Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/578 E. 2022/868 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/12/2021
KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 08.12.2017 tarihinde davalı … yönetiminde şehir içi yolcu taşıyan otobüsün aniden fren yapması ve diğer yolcuların müvekkilinin üzerine düşmesi sonucu davacının diz kapağından burkulan bacağının ters dönmesi neticesinde kemik kırığı ve doku yırtığı oluştuğunu, sigorta şirketine yapılan başvurudan sonuç alınamadığı ve arabuluculuk işleminin olumsuz sonuçlandığını, …. Hastanesinin … tarihli Engelli Sağlık Kurulu raporuna göre kalıcı maluliyet oluştuğunu ileri sürerek 5.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, tazminattan araç malikinin sorumlu olacağını, tazminat şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Mahkemece, kazanın davalı sürücünün asli kusuruyla meydana geldiği, davacının malul kaldığını benimsenerek 6.266,50TL geçici ve 50.006,71 TL kalıcı işgöremezlik zararı olmak üzere toplam 56.273,21TL maddi tazminata, 7.000TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı ….. vekili; kaza sebebiyle daimi özürlü kalan davacının maluliyet oranı %5 gibi görünse de daha yüksek olduğu, sonuçları çok ağır olup maddi ve manevi zararının %100 olduğunu, belirlenen manevi tazminatları kabul etmediklerini, kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi istediklerini,
Davalı …A.Ş. vekili; müvekkil şirketin dava konusu olaya ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, dava konusu olay ile dava arasında 1,5 yıl geçmiş ve bu süreçte davacının başka bir olay yaşayıp yaşamadığı, başka olaydan kaynaklanan zararın tarafımdan isteniyor olabileceği ihtimalinin yüksek olduğunu, bu nedenle olay ile zarar arasındaki illiyet bağı ispatının davacıya ait olduğunu, araç içi kameraların kayıt süresi en fazla 90 gün olması sebebiyle olayın üzerinden 1,5 yıl geçmiş olması halinde kamera kayıtları mevcut olmadığını, bu nedenle müvekkil şirketin söz konusu olay sebebiyle sorumluluğunun doğduğuna ve doğan zararlarının tazminine ilişkin davalı tarafın iddialarını kabul etmediklerini,
Davalı … Şirketi vekili; tazminat hesaplamasında trh-2010 mortalite tablosu ve %1,8 teknik faiz esas alınması gerektiğini, hükmün hatalı kurulduğunu, tazminat hesaplamalarındaki belirsizlikleri ortadan kaldıran 7327 sayılı kanun yürürlüğe girmiş olup, davada uygulanması gerektiğini, poliçe tanzim tarihi itibariyle (27/02/2017) geçici iş göremezlik tazminatı talepleri poliçe teminatı kapsamında olmadığını, kaza tarihinin 08.12.2017 ve poliçe başlangıç tarihinin 27/02/2017 olması dikkate alındığında 01.06.2015 tarihli Yeni Genel Şartlar sonrası düzenlenen bir poliçe ve meydana gelen bir kaza olduğu açık olduğunu, bu nedenle poliçe teminat kapsamında bulunmamakta olup geçici işgöremezlik ile ilgili davada hükmedilen geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının SGK sorumluluğunda bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini,
Davalı …; kazada davacının ciddi ve önemli bîr zararı olmaması sebebiyle davacının şikayetçi olmadığını, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 02.01.2018 tarihli … Soruşturma … Karar Numarası ile “Kovuşturmaya Yer Olmadığına” dair karar verildiğini, olaydan 1,5 yıl sonra dava açmasının iyi niyetli olmadığını, başka bir olaydan dolayı zarar görmüş olabileceğini ve davada kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Görev kamu düzenine ilişkindir ve 6100 sayılı HMK ‘nun 114/1-c madde ve bendi uyarınca dava şartlarındandır. Dolayısıyla yargılama süresince mahkemece göz önünde bulundurulması gerektiği gibi, taraflarca da her zaman ileri sürülebilir.
2-28/11/2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 6 ay sonra (28/05/2014) yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Tanımlar”başlıklı 3.maddesinin k-l bentlerinde “tüketici” ticari ya da mesleki olmayan amaçlarla mal veya hizmet satın alan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmış, tüketicilerin – kamu tüzel kişileri de dahil- karşı tarafla yapmış olduğu taşımacılık, sigorta, bankacılık gibi işlemler de tüketici işlemi sayılmıştır. Yine aynı yasanın 73.maddesinin 1.fıkrasında tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olacağı düzenlenmiş, nihayetinde 83/2. maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez. ” hükmünün vazedildiği görülmektedir. Dolayısıyla başka özel mahkemelerinde görevli olabileceği davalara ihtisas mahkemesi olarak tüketici mahkemelerinin bakması hedeflenmiştir. (Bu meyanda Ankara Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 22/01/2019 gün 2018/5725 E. 2019/601 K. , Ankara BAM 26.Hukuk Dairesinin 2018/3006 E. 2020/982 K. , İzmir BAM 17.Hukuk Dairesinin 09/06/2020 tarih 2018/1245 E. – 2020/554 K. Ve Adana BAM 3.Hukuk Dairesinin 06/04/2021 tarih 2020/700 E. – 2021/657 K. Sayılı ilamları )
3-Bu açıklamalara göre dosyanın incelenmesinde; şehir içi yolcu otobüsü ile seyahat etmekte olan davacı, vasıta şöforünün ani fren yapması ile öteki yolcuların ,kendisi üzerine düşüp yaralandığından bahisle işleten firma , otobüs şoförü ve sigorta şirketi hakkında tazminat davası açtığı görülmektedir. Dava asliye ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmıştır. Oysa ki davacının ticari ve mesleki olmayan amaçla otobüste yolcu olarak taşınırken vaki kaza sebebiyle yaralandığı, kendisinin 6502 sayılı yasa uyarınca tüketici konumunda olduğu, eldeki davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmakla sair istinaflar incelenmeksizin değişik gerekçe ile istinaf başvurularının kabulü gerekir.
4-HMK’nın 353/1-a,3 madde ve fıkrasına göre mahkemenin görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesi yahut görevli bulunmamasına rağmen davaya devam etmesi durumunda Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenmeden kararın kaldırılması ile gerekli biçimde hüküm kurulması için dosya mahkemesine gönderilebilir.
5-Açıklanan bu sebeple, tarafların istinaf başvurusunun değişik bu gerekçe ile kabulüne, HMK’nın 353/1-a,3ve 6. madde ve bentleri uyarınca kararın kaldırılmasına,esas kaydının kapatılarak, dosyanın Antalya Tüketici Mahkemesine tevzi amacıyla ilgili büroya gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine iade edilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeyle;
1-Tarafların istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince kamu düzenine aykırılık nedeniyle kabulüyle aynı yasanın 353/1. fıkrası (a-3) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden KALDIRILMASINA,
2-Esas kaydının kapatılarak, davanın Antalya Tüketici Mahkemesine tevzi amacıyla ilgili büroya gönderilmesi için dosyanın Mahkemesine iade edilmesine,
3-Tarafların bu aşamada sair istinaflarının incelenmesine yer olmadığına,
4-İstemeleri halinde müstenif tarafların istinaf karar harçlarının kendilerine iadesine,
5-Başvuru giderlerinin nihai kararda ilk derece mahkemesince gözetilmesine,
Dair, 13/06/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.