Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/482 E. 2022/313 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/03/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 28/11/2020 tarihinde davalı …’ın kullandığı … plakalı araç ile Çamlık istikametinde geceleyin karşı şeride geçerek …’in kullandığı … plakalı motosiklete çarpıp motosiklette bulunan davacının yaşamını tehlikeye sokacak, kırık oluşturacak ve duyularından birinin sürekli zayıflamasına neden olacak şekilde yaralanmasına neden olduğunu, Denizli 5.Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı …’ın taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini belirterek, ıslah dilekçesi ile artırılmış şekilde 376.701,76 TL maddi tazminatın davalılardan (20.000,00 TL sinden diğer davalı …nin müteselsilen sorumlu olması kaydıyla ), 100.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı … ‘dan 28/11/2010 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili; zamanaşımı, derdestlik ve kesin hüküm itirazında bulunduğunu, davacının müvekkilinin aracının sigorta poliçesinden (… Sigorta A.Ş.’den) 71.419,00 TL ve İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı kararı ile 80.070,32 TL olmak üzere toplam 151.489,32 TL tazminat ödemesi aldığını, bu ödemelerin davada dikkate alınarak mahsup edilmesini, davacının manevi tazminat talebini kabul etmediklerini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … şirketinin davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile, 339.541,59 TL maddi tazminatın davalı …. ‘nin 20.000,00 TL sinden dava tarihi 03/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak kaydı ile, davalı …’dan kaza tarihi olan 28.11.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile alınarak davacıya ödenmesine, takdiren 45.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine hükmetmiştir.
Sürelerinde sundukları istinaf dilekçesi ile;
Davacı vekili istinafında; ıslah gibi maddi tazminat taleplerinin tümden kabul edilmesinin doğru olmadığını, kabule göre davalı … ticari şirket olmakla karar altına alınan maddi tazminatların haksız fiil tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken yasal faiz ile tahsiline karar verilmesinin ve davacı için 100.000,00 TL manevi tazminat isteminin ve faizinin kabulü gerekirken 45.000,00 TL manevi tazminat kabulünün hukuka uygun olmadığını,
Davalı … vekili istinafında; davacının beden eğitimi öğretmeni olmadığı halde hesaplamalarda beden eğitimi öğretmeni olarak çalıştığının gösterildiğini, davacıya ilişkin iş göremezlik zararı hesaplamasının asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, davacının maddi tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının kusuru oranında indirim yapılmadığını ve yargılamada kusur oranına ilişkin rapor aldırılmadığını, davacının kendi kusuru ile %26 iş göremezlik oranına sebebiyet verdiğinden bilirkişi raporunda belirlenen hakkaniyet indiriminin yapılması gerektiğini, itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini,
İleri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, çift taraflı trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, elektrikli motorsiklette yolcu olan davacının kask ve koruyucu takmadığı, kaza neticesinde özellikle diz bölgesinde ve muhtelif yerlerde parçalı kırıklar oluştuğu, dolayısıyla bu hali zararın doğmasında ve artmasında etkisi olmasına göre, mahkemece tazminatların tayininde müterafik kusur indirimi yapılmasında usulsüzlük bulunmamasına, davalı İMMS’li sigortalı aracın trafik kaydında “hususi” olduğu yazılı olup, şahsi kullanıma mahsus vasıta olduğu, ticari olmadığından maddi tazminatın yasal faiz uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine, karara dayanak kılınan ATK İkinci Üst Kurulu’nun … günlü raporunun davacıda var olan arazlar nazara alınarak kaza günündeki mevzuata göre usulünce belirlenmiş olmasına, beden eğitimi öğretmenliği yüksekokulundaki tahsile göre davacı için beden eğitimi öğretmenliği nazara alınarak hesaplama yapılmasında usulsüzlük bulunmamasına, yukarıda açıklandığı üzere davacı koruyucu terdibat takmadığından katışık kusurlu görünerek tazminattan yerleşik yargı kararlarında kabul edildiği nispette indirim yapılmış olmasına, davacının tedavisi sırasında ihmal gösterip işbirliği yapmayarak hastalığın artmasına neden olduğunun ispat edilememiş olmasına, davacının tam zararını maluliyet raporunun çelişkisiz ve açıklayıcı biçimde temin edildiği 12/07/2018 gününde öğrenmesine göre bu tarihten itibaren uzamış ceza zamanaşımı uygulanacağından 13/03/2020 gününde artırılan maddi tazminatın zamanaşımına uğramamış olmasına, eylül 2019 yılında mezun olan ve tahsili sırasında kaza sebebiyle bir yarı yıl kaydını donduran davacı için çalışmaya başlayacağı dönemin Ocak 2020 olarak alınmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmamasına, dosyadaki delillere ve trafik mevzuatına göre temin edilen kusur raporundan da anlaşılacağı üzere kontrolsüz ve aniden önündeki aracı sollamak için dava dışı motor sürücüsünün bulunduğu şeride girerek kazayı yapmaya neden olan davalı sürücünün tam kusurlu olmasına, davalı tarafça sunulan uzman raporunun kazanın oluşunu değil de zararın doğması ve artmasına ilişkin olmakla trafik kusur sorumluluğunun tayininde nazara alınamayacak olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı ve davalı ….’ın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-a davacının sair istinaf itirazı yönüyle; trafik kazası tarihine, davacının yaşına, hadiseden davacının tam kusurlu olmasına, olay neticesinde davacının uzun ve zorlu tedavi süreçleri geçirmiş olmasına, işgöremezliğinin süresi ve derecesine göre mahkemece takdir edilen manevi tazminat tutarı bir miktar az olmuştur. Bu cihatten davacının istinaf başvurusunun kabulü iktiza eder.
b- Davalının hesaba itirazı yönüyle; mahkemece aktüerya bilirkişisinden 29/08/2019 günlü kök rapor temin edilmiş anılan raporda davacının geliri asgari ücret alınmış, ödemenin zararı karşıladığı belirtilmiştir. Anılan rapora tarafların itiraz etmesi üzerine aynı bilirkişiden 06/02/2020 günlü birinci ek rapor temin edilmiş; elden nakit 1.500,00 TL ödemenin tıbbi malzeme ve tedavi masrafı için verildiği, başka davada (İstanbul 16.Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında) sigorta şirketince ödeme yapılıp davadan feragat edilmekle limit (175.000,00) kadar sürücü ve işleten sorumluluktan kurtulacağı, davalının tam kusurlu olduğu, davacıda 18 ay geçici %26 kalıcı sakatlık bulunduğu verilerine göre PMF 1931 Yaşam Tablosu esas alınmış, davacının 2014 yılına kadar asgari daha sonra Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bildirdiği maaşı alabileceğinin kabulüyle hesaplama yapılarak geçici 11.831,48 TL daimi işgöremezlik zararı 364.870,28 TL olmak üzere toplam maddi tazminat 376.701,76 TL olarak hesap edilmiştir. Davacı taraf birinci ek rapora itiraz etmemiş, bu doğrultuda maddi tazminat davasını ıslah etmiştir. Müstenif davalı … vekili ise gelirin fazla alındığı ve sair yönlerden ek rapora itiraz etmiştir. Mahkemece 24/03/2021 günlü ikinci ve 13/09/2021 günlü üçüncü ek rapor temin edilmiştir. Öncelikle dosyadaki delillere mahkemenin üçüncü ek rapordan önce TÜİK’ten, kimi kurum ve kuruluşlardan, yaptığı araştırmaya göre davacının beden eğitimi öğretmeni olduğunda asgari ücretin 1,771 kazancı olacağına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının beden eğitimi öğretmenliği üzerine eğitimini gördüğü kaza sırasında bir yarı yıl kaydını dondurduğu, maluliyet raporuna göre 18 ay geçici ve %26 nispetinde kalıcı sakatlığın oluşmasına, maluliyet bölgesine göre davacının ileride beden eğitimi öğretmenliği yapabileceği ancak kaza sebebiyle bu kabiliyetini kaybetmiş olduğu ve mezuniyet tarihine göre mesleğine Ocak 2020 yılında başlayacağının benimsemesinde de usulsüzlük yoktur. Sonuncu ek rapordan önce yaşam tablosu PMF 1931 nazara alınmış, buna davacı itiraz etmemiştir. Her ne kadar, davalı TRH 2010 Ömür Tablosunun dikkate alınacağından bahisle itiraz etmiş ise de, sözü geçen tablo daha uzun sürede olduğu için davalının aleyhine olmakla bu itirazında hukuki yararı görülmemiştir. 06/02/2020 tarihinden sonra alınan raporlarda davacı tarafın itirazı olmamakla6100 sayılı HMK’nın 281.maddesi uyarınca bu hesaplama tarihi davalı taraf açısından usuli mektesep hak oluşturmaktadır. Buna göre geçici iş göremezlikte bir usulsüzlük görülmemekle 10.728,21 TL nazara alınarak hesap bilirkişisinden birinci ek raporun düzenlendiği (06/02/2020 tarihi) gündeki verilere göre davacının Mayıs 2012 ile Ocak 2020 tarihleri arasında asgari ücrete göre, bundan sonra mesleğine başlayacağı Ocak 2020 tarihinden itibaren asgari ücretin 1.771 katı geliri olacağı, yaşam tablosunun PMF 1931 olarak alınması, buna göre pasif dönem 6 yıl olacağından buna göre hesap yapılması amacıyla bilirkişiden ek rapor temini, geçici iş göremezlikten salt %20 müterafik kusur indirimi yapılması, kalıcı sakatlık tazminatından ise öncelikle % nispetinde katışık kusurun mahsubu en son sigortanın kaza tarihi itibari ile limitinin (175.000,00 TL) düşürülmesi ile kalan tutarın hükmedilmesi yerine mahkemece yazılı şekilde izah edilen hususlara ve davalının kazanılmış haklarına mugayir biçimde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu yönüyle de davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
3-HMK 353/1-a,6 maddesine göre, mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda, bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy.Kanun-35.madde)
4-Davacının faizin türü ve müterafik kusura, davalı …’ın ise kusur, maluliyet, ıslah edilen maddi tazminat tutarının zamanaşımına uğradığı hususlarına yönelen istinaf başvurularının reddine, davacının manevi tazminat tutarı, davalının ise hesap raporu yönlerinden istinaf başvurularının kabulüne, kararın kaldırılarak izah edilen biçimde tahkikat yapılması ve davacı yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdirine hükmedilmesi amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının faizin türü ve müterafik kusur yönlerinden, davalı …’ın ise kusur, maluliyet, ıslah edilen maddi tazminat tutarının zamanaşımına uğradığı hususlarına yönelen istinaf başvurularının REDDİNE, davacının manevi tazminat tutarı, davalının ise hesap raporu yönlerinden istinaf başvurularının KABULÜNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme KARARININ KALDIRILMASINA, izah edilen biçimde işlem yapılması amacıyla dosyanın mahkemesine gönderilmesine, talepleri halinde yatırdıkları istinaf karar harçlarının kendilerine iadesine, başvuru masraflarının ilk derece mahkemesince nihai karar sırasında gözetilmesine, dair, 04/03/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca KESİN olarak karar verildi.