Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/758 E. 2022/655 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021
DAVA: Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/04/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı otobüsten inmek üzereyken, davalı otobüs sürücüsü …’nın otobüsü hareket ettirmesi sonucu düşerek ağır şekilde yaralandığı, davalı …’un otobüsün kayıtlı maliki, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise sigortacısı olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından 41.206,58 TL ödendiği, ancak bu ödemenin yeterli olmadığından bahisle davacı … için 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, davacı … için 60.000,00 TL, davacı eş … için 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’tan 26/01/2017 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacı tarafa 41.206,58 TL ödeme yapıldığı, bu ödeme ile müvekkilinin bir sorumluluğu kalmadığı, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalının kusuru, poliçe kapsamı ve limiti ile sınırlı olduğunu savunmuştur.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, davacının maluliyetinin yaşı ve hastalıkları ile ilişkili olabileceği, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiği, davacı eşin bir zararının bulunmadığı, müvekkilinin bir kusuru olmadığını beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiş, vekili yargılama aşamasında davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2021 gün ve … esas, … sayılı karar örneği, Adli Tıp Kurumunun maluliyet raporları, sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanakları, tazminat bilirkişisi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının trafik kazası sonucu %8 maluliyetinin oluştuğu ve 9 aya kadar iyileşebileceği, tazminat bilirkişisi raporuna göre davacının sürekli iş görmezlik zararının 12.003,49 TL bakıcı gideri zararının 3.555,00 TL olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 41.206,58 TL’nin bu zararları karşıladığı, davacının bakiye zararı bulunmadığı gerekçesiyle; davacı …’ın açtığı maddi tazminat davası ile davacı …’ın açtığı manevi tazminat davalarının reddine, davacı …’ın açtığı manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 26/01/2017 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili … yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük kaldığı, ayrıca davacı eş … lehine de manevi tazminata karar verilmesi gerektiği, davalılar yararına tek vekalet ücreti takdiri gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve maddi tazminat talepleri 1.000,00 TL olduğu halde, bu miktar üzerinden nispi vekalet ücreti takdiri gerekirken fazla vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza ile zarar arasında illiyet bağı bulunmadığı, kazanın davacının kusuru ile meydana geldiği, manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

G E R E K Ç E

Uyuşmazlık, yolcu taşıması sırasında meydana gelen trafik kazasına bağlı yaralanma nedeni ile manevi tazminat isteğine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 914/2 maddesi gereğince taşıyıcı, taşıma sırasında yolcuların kaza nedeni ile yaralanması veya ölümü halinde her türlü zararı karşılar. Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat ve aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 56/2 maddesi gereğince ağır bedensel zarar halinde zarar görenin yakınları da manevi tazminat isteyebilirler. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı … , yolcusu olarak bulunduğu halk otobüsünden inerken otobüsün aniden hareket etmesi nedeniyle yere düşerek yaralanmıştır. Davalı … otobüsün sürücüsü, davalı … otobüsün işleteni ve davalı … Sigorta A.Ş. ise otobüsün zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı … yaralanmasından dolayı uğradığı maddi ve manevi zararın, davacı … ise eşinin ağır yaralanmasından dolayı uğradığı manevi zararın tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davacı …’ın maddi zararının davadan önce davalı sigorta şirketi tarafından karışlanması ve bakiye zararının bulunmaması, davacı … ise manevi tazminat talep edebilme koşullarının bulunmaması nedeniyle taleplerinin reddine, davacı …’ın manevi tazminat isteğinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 26/01/2017 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Antalya 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/03/2021 gün ve … esas, … sayılı kararı ile davalı …’nın , davacı …’a karşı işlediği taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan TCK.’nun 89/1, 89/2-b, 62, 52 maddeleri ile CMK.’nun 251/3 maddesi gereğince 3.360,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, karar yasa yoluna başvurulmaksızın 06/05/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 Tarih, 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).
Dosya kapsamı itibariyle davacı … ile davalı … arasında yolcu taşıma sözleşmesi kurulmuştur. Trafik kazası da bu sözleşmenin ifası sırasında gerçekleşmiştir. Davalı … kazaya sebebiyet veren otobüsün sürücüsü, diğer davalı ise sigortacısıdır.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3/ (1) maddesinin (1) bendinde ise tüketici işlemini; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Bu hukuki işlemin 6502 Sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Dava; tüketici sıfatına sahip davacı … ile yolcu taşımacılığı yapan davalı … ile şoför … arasındaki yolcu taşıma ilişkisinden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olup, 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 03/10/2018 tarihinde açılmıştır.
6502 sayılı yasanın 73/1. maddesi tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli olacağı öngörülmüştür. Yine aynı yasanın 83/2 maddesi, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez hükmünü ihtiva etmektedir. Davacılar ile diğer davalı sigorta şirketi arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmasa dahi, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının istenilmesi, davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın tefrikinin usul ekonomisine uygun düşmemesi ve farklı kararların verilmesinin önüne geçilmesinin amaçlanması nedeni ile tüketici mahkemesinin görevli olmadığından bahsedilemez.
6100 Sayılı HMK’nun 1 inci maddesine göre görev hususu kamu düzenine ilişkin ve 114/1-c maddesi uyarınca ayrıca dava şartı olduğundan aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca da her aşamada mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması zorunludur. Buna göre ise o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı ve karar kesinleştiğinde talep halinde gönderme kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır (Benzer Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/09/2015 gün ve 2015/9974 esas, 2015/9594 karar sayılı ilamı, Yargıtay (Kapatılan).17. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 gün ve 2016/18663 esas, 2017/640 karar sayılı ilamı). Bu nedenle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğu halde Asliye Ticaret Mahkemesince davanın esasına girilerek karar verilmesi usul bakımından hukuka aykırı ve bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan 6100 Sayılı HMK un 355/(1) inci fıkrası uyarınca resen Dairemizce göz önüne alınmıştır.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre, davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince kabulü ile aynı yasanın 353/1 inci maddesinin (a-3) bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasına ilişkin kayıtların kapatılarak görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde görülmesi için dosyanın Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iade edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı, 11/11/2021 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-3) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Dava dosyasına ilişkin kayıtların kapatılarak; davanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde görülmesi için dosyanın Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE Antalya 4. Ticaret Mahkemesine İADE EDİLMESİNE,
4-Davacı …’ın peşin yatırdığı 59,30 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
5-Davalı …’un peşin yatırdığı 315,46 TL (59,30+256,16 TL) istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 28/04/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.