Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/584 E. 2022/480 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2021 tarihli ara karar
DAVA: Desteğin Kaybı Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 31/03/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili trafik kazasında vefat eden davacılar desteğinin kaybı nedeniyle karşı araç sürücüsü, işleteni ve sigortasından 1.500TL maddi ve 550.000TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile davalıların mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
Mahkemece 10/09/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz isteminin kabulü ile, 550.000TL’nin %5 teminat karşılığı (27.500TL) davalılar … ve … Limited Şirketi’nin tüm mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiş, 18/10/2021 tarihli ara karar ile davalı şirketin ihtiyati hacze itirazı reddedilmiş, davalı şirket vekili bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf eden davalı … Limited Şirketi vekili; ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını, banka hesaplarına haciz uygulanması nedeniyle şirket ve şirket çalışanlarının mağdur olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararının tümden kaldırılmasını, aksi halde kararın kapsamının yalnızca taşınır ve taşınmaz mallarla sınırlı tutulmasını, çalışanlarının da mağduriyeti gözetilerek bankalardaki alacak ve haklar yönüyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Talep, haksız fiilden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasında ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-)Bilindiği üzere, ihtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların ya da onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir. (İHAS 6, 2709 sayılı T.C Anayasası 36, HMK 33) İhtiyati haciz istekleri değerlendirilirken geçici hukuki koruma tedbirlerinin açıklanan bu amacının gözden uzak tutulmaması gerekir. İİK’nun 257 ve izleyen maddelerine göre rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Talep değerlendirilirken tam ispat aranmaz, yaklaşık ispat yeterlidir ve ihtiyati haciz kararının kapsamı belirlenirken tarafların yarar ve zarar dengesi gözetilir.
2-)Bu kuralın haksız eylemden kaynaklanan tazminat ve alacak isteklerinde de uygulanması gerektiği belirgindir. Çünkü bu isteklerde de para alacağına kavuşulması amaçlanmaktadır. Yargıtay’ın istikrar kazanmış ilke ve uygulamalarına göre, haksız eylemden kaynaklanan zarar haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 24/05/2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. sayılı ilamı)
3-)Tüm bu anlatılanlar ve açıklamalar ışığında, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, davanın niteliği, talep konusu meblağ nazara alınarak alacağın miktarı tartışmalı da olsa, yapılacak yargılama sonunda davacı taraf lehine bir miktar tazminata hükmolunacağı gözetilerek, alacağın haksız fiilin meydana geldiği tarihte muaccel olması, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olması, tam bir ispat aranmasının davacı tarafın ileride telafisi mümkün olmayan zararına yol açabileceği düşünülerek teminat karşılığı 2004 sayılı İİK’nın 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiş olmasında yasa ve hukuka aykırılık yoktur. Ayrıca sistem üzerinde yapılan incelemede; davalı şirket adına kayıtlı bir adet taşınmaz üzerinde başkaca alacaklılara ait icrai hacizler olduğu, Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının 5.sıraya işlendiği, yine davalı şirket adına çok sayıda araç kaydı bulunduğu ancak bu araçların kayıtları üzerinde çok sayıda icrai hacizler mevcut olduğu, yine davalı şirketin istinaf dilekçesine ekli belgelerde yer alan … , … , … , … , ve … plaka sayılı araçların kaydı üzerinde dava dosyasındaki ihtiyati haciz şerhi haricinde Korkuteli vergi dairesinin icrai haciz şerhinin bulunduğu görülmüştür. Taşkın haciz bulunması halinde ise borçlunun icra hukuk mahkemesine başvuru imkanı bulunmaktadır. Kaldı davalıların yargılama sırasında ve ilerleyen aşamalarda dava değerini karşılayacak miktarda teminat göstermesi veya takyidatsız mal varlığı bildirmesi ve talepte bulunması halinde (HMK’nun 395 ve 396.maddesine kıyasen) Mahkemece durum ve koşullara göre tarafların yarar ve zarar dengesi gözetilerek yeniden değerlendirme yapılabileceğinden, tüm bu nedenlerle … Limited Şirketi vekilinin istinaf isteminin esastan reddi gerekir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 162,10 TL istinaf yoluna başvuru harcı ile 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye gelir kaydına, eksik kalan 21,40 TL istinaf karar harcının müstenif davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının yatırana iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair 31/03/2022 tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 362. maddesi (1-f) bendi ve 2004 Sayılı İİK.’nun 258/3. fıkrası gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.