Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/836 E. 2022/1014 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2021
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/06/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkilinin oğlu … ile aralarındaki husumet nedeniyle sürücüsü olduğu … plaka sayılı araçla park halindeki müvekkiline ait … plaka sayılı aracına zarar vermek amacıyla ileri geri gitmek suretiyle kasten çarptığı, davalı …’ün karşı aracın maliki, davalı …Ş.’nin de zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu, hasarlı aracın nakliyesi için 590,00 TL ödeme yapıldığı, araç tamiri için 3.929,00 TL, boyası için 2.000,00 TL ödendiği, ayrıca hasar nedeniyle aracın 7.000,00 TL değer kaybına uğradığından bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 13.519,00 TL maddi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, müvekkilinin oğlunun yaşadığı trajik ve korkutucu olay nedeniyle yıprandığı, büyük korku ve panik yaşadığı, çiftçi olan müvekkilinin ürettiği sebze ve meyvelerin dağıtımında aksamalar oluştuğundan bahisle 3.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalılar … ve … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasıtlı olarak davacının aracına zarar vermediği, müvekkilinin olay yerinden ayrılırken davacının oğlunun zarar gören araçla takibi nedeniyle kaza oluştuğu, araçta talep edildiği şekilde ağır bir hasar oluşmadığı, manevi tazminatın koşullarının gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, 2918 Sayılı Yasanın 97. maddesi gereğince davadan önce sigorta şirketine yazılı başvuru dava şartının sağlanmadığı, davanın zamanaşımına uğradığı, müvekkili şirketin sorumluğunun işletenin kusuru, poliçe limiti ve kapsamı ile sınırlı olduğu, araç çekme ücreti ile manevi zararların poliçe teminatına dahil olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 12. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosya örneği, bilirkişi raporu, trafik kayıtları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davalı …’ın sürücüsü olduğu araçla davacıya ait araca ileri geri manevra yapmak suretiyle zarar verdiği, alınan bilirkişi raporuna göre araçta 5.935,40 TL hasar oluştuğu, aracın tamir edilmesi için servise çekilme bedelinin 400,00 TL olduğu, araçtaki değer kaybınında 3.000,00 TL olduğu gerekçesiyle toplam 9.335,40 TL maddi tazminatın tüm davalılardan işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, somut olayda sadece mala zarar verme eylemenin gerçekleştiği, davacının olay anında olay mahallinde bulunmadığı, bedensel bütünlüğünü zedeleyecek bir eylemin gerçekleşmediği gerekçesiyle manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybına ilişkin itirazlarının değerlendirilmediği, müvekkiline ait aracın daha önce hasar kaydı bulunmadığı, olay tarihi ile dava tarihi arasında geçen süreç içerisinde fiyat artışlarının dikkate alınmadığı, referans alınan işletmelerin araca biçtiği değerlerin afaki olduğu, diğer yandan davalının eyleminin müvekkili ve ailesine karşı gözdağı vermek amacıyla gerçekleştirildiği, davalının eyleminin müvekkilinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğu, davalının müvekkilinin oğlunu silahla tehdit ettiği, aracına zarar verdiği, müvekkilinin yaşı da dikkate alındığında bu olayın etkisinden uzun bir süre çıkamadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 13.519,00 TL maddi ve 3.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili ile davalı …Ş. vekili istinaf yasa yoluna başvurmamıştır.
İSTİNAFA CEVAP :
Davalılar … ve … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın aracının önceye dayalı bir hasar kaydı bulunduğu iddiasının asılsız olduğu, olay tarihi itibariyle değerin belirlenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
Davalı …Ş. vekili istinafa cevap vermemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, aracın kasten hasara uğratılması nedeni ile maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı vekili, davalı …’ın sürücü olduğu araçla müvekkilinin aracına kasten zarar verdiğini iddia etmiştir. Davalı … karşı aracın işleteni, davalı …Ş. ise bu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı bu hasardan dolayı maddi ve manevi zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, manevi tazminat davasının ise reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Maddi tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 Sayılı Yasanın 41. maddesi ve ek madde 1-(1) ile değişen HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca karar tarihinde miktar veya değeri 5.880,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.
Somut olayda, davacı 590,00 TL çekici bedeli, 5.929,00 TL hasar bedeli ve 7.000,00 TL değer kaybını talep etmiştir. Bilirkişi tarafından hasarlı aracın çekilme bedeli 400,00 TL, hasar bedeli 5.935,40 TL, değer kaybı ise 3.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde toplam 13.519,00 TL maddi tazminatın karşı taraftan tahsilini istemiştir. İlk derece mahkemesince davacı lehine 400,00 TL çekici bedeli, 5.935,40 TL hasar bedeli ve 3.000,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 9.335,40 TL maddi tazminata hükmedildiği dikkate alındığında reddedilen dava değeri 4.183,60 TL olmaktadır. Bu durumda istinaf incelemesine konu olan tutar, 5.880,00 TL istinaf değerine ulaşmadığından, davacının maddi tazminata yönelen istinaf kanun yoluna başvurusunun 6100 Sayılı HMK.’nun 341/2 maddesi gereğince miktar yönünden reddine karar verilmesi gerekir.
2-Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Davalı …, davacıya ait araca, davacının oğlu …’nin fiili hakimiyetindeyken davacının yokluğunda kasten çarpmak suretiyle zarar vermiştir. Dosya içerisindeki bilgilere göre ayrıca davalı … davacının oğlu …’yi yumruk vurmak suretiyle basit şekilde yaralamış ve silahla tehdit etmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (Türk Borçlar Kanunu 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (Türk Borçlar Kanunu 58). Bunlardan TMK.’nun 24. maddesi ile Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi daha kapsamlıdır. TMK’nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir durumun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; TMK’nun 26, 174, 287); bunların dışında Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi uygulanır.
TMK’nun 24. ve Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.
Yukarıda açıklanan kasten mala zarar verme eylemi nedeniyle oluşan zarar maddi zarar olup, davacının yokluğunda maruz kaldığı eylem davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre mal varlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.
Öte yandan davacının oğlu …’nin basit şekilde yaralandığı gözetildiğinde, TBK.’nun 56/2 maddesindeki ağır bedensel zarar koşulu oluşmadığından zarar görenin yakınlarının manevi tazminat isteyebilme şartları da oluşmadığı gibi, silahla tehdit suçundan dolayı yansıma yoluyla manevi tazminat talep edilebilmesi de mümkün değildir.
İlk derece mahkemesince açıklanan yönler gözetilerek, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı HMK.’nun 352. ve 341/2 maddeleri gereğince miktar yönünden usulden reddine, davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf talebinin ise ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında, değerlendirilmesinde esas ve usul bakımından hukuka aykırılık bulunmadığı ve istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin maddi tazminata yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı HMK.’nun 352. ve 341/2 maddeleri gereğince miktar yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin manevi tazminata yönelen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-Davacı tarafından peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 21,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,
4-Yapılan istinaf giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Artan istinaf gider avansının yatıranlara iadesine,
6-İlk derece mahkemesince verilen ilamdan kaynaklanan alacağın Kemer İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile tamamen infaz edildiği anlaşılmakla, davalı … adına kayıtlı … plaka sayılı aracın trafik kaydı üzerine ilk derece mahkemesince 06/07/2020 tarihinde konulan ihtiyati tedbir kararının HMK’nın 397/2 maddesi gereğince kaldırılmasına,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ile avans iade ve harç tahsil işlemleri ile ihtiyati tedbir kararı kaldırma işleminin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-a) bendi uyarınca 30/06/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.