil sorumlu yönünden de teselsülden feragat niteliğini taşıyacağından ve böylece müteselsil sorumlu olan diğer davalıların da sorumluluktan kurtulacağından söz ederek sigortayı ibra eden davacının diğer davalılar sürücü ve işletenin durumu ağırlaştırdığı ve bakiye poliçe limiti kadar diğer davalıların da sorumluluktan kurutulacağı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin feragat ve feragatin sirayeti nedeniyle reddine; manevi tazminat istemi yönünden: davanın kısmen kabulü ile 20.000,00TL manevi tazminat olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı gerçek kişilerden alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine; karar vermiştir.
Davacı ve davalılar vekilinin istinafı üzerine dosyanın Dairemize geldiği Dairemizin 12/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile;
“…….Bu açıklamalara göre, sigortacı ile sigortalı hakkındaki maddi tazminat isteminin hesaplanan tutarın limit içerisinde kalması nedeniyle feragat nedeniyle reddedilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur. Nitekim, ibranamede de davacı vekili açıkça sigortacı ve sigortalısını ibra ettiğini ifade etmiştir. Davacı vekili, ibranameyi verirken, sigorta şirketi ve sigortalısının yeni genel şartlar ekindeki formüllere göre, sürücünün ise Yargıtay tarafından kabul gören (PMF yaşam tablosu ve progresif rant) usule göre hesaplanacak tazminattan sorumlu olacaklarını düşündükleri için ibranameyi verdiklerini ileri sürmektedir. Hakikaten de eğer Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih, 2019/40E., 2020/40K. Sayılı kararı ike KTK’nın 90. Maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda..” ibaresi iptal edilmeseydi, sürücü ile sigortalı ve sigortacının sorumlulukları farklı esaslara göre belirlenecekti. Bu durumda, sigortalı ve sigortacının sorumluluk kriterlerinin farklı olduğunu ve sigortacının tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini düşünen davacı tarafça verilen feragatin limit kadar sürücüye de sirayet etmesi kabul edilemez. Bu nedenle, davalı araç sürücüsüne yöneltilen maddi tazminat istemiyle ilgili olarak, davalı sigorta tarafından yapılan tediyenin dava ikamesinden sonra olduğu da gözetilerek ödenen meblağın hesaplanacak tazminattan mahsup edilmesi, bu suretle davalı araç sürücüsünün sorumlu olduğu tazminat tutarının saptanması için dosyanın bilirkişiye tevdi ile hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, yanılgılı değerlendirme ile feragatin araç sürücüsüne de sirayet ettirilmesi biçiminde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Davacının istinaf başvurusunun bu cihetten kabulü, HMK 353/1-a,6 madde ve bendinin tatbiki ile kararın kaldırılması ve az evvel açıklanan biçimde işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahalline gönderilmesi gerekmiştir.
7-Kabule göre de, olayın meydana geliş biçimi, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu oluşu, davacıda meydana gelen cismani zararın boyutu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihi paranın satın alma gücü ve TBK’nın 56’ıncı maddesinde belirtilen ilkelere göre hak ve nesafete uygun miktarda talep edilen manevi tazminatın tümden hüküm altına alınması gerekirken, mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına”
Karar verilerek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği ilk derece mahkemesinin … Esas sayılı dosyası üzerinde yargılama devam olunduğu görülmüştür.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı sigorta şirketine ve …’a karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, …’a karşı açmış olduğu maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 244.095,93 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 11.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 11.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Dairemizin … Esas-… Karar sayılı ilamı ile manevi tazminatın kısmen ret edilmesinin doğru olmadığı, tam kabul kararı verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, kaldırma kararına aykırı olarak manevi tazminatın yine kısmen kabulüne karar verildiğini, ancak yeniden görülen yargılamada istinaf ilamı dikkate alınmaksızın yine 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, birleşen dava olan … esas sayılı dosya yönünden yerel mahkemece bu hususta karar verilmediğini;
Davalılar … ve … vekilinin süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kabul edilen kusur ve maluliyet oranı ile tazminata esas alınan muhtemel gelirin hatalı olduğunu, davacının feragatinin davalı …’e de sirayet etmesi gerektiğini, manevi tazminatın tümden reddedilmesi gerektiğini, yine hüküm altına alınan vekalet ücretlerinin hatalı olduğunu,
İleri sürerek hükmü istinaf ettikleri görülmüştür.
Dava, trafik kazası sebebine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Mahkemenin ilk kararı sonrası davacı vekili Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile, müvekkilinin … Esas sayılı dosyada %25 maluliyet oranı üzerinden davalı sigortayla anlaşarak davadan feragat ettiğini, %25 maluliyetin femur kırığı ve bacak kısalığı nedeniyle verildiğini, oysa daha sonra aldırılan raporda davacının maluliyetine travma sonrası stres bozukluğunun da eklenmesi nedeniyle maluliyet oranının %57’ye yükseldiğini ileri sürerek aradaki fark nedeniyle sürekli iş göremezlik zararının davalıdan tahsili istemiyle belirsiz alacak davası ikame etmiş, bilirkişi 05/01/2021 tarihli raporuyla aradaki %32 maluliyet oranı farkına göre zararı 172.443,90TL olarak tespit etmiş, davacı vekili, diğer dosyadaki Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre olan ve davacıya %49 oranında maluliyet veren raporu benimsediklerini belirterek, bu durumda taleplerini aradaki fark olan %24 maluliyete isabet eden 129.332,00TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş, mahkemenin 24/03/2021 tarihli … Karar sayılı ilamıyla dosyanın Dairemizin kaldırma kararı sonrası … Esas numarası alan dosya ile birleştirildiği, ancak mahkemece birleşen dava hakkında hüküm tesis edilmesinin unutulduğuı görülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir. Ayrıca; aynı Yasanın 166. maddesi uyarınca, birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı bir dava olup,birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir.Yukarıda belirtilen ilkeler gözardı edilerek, mahkemece birleşen … Esas-… Karar sayılı dosyası ile ilgili birleşen dosyanın davalısı sigorta şirketi hakkında lehe ya da aleyhe herhangi bir hüküm kurulmamış olması doğru olmayıp, kaldırma nedenidir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu bu yönüyle yerindedir. Kaldırma kapsam ve nedenine taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının şu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
İstinaf başvurusunun yukarıda açıklanan biçimde kabulüne; HMK’nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına; peşin ödediği istinaf ilam harcının istemesi halinde başvuran taraflara iadesine; 26/04/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.