Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/4 E. 2023/173 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2021
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; müteveffa …’nın sevk ve idaresindeki motosiklet ile Yeşilova istikametinden Acıpayam istikametine doğru seyir halindeyken … plaka sayılı aracın şerit ihlali yapması ile birlikte yaşanan çarpışma sonrası maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, karşı yan araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilleri tarafından Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davası açıldığını ve bu dosya ile birleştirilmesini talep ettiğini ileri sürerek arttırılmış hali ile … için 166.088,77 TL, … için 163.911,23 TL olmak üzere toplam 330.000,00 TL tazminatın hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkil şirkete davadan önce yapılan başvuru üzerine şirket nezdinde …’nın vefatı sebebiyle hasar dosyası açıldığını ve tazminat hesabı için aktüer raporu hazırlandığını, rapora göre sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı esas alınarak … için 15.639,00 TL, … için 20.262,00 TL olmak üzere toplam 35.901,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığını ve davacılara 05/12/2017 tarihinde ödendiğini, davacı tarafın zararının karşılandığını, davacılara ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödendiğini ve davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; temin ettiği raporlara-alkol ve kasksızlık sebebiyle ölen sürücüyü verilen kusur dışlanmak suretiyle-ceza dosyasındaki raporlara göre karşı araç sürücünün tam kusurlu olduğu, otopsi raporuna göre ölümünün kasksızlıktan kaynaklı olmaması nedeniyle TBK’nın 52.maddesi uyarınca müterafik kusur indirimi yapılmasının gerekmediği düşüncesi ile,hesap bilirkişisinin 05 .02.2021 günlü raporuna değer verilerek,ıslah dilekçesi doğrultusunda, davanın kabulü ile; davacı … yönünden 166.088,77 TL davacı … yönünden 163.911,23 TL olmak üzere toplam 330.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla alınarak davacılara verilmesine karar vermiştir.
Davalı vekili istinafında; yaptıkları ödemenin kifayet etmesine rağmen tazminat ile sorumlu kılınmalarının doğru olmadığını, keza kaza yılı için teminatın 330.000 TL olduğunu, davacılar için yaptıkları 35.901 TL tediyenin güncelleştirilip limitten düşülmesi yerine ,aynen limit kadar sorumlu tutulmalarının da isabetsiz olduğunu, yine ödeme tarihi itibariyle hesaplama yaptırılarak tediyelerin kafi olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, yine bu dosyada ve ceza yargılaması sırasında temin edilen raporlarda sigortalı araç sürücünün asli %75 nispetinde kusuru olmasına rağmen,tam kusurlu görülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu baz alınarak, “devre başı ödemeli belirli süreli rant” formülüne göre yapılması gerektiğini, yine hesap raporunda yetiştirme giderlerinin Yargıtay kabullerine uygun şekilde hesap edilmediğini, destek alkollu , kasksız ve ehliyetnamesi olmadan araç sevk ve idare ettiği için hesap edilen destekten yoksun kalma tazminatlarından müterafik kusur indirimi yapılmadan yazılı biçimde karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1 -Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, sigorta şirketinin ödeme tarihi itibariyle hesaplama yapılarak tediyenin 2918 Sayılı Yasa’nın 111.maddesi uyarınca yetersiz olduğunun görülmesi üzerine rapor tarihindeki verilere göre hesaplama yapılmış olmasına, istinaf incelemesinden de geçerek kesinleşen ceza ilamına göre davalı sürücünün kazanın oluşumuna ilişkin tam kusurlu görülerek cezalandırılmış olmasına, müteveffa sürücüye alkollü araç kullanması ve kask takmaması sebebiyle kusur yüklendiğinden mahkemece bu hususların kazanın oluşumuna ilişkin görülmeyerek davalı sürücünün tam kusurlu olduğunun benimsenmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, kaza tarihi ve AYM’nin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamıyla 2918 Sayılı KTK’nın 90 ve 92.maddelerindeki hükümlerini iptal etmesi sebebiyle hesabın yeni Genel Şartlar ekindeki formüle göre değil de müstekar yargı içtihatları uyarınca “prograsif rant” yöntemine göre yapılmasının usule uygun olmasına, güncel TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun baz alınmasında usulsüzlük olmamasına göre hesap raporunun usule uygun bulunmasına, davacıların desteği alkollü araç kullanmasının olayın meydana gelmesinde tesirinin olmayışı yine desteğin idaresindeki motorsiklet ile otomobilin kafa kafaya çarpışması sunulan kaza fotoğrafları ve otopsi raporunda açıklandığı üzere desteğin genel vücut travması, vücutta oluşan çokça kırık nedeniyle vefat etmiş olması sebebiyle kasksızlığının ölümün oluşumuna etkisi bulunmamasına göre mahkemece de yerinde değerlendirme ile tazminatlardan müterafik kusur sebebiyle indirim yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemesine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davadan önce sigorta şirketince 35.901,00 TL ödeme yapıldığı, dolayısıyla kaza tarihine göre toplam limitin 330.000,00 TL olmasına göre bakiye limitin 294.099‬,00 TL olduğu görülmektedir. Buna göre hesap edilen tazminat 424.591,77 TL olup bakiye limitten fazla olmakla 2918 Sayılı KTK’nın 96.maddesi uyarınca garame (proporsiyon) hesabı yapılarak karar verilmesi gerekir. Buna göre 294.099,00 / 424.591,77 = 0,692662 etmektedir. Buna göre hesap edilen tazminatların bu kat sayı ile çarpılarak hüküm altına alınması gerekir. Bu yönüyle davacı … yönüyle 213.696,75 * 0,692662 = 148.019,83 TL, davacı baba … yönüyle ise 210.895,02 TL * 0,692662 =146.079,17 TL maddi tazminat etmektedir. Bu miktarlara göre hükmün düzeltilmesi gerekir. Bu nedenle davalının istinaf başvurusunun kabulü icap eder.
3-HMK 353/1-b/2 madde ve bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanununun olaya uygulanmasında ve delillerin taktirinde hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilebilir.
4-Açıklanan tüm bu sebeplerle; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına,davacı … yönünden 148.019,83 TL davacı … yönünden 146.079,17 TL olmak üzere toplam 294.099‬,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla alınarak davacılara verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
II-Kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE
Davanın KABULÜ ile;
1-Davacı … yönünden 148.019,83 TL davacı … yönünden 146.079,17 TL olmak üzere toplam 294.099‬,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla alınarak davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 20.089,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 peşin harç ve 1.121,00 TL ıslah harcın mahsubu ile bakiye kalan 18.933,00TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-a-Davacı tarafından yapılan 77,00 TL ( peşin harç, başvurma harcı, vekalet harcı), 1.121,00 TL ıslah harcı, 981,20 (bilirkişi, müzekkere ve tebligat gideri) olmak üzere toplam 2.179,20 TL yargılama giderinden haklılık haksızlık oranına göre (davacı %89 nispetinde haklıdır) 1.939,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan tutarın davacılar üzerinde bırakılmasına,
b- Davalı tarafından masraf yapılmadığı için bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 29.036,93 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
III-İstinaf incelemesi yönünden;
Başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf peşin ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, davalı tarafından yapılan 105,00 TL istinaf yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, avans iadesi, tebligat, kesinleştirme, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, icranın geri bırakılması için Denizli 1. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına yatırdığı teminatın, İİK’nın 36.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ve kaldırma gerekçesine göre taktiren davalıya iade EDİLMEMESİNE, ilişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/02/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi.