Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/791 E. 2022/358 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2022 tarihli ara karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 10/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/03/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; çift taramalı yaralamalı trafik kazasında davalılardan …’in kullandığı araç ile davacı …’nın yolcu olarak bulunduğu ve diğer davacının kullandığı motosiklete çarpması sonucu davacıların ağır yaralandığı, davacı …’nın %56 malul kaldığını ileri sürerek maddi tazminat istemli açtığı davada yargılama sırasında hesap bilirkişi raporu doğrultusunda 15/12/2021 tarihli dilekçe ile TBK 76.maddesi uyarınca davacı … için 64.995 TL, davacı … için 479.298 TL geçici ödeme ile birlikte İİK’nun 257.vd.maddeleri uyarınca davalılar aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece; 20/12/2021 tarihli ara karar ile 174.391 TL üzerinden %15 teminat karşılığı davalı … adına kayıtlı mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına, her bir davacı için ayrı ayrı 10.000’er TL geçici ödeme yapılmasına karar verilmiş, davalı … yönüyle ise; araç sürücüsünün kim olduğu kesin olarak belirli olmadığından istemin reddine karar verilmiş, davalı … vekilince ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş, mahkemece 26/01/2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacılar vekili; davalı … hakkındaki talebin reddinin dosya kapsamına uygun düşmediğini, teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verilmesinin hakkaniyetsiz olduğunu, ihtiyati haciz isteminin tam kabulü gerektiğini, mahkemece geçici ödeme kararı ile hükmedilen miktarın çok düşük ve yetersiz olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Talep, trafik kazası nedenli maddi ve manevi tazminat davasında verilen ihtiyati haciz kararına ve TBK’nun 76.maddesi uyarınca hükmolunan avans miktarına ilişkindir..
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-İhtiyati haciz genel olarak İİK’nun 257 – 268. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre hakim şartları var ise davacının talebi üzerine uygun bir teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın lüzum ve miktarı mahkemece tayin ve takdir olunur. İİK’nın 259. maddesine göre ihtiyati hacizlerde teminat yatırılması mecburidir. Sadece alacak bir ilama müstenit ise ya da ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenit ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir edebilir. Yine HMK 335/1,b madde ve bendi uyarınca adli yardımdan yararlananlar teminat göstermekten muaf olacaktır.
Yine İİK’nun 365 vd. maddelerinde ihtiyati haciz kararına kimlerin itiraz edebileceği düzenlenmiş olup buna göre, ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair kararlara karşı yalnızca karşı tarafta yer alan borçlu ile menfaati ihlal edilen 3.kişinin itiraz hakkı bulunmaktadır. Talepte bulunanın itiraz hakkı yoktur. Bu hususun gözden kaçırılmaması icap eder. İstemin reddi halinde ise talepte bulunanın istinaf yoluna başvuru imkanı bulunmaktadır.
Bu genel açıklamalardan sonra ihtiyati haciz istemi bakımından; İstinaf edilebilecek kararlar İİK’nun 265. ve 6100 sayılı HMK’nun 341.maddesinde gösterilmiş, geçici hukuki koruma tedbirlerinden sadece ihtiyati haciz ya da tedbir isteminin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek hükümlere karşı istinaf yasa yolu öngörülmüştür. Kararın esas yönünden doğru olup olmadığının incelenmesine geçilmeden önce istinaf kabiliyetini haiz olup olmadığının irdelenmesi gerekir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin ihtiyati haciz kabul kararı açısından teminat miktarına yönelik ilgili ara kararı istinafı mümkün değildir. Yine ihtiyati haciz kararının harcı yatırılan dava değerine göre tümden kabulüne karar verilmesi yönündeki istinaf başvurusunun da incelenme imkanı bulunmamaktadır. Diğer davalı … yönüyle ise, talebin reddine ilişkin kararın ise istinafı mümkün olmakla birlikte mahkemece adı geçen davalı yönüyle sorumluluğu açısından yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı gözetilerek istemin reddi dosya kapsamına uygun düştüğünden davacı vekilinin istinaf istemi yerinde görülmediğinden reddi gerekir. Açıklanan sebeplerle, alacaklının talebi üzerine şartları oluştuğunda mahkemesince yargılama sonuçlanıncaya kadar her zaman için ihtiyati haciz kararı verebileceğinden (HMK 395,396 maddeleri kıyasen) davacılar vekilinin istinaf başvurusunun davalı … yönüyle esastan, diğer davalılar yönüyle usulden reddi gerekir.
2-6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun geçici ödemeler başlıklı 76. maddesi;
“Zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hâkim, istem üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir.
Davalının yaptığı geçici ödemeler, hükmedilen tazminata mahsup edilir; tazminata hükmedilmezse hâkim, davacının aldığı geçici ödemeleri, yasal faizi ile birlikte geri vermesine karar verir.” şeklindedir.
Anılan düzenlemenin 1. fıkrasının gerekçesi “zarar görenin iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunması ve ekonomik durumunun da gerektirmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, hakime istem üzerine tazminat yükümlüsünün zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verme yetkisi tanınmıştır. Ancak fıkrada yapılan düzenleme ile “geçici ödeme kararı ile kesin hüküm sonucunun eda amaçlı bir ihtiyati tedbir aracılığıyla elde edilmesi amaçlanmamaktadır.” şeklindedir.
6100 Sayılı HMK’nun 10. kısım 1. bölüm başlığı, “ihtiyati tedbir”, 2. bölüm başlığı ise “delil tespiti ve diğer geçici hukuki korumalar” şeklinde düzenlenmiştir. Delil tespitine ilişkin hükümlerden sonra “diğer geçici hukuki korumalar” başlıklı 406. maddesinin 2. fıkrasına göre; ihtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel düzenlemeler saklıdır.
406. maddesinin gerekçesinde “bu maddede diğer geçici hukuki korumalar tek tek belirtilmek yerine ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında da geçici hukuki korumalar olabileceğine işaret edilmiştir.” 2. fıkranın gerekçesinde “diğer geçici hukuki korumaların bu kısımda düzenlenen geçici hukuki korumalar karşısındaki durumu açıklanmıştır… Bu bölümde düzenlenen ihtiyati tedbir ve delil tespiti dışında, diğer geçici hukuki korumalar kendi özel hükümlerine tabidir. Bu sebeple bu bölüm hükümlerinin doğrudan diğer geçici hukuki korumalara uygulanması mümkün değildir; ayrıca bu şekilde bir uygulama birçok sakıncayı içinde barındırmaktadır.” denilmek suretiyle açıkça 6100 Sayılı HMK’nun ihtiyati tedbir hükümlerinin diğer geçici hukuki korumalara uygulanmasının mümkün olmayacağı vurgulanmıştır.
Öte yandan geçici ödeme talebinde bulunulabilmesi için herhangi bir zaman kısıtlaması bulunmadığına göre yargılamanın her aşamasında talepte bulunulabileceği gibi reddedilmesi halinde yeniden istenebilir. Ortaya çıkan yeni delillerle zaten hükmedilen bir geçici ödemeye ek olarak yeniden bir geçici ödeme talebinde bulunulabilir.
Tüm bu nedenlerle; 6098 Sayılı TBK’nun 76. maddesinde düzenlenen geçici ödeme kararı gerek koşulları ve gerek teminat bakımından ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Söz konusu düzenleme 6100 Sayılı HMK’nun 406. maddesi gereğince ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz dışında kendi özel kanununda düzenlenen geçici bir hukuki koruma tedbiri olup, gerek madde metninde, gerekse 6100 Sayılı HMK’nun 341. maddesinde uyuşmazlığa konu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği açıkça gösterilmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İhtiyati haciz ile ilgili istinaf başvurusunun ;davalı … ve … sigorta yönüyle USULDEN REDDİNE, davalı … yönüyle ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin avans ödemesi ile ilgili istinaf başvurusunun istinaf yolu açık olmadığından USULDEN REDDİNE,
3-Kararın niteliği itibariyle 59,30 TL istinaf karar harcı ile 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının hazineye gelir kaydına.
4-Yapılan giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 Sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-f) bendi uyarınca 10/03/2022 tarihinde KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.