Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/645 E. 2022/569 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2021
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 15/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 19/04/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’un sürücüsü, davalı … A.Ş.’nin işleteni, davalı sigorta şirketinin ise sorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plaka sayılı araçla, …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araç arasında 30/10/2017 günü meydana gelen trafik kazası sonucu davacının imam nikahlı eşi olan …’ın yaşamını yitirdiğinden bahisle, artırılmış haliyle 210.256,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının ölenden sürekli destek aldığı iddiasını ispatlaması gerektiği, müvekkili şirketin sigortalının kusuru ve sigorta poliçe limiti ile sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili davaya cevap delikçesinde özetle; davacının ölenin imam nikahlı eşi olduğunu ispatlaması ve sürücülerin kusuru durumunun mahallinde yapılacak keşif sonucu belirlenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı …. A.Ş. vekili davaya cevap delikçesinde özetle; davalı sürücünün müvekkili şirket yetkilisinin olumsuz cevap ve talimatlarına rağmen gizli ve izinsiz olarak aracı aldığı ve evine giderken kaza yapmış olduğu, müvekkiline husumet düşmediğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 24. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası örneği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin …. gün ve …. sayılı kusur raporu, tazminat bilirkişisi raporu, tanık beyanları, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi 25/05/2021 gün ve … esas, … sayılı kararı ile; davacı ile trafik kazası sonucu ölen …’ın imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları, trafik kazasının meydana gelmesinde desteğin % 30, davalı sürücü …’un ise %70 oranında kusurlu oldukları, tazminat bilirkişi raporuna göre davacının desteğin kusuruna göre 211.256,86 TL destek zararı olduğu, ancak ölenin kaza anında emniyet kemeri takılı olmaması nedeniyle %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında sonuç destekten yoksun kalma zararının 169.005,49 TL olduğu, davacının davalı … A.Ş.’nin iflas etmesi nedeniyle bu davalı hakkında açtığı davadan feragat ettiği gerekçesiyle, davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 169.005,49 TL maddi tazminatın (taleple bağlı kalınarak) 1.000,00 TL’lık kısmına davalı … için 30/10/2017 olay tarihinden, davalı sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiz uygulanarak bakiye alacak kısmına her iki davalı yönünden 23/02/2021 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekillerinin istinaf yasa yoluna başvurması üzerine Dairemizin 12/10/2021 gün ve … esas, … sayılı kararı ile davacının hiçbir ödeme almadan sadece davalı araç işleteni yönünden davadan feragat etmesinin, diğer davalılar sürücü ve sigorta şirketine sirayet edip etmeyeceği ve davadan feragatin davalı sürücü ile sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırıp ağırlaştırmayacağı üzerinde durulması gerekirken, bu husus hiç tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. vekillerinin diğer istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu 30/11/2021 gün ve … esas, … sayılı kararı ile somut olayda, davacının davalı işleten müflis şirkete açtığı davadan feragat etmesinin diğer davalılara sirayet etmesinin söz konusu olmadığı, zira davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları bu zarar için, sigorta şirketince KTK ve Sigorta Genel Şartlarına göre işletene rücu hakkı doğuracak bir hal (alkol, ehliyetsiz araç kullanma, istiap haddinin aşılması vs.) bulunmadığı gibi, bu hal bulunsa dahi davacının feragatinin rücu hakkının kullanılmasına yasal olarak engel teşkil etmeyeceği, yine davacının işletenin iflas etmiş olması nedeniyle yaptığı feragatin hakkın özünden feragat niteliğinde kabul edilemeyeceği (emsal Yargıtay 17.HD 2018/2833 E-2020/2489 K sayılı ilamı) belirtilerek önceki gerekçe ile bağlı kalınarak davacının, davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 169.005,49 TL maddi tazminatın (taleple bağlı kalınarak) 1.000,00 TL’lık kısmına davalı … için 30/10/2017 olay tarihinden, davalı sigorta şirketi için dava tarihinden itibaren işleyen yasal faiz uygulanarak bakiye alacak kısmına her iki davalı yönünden 23/02/2021 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ölenle imam nikahlı yaşadığı ve onun desteğini aldığını ispatlayamadığı, davalılar lehine vekalet ücreti takdiri gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın sigortalısı olan araç işleteni hakkındaki davadan feragat ettiği, bu feragatin teselsül ilişkisi nedeniyle müvekkili şirkete de sirayeti gerektiği, davacının ölenin desteğini sağladığını ispatlayamadığı, tazminatın hesaplanmasında TRH2010 tablosunun kullanılması ve hakkaniyet gereği davacının yeniden evlenme oranının yüksek belirlenmesi gerektiği, ölenin askerde geçireceği ve destek sağlayamayacağı sürenin tazminattan mahsup edilmediği, tazminat bilirkişi raporunda desteğin gelir paylaşımının doğru yapılmadığı, ehliyetsiz araç kullanmasının tazminat hesabında dikkate alınmadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP:
Davacı vekili istinaflara cevap dilekçesinde özetle; dava dosyasına sundukları deliller itibariyle müvekkili ile ölen destek arasındaki evlilik bağının ortaya konulduğu, desteğin ölümünden sonra müvekkilinin başka bir evlilik yapmadığı, müvekkilinin feragat edilen davalı … A.Ş.’nden herhangi bir tazminat ödemesi almadığı, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, ihtiyari dava arkadaşlarından biri hakkındaki feragatin diğer ihtiyari dava arkadaşlarını etkilemeyeceğini beyanla istinaf taleplerinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı ölümden kaynaklanan haksız fiil nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 53. maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı, imam nikahlı olarak birlikte yaşadığını iddia ettiği desteğinin sürücüsü olduğu araçla, davalı …’un sürücü olduğu araç arasında meydana gelen trafik kazası sonucu destek …’ın ölümünden dolayı destekten yoksun kalma zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı … A.Ş. yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davalılar … ile … Sigorta A.Ş. yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 169.005,49 TL destekten yoksun kalma tazminatının faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı … vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
İlk derece mahkemesince gerekçeli karar başlığında hakkındaki dava feragat nedeniyle reddedilen davalı … A.Ş.’nin ismine yer verilmemesi yerinde düzeltilebilir maddi bir hata olarak görülmüştür.
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2017 gün ve … esas, … sayılı kararı ile davalılardan … A.Ş.’nin iflasına karar verilmiş, bu karar yasa yolu incelemesinden geçmek suretiyle 23/12/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Dava dosyası kapsamı itibariyle iflas eden bu şirket hakkındaki tasfiye işleminin tamamlanmadığı ve kaydının ticaret sicilinden terkin edilmediği anlaşılmaktadır.
Davadan feragat yetkisi bulunan davacı vekili Av. … 30/03/2021 tarihli dilekçesiyle davalı … A.Ş. yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir.
TBK.’nun 168/2. maddesine göre, alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır.
Somut olayda, davalı araç işleteni … A.Ş.’nin yargılama sırasında iflas ettiğinin anlaşılması üzerine davacı taraf bu davalıdan hiçbir tazminat almadan bu davalı yönünden davasından feragat etmiştir. Esasında yargılama sonucunda tazminat tahsil kararı verilse dahi, davalı araç işleteni şirket iflas ettiğinden bu davalıdan tazminat tahsil olanağı bulunmamaktadır. Yine bu davalı tazminatı ödese dahi ödediği tazminatı gerek davalı sürücüye ve gerek diğer davalı sigorta şirketine rücu edebileceği, bunun aksine diğer davalıların tazminatı ödemesi halinde davalı işletene rücu edemeyecekleri gözetildiğinde, davalı işleten hakkındaki feragat diğer davalılara sirayet etmeyecektir (Benzer Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 02/07/2020 gün ve 2019/6068 esas, 2020/4294 karar sayılı ilamı, 03/03/2020 gün ve 2018/2833 esas, 2020/2489 karar sayılı ilamı).
Yargılama sırasında dinlenilen tanıklar … ve …, davacı ile ölen …’ın dini nikahlı olarak birlikte yaşadıklarını beyan etmişlerdir. Davacı olay günü kolluğa verdiği ifadesinde …’la imam nikahlı evli olduklarını beyan etmiş, ölen …’ın babası … da kolluğa olay günü verdiği ifadesinde davacı ile oğlunun imam nikahlı olduğu, kendi ikamet adresinde birlikte yaşadıklarını beyanla davacı için ölenin eşi ifadesini kullanmıştır. Dava dosyasındaki bu bilgi ve belgelere göre davacı ile ölen …’ın imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları, ölenin davacıya destek koşulunun oluştuğu görülmektedir. Diğer yandan davalı tarafın sunduğu deliller …’ın ölümünden sonra davacının başka birisiyle sürekli birlikte yaşadığını ispatlayacak mahiyette olmadığı gibi, davacının üçüncü bir kişi ile kısa süren duygusal yakınlığı o kişinin desteğine dahil olduğunu göstermemektedir.
Hakim tarafından müterafik kusurun varlığının tespiti ile tazminattan bir miktar indirim yapılması halinde, indirilen tazminat miktarına göre davalı yararına vekalet ücreti takdiri mümkün olmadığı gibi, ölen sürücünün yaşı itibariyle sürücü belgesine sahip olmayışının kusurda aleyhe artırım sebebi olmadığından bu hususlara yönelik davalı istinafları yerinde değildir.
Hükme esas alınan 16/10/2020 tarihli tazminat bilirkişi raporunda tazminat hesabı PMF 1931 Yaşa Tablosundan faydalanılarak, progresif rant hesabı yöntemine göre belirlenmiştir.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin son kararları itibariyle (Yargıtay 4. HD. 23/06/2021 gün ve … esas, … karar); tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun kullanılması gerektiğine işaret edilmiştir. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesabı yapılırken PMF 1931 Yaşam Tablosu’ndan faydalanılmıştır. Bu tablodaki yaşam süreleri TRH-2010 tablosuyla belirlenen sürelerden daha kısa olduğu için davalı lehine olup, karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğu gözetildiğinde davalı sigorta şirketi vekilinin TRH-2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması gerektiğine yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde …. esas, …. karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde …. esas, ….karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Bu nedenle; maluliyet tazminatı hesabında, %1,8 teknik faiz uygulanmadan bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması suretiyle tazminat hesabı yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tazminat bilirkişi davalı … vekiline 09/11/2020 tarihinde, davalı sigorta şirketine 16/11/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı sigorta şirketi tarafından iki haftalık süre içerisinde 30/11/2020 tarihli dilekçe ile rapora karşı itiraz içerikli beyanda bulunulmuştur.
1111 Sayılı Askerlik Kanununun 2. maddesi; “Askerlik çağı her erkeğin nüfus kayıtlarında yazılı olan yaşına göredir ve yirmi yaşına girdiği yılın ocak ayının birinci gününden başlayarak kırk bir yaşına girdiği yılın ocak ayının birinci gününde bitmek üzere en çok yirmi bir yıl sürer. Bu süre, Cumhurbaşkanı kararıyla beş yıla kadar uzatılabilir veya kısaltılabilir.” hükmüne amirdir. 23/10/2013 tarihli ve 28802 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21/10/2013 gün ve 2013/5501 karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile erbaş ve erler için askerlik süresi 15 aydan 12 aya indirilmiştir. Davacının desteği olan … ölüm tarihinde 17 yaşında olduğu, askerlik hizmeti boyunca bir geliri bulunmadığından yakınlarına da destek sağlamayamayacağı gözetildiğinde, tazminat bilirkişinin raporunda askerlikte geçen süre için de tazminat hesabı yapılması doğru görülmemiştir.
Tazminat bilirkişi raporunda ayrıca ölenin askerlik sonrası iki çocuğunun olacağı ve bu çocuklara da pay ayrılması gerektiği açıklanmakla birlikte, çocukların destek payları anne ve babaya eşit oranda dağıtılması suretiyle davacı yararına olacak şekilde fazla tazminat hesabı yapılmıştır. Çocuklarının doğumu ile birlikte davacının ölenden alacağı destek miktarının azalması gerektiği gözden kaçırılmıştır.
Davalı sigorta şirketinin süresinde verdiği bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde yukarıda sayılan hususlara da itiraz ettiği dikkate alındığında tazminat bilirkişisinden ek rapor alınmak suretiyle doğru tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, yerinde olan itiraz değerlendirilmeyerek eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarıyla; çalışma ve gelir elde etme durumunda olan bekar çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evleneceği; evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay kendine, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya; evlenmesinden belli bir süre (2 yıl) sonra ilk çocuğu ve yine bir süre (2 yıl) sonra ikinci çocuğunun olacağı; çocukların olacağı süreler içinde kendine 2 pay, eşine 2 pay, çocuklara birer pay, ana ve babaya da birer pay ayıracağı; ana babadan birinin destekten çıkması halinde, çıkanın payının diğer ebeveynin alacağı paya ekleneceği kabul edilmektedir. Esas alınan bilirkişi raporu, davacının destek paylarının belirlenmesi bakımından hatalıdır.
Bilirkişi raporuna göre, davacı eşin işlemiş aktif dönemde desteğin 18 yaşını ikmali ile payından alacağı miktar 18.736,19 TL, işleyecek pasif dönemde desteğin payından alacağı miktar 41.553,61 TL olarak belirlenmiş, olup bu belirlemelere tarafların bir itirazları bulunmamaktadır.
Ölen desteğin askerlik dönemi, hayatta olan anne ve babasının destekten çıkma tarihleri, çocuklarının doğması ve destekten çıkma tarihleri işleyecek aktif dönem içerisindedir. Bilirkişi raporuna göre bilinmeyen aktif dönemde ölen desteğin asgari ücrete göre yıllık geliri 27.896,46 TL’dir.
Destek 20 yaşına girdiği 2021 yılında askere gidecek olup, 2021 yılının tamamında gelir elde edemeyeceğinden, bu yıl için davacı eşin alabileceği bir destek yoktur.
Destek askerliğini bitirdikten sonra asgari ücret seviyesinde geliri olacağından, gelirinden kendine ve davacı eşine 2/6’şar pay, dava dışı anne ve babasına 1/6’şar pay destek sağlayacaktır.
2022 ve 2023 yılları için davacı eşin destekten alacağı pay her yıl 9.298,82 TL olmak üzere 18.597,64 TL’dir.
Ölenin 2024 yılında ilk çocuğu olacaktır. Gelirinden kendine ve davacı eşine 2/7’şer pay, dava dışı anne ve babasına 1/7’şer pay ve çocuğuna 1/7 pay destek sağlayacaktır.
2024 ve 2025 yılları için davacı eşin destekten alacağı pay her yıl 7.970,42 TL olmak üzere 15.940,84 TL’dir.
Ölenin 2026 yılında ikinci çocuğu olacaktır. Gelirinden kendine ve davacı eşine 2/8’şer pay, dava dışı anne ve babasına 1/8’şer pay ve çocuklarına 1/8 pay destek sağlayacaktır.
İlk çocuğun 18 yaşını ikmal edip destekten çıkacağı 2042 (bu yıl dahil) yılına kadar davacı eşin destekten alacağı pay her yıl için 6.974,12 TL olmak üzere 125.534,16 TL’dir.
Ölenin 2043 yılında birinci çocuğu destekten çıkacağı için ölen destek, gelirinden kendine ve davacı eşine 2/7’şer pay, dava dışı anne ve babasına 1/7’şer pay ve ikinci çocuğuna 1/7 pay destek sağlayacaktır.
2043 ve 2044 yılları için davacı eşin destekten alacağı pay her yıl için 7.970,42 TL olmak üzere 15.940,84 TL’dir.
Dava dışı baba 2045 yılı için destekten pay almaktan çıkacak ve ona düşen pay dava dışı anneye verilecektir. Aynı yıl ikinci çocuk da 18 yaşını ikmal ettiğinden destekten çıkacaktır. 2045 yılından sonra ölen destek, gelirinden kendine ve davacı eşine 2/6’şar pay, dava dışı annesine 2/6 pay destek sağlayacaktır.
2045 (bu yıl dahil) yılından 2050 yılı dahil davacı eşin destekten alacağı pay her yıl için 9.298,82 TL olmak üzere 55.792,92 TL’dir.
Dava dışı anne 03/12/2051 tarihinde destekten payı almaktan çıkacaktır. Davacı eş bu tarihe kadar 8.601,41 TL destek payı alacaktır.
Dava dışı annenin destek payı almaktan çıkmasından sonra ölen destek gelirinden kendine 1/2 pay, davacı eşine 1/2 pay ayıracaktır.
Davacı eş 04/12/2051 ila 31/12/2051 tarihi arasında 1.046,12 TL destek payı alacaktır.
2052 (bu yıl dahil) yılından 2059 yılı dahil davacı eşin destekten alacağı pay her yıl için 13.948,23 TL olmak üzere 111.585,84 TL’dir.
Ölen destek 15/10/2060 tarihinde emekli olacaktır. Davacı eş bu tarihe kadar 11.042,35 TL destek payı alacaktır.
Bu şekilde davacı eşin işleyecek aktif dönemde ölen eşinden alacağı destek miktarı (18.597,64 TL + 15.940,84 TL + 125.534,16 TL + 15.940,84 TL + 55.792,92 TL + 8.601,41 TL + 1.046,12 TL + 111.585,84 TL + 11.042,35 TL) 364.082,12 TL’dir.
Davacı eşin işlemiş aktif dönemde desteğin payından alacağı miktar 18.736,19 TL, işleyecek aktif dönemde desteğin payından alacağı miktar 364.082,12 TL, işleyecek pasif dönemde desteğin payından alacağı miktar 41.553,61 TL olmak üzere toplam destek geliri 424.371,92 TL olmaktadır.
Davacının %40 evlenme ihtimaline göre tazminattan indirim yapıldığında alacağı tazminat 424.371,92 x 0,60 = 254.623,15 TL,
Desteğin %30 kusuruna göre indirim yapıldığında alacağı tazminat 254.623,15 x 0,70 = 178.236,21 TL.’dır.
İlk derece mahkemesince, ölen desteğin trafik kazası sırasında emniyet kemerinin takılı olmadığı için %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığı ve davacı tarafça bu indirim nedeni ile yasa yoluna başvurulmadığı dikkate alındığında sonuç destek zararından %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında davacının alması gereken nihai destekten yoksun kalma tazminat miktarı; 178.236,21 x 0,80 = 142.588,97 TL olmaktadır.
Hatalı olarak düzenlenen tazminat bilirkişi raporuna davalı sigorta şirketinin itirazda bulunması ve bu hususu istinaf sebebi olarak göstermesi, davalı …’un ise rapora karşı bir itirazda bulunmadığı gibi, rapordaki hataları istinaf sebebi göstermemesi karşısında davalı …’un tazminat sorumluluğu 169.005,49 TL, davalı … Sigorta A.Ş.’nin tazminat sorumluluğu ise 142.588,97 TL olarak belirlenmiştir.
Hal böyle olunca; açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin destek koşulunun oluşmadığı, iflas eden işleten hakkındaki feragatin sirayeti gerektiği, tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faizin esas alınması, daha yüksek evlenme ihtimali indirimi yapılması, ehliyetsiz araç kullanma nedeni ile ayrıca indirim yapılması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf nedenlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat bilirkişi raporunun hatalı olduğuna yönelen istinaf isteminin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacının, davalı … A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 169.005,49 TL maddi tazminatın, 142.588,97 TL kısmının her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen, 26.416,52 TL kısmının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, taleple bağlı kalınarak tazminat alacağının 1.000,00 TL’lik kısmına davalı … için 30/10/2017 olay tarihi, davalı … Sigorta A.Ş. için 05/01/2018 dava tarihinden, bakiye alacak kısmına her iki davalı yönünden 23/02/2021 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin destek koşulunun oluşmadığı, iflas eden işleten hakkındaki feragatin sirayeti gerektiği, tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faizin esas alınması, daha yüksek evlenme ihtimali indirimi yapılması, ehliyetsiz araç kullanma neden ile ayrıca indirim yapılması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf nedenlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin tazminat bilirkişi raporunun hatalı olduğuna yönelen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk derece mahkemesi olan Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı 30/11/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacının, davalı … A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle REDDİNE,
b)Davacının, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. aleyhine açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 169.005,49 TL maddi tazminatın, 142.588,97 TL kısmen her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen, 26.416,52 TL kısmının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, taleple bağlı kalınarak tazminat alacağının 1.000,00 TL’lik kısmına davalı … için 30/10/2017 olay tarihi, davalı … Sigorta A.Ş. için 05/01/2018 dava tarihinden, bakiye alacak kısmına her iki davalı yönünden 23/02/2021 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine,
c)Davacının peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 754,04 TL (718,14 + 35,90) harcın Hazineye gelir kaydına, bakiye 10.790,73 TL karar ve ilam harcından, 8.986,21 TL karar ve ilam harcının davalılar … ve … Sigorta A,Ş.’den müteselsilen, kalan 1.804,52 TL karar ve ilam harcının ise davalı …’dan alınarak Hazineye verilmesine,
ç)Davacının peşin yatırdığı 35,90 TL başvuru harcı ile peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 754,04 TL karar ve ilam harcı toplamı 789,94 TL’nin davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacının yaptığı yargılama gideri toplamı 1.463,50 TL’nin kabul ret (davalı … yönünden %80,38, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden %67,82 kabul) oranına hesaplanan 1.176,36 TL’nin, 992,55 TL’sinin davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen, kalan 183,81 TL’sinin ise davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Davacı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince hesaplanan 20.005,52 TL nispi vekalet ücretinin, 17.495,95 TL kısmının davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den müteselsilen, 2.509,57 TL kısmının ise davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
f)Mütefarik kusur indirimi nedeni ile kısmen reddedilen miktar yönüyle davalılar … ve … Sigorta A.Ş. lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
g)Davalı … Sigorta A.Ş. yönünden mütefarik kusur indirimi dışında reddedilen dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT.’nin 13/1 maddesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
ğ)Gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
5-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 2.886,20 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
6-Davalı … tarafından peşin yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 2.886,20 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 8.658,57 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
7-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 185,10 TL istinaf yargılama giderinin kabul ret oranına göre 59,56 TL kısmın ile peşin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı toplamı 280,26 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
9-Artan istinaf gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 15/04/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.