Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/329 E. 2022/465 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2021
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/03/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerine dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; davalı …. Şirketine ait otobüsün davalı sürücü ….’ın kullanımında iken asli kusuru ile, …’ın sevk ve idaresindeki kamyona arkadan çarpması sonucu ölümlü, yaralamalı ve maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … Sigorta AŞ tarafından ZMSS poliçesi ve İMMS poliçesi ile, diğer davalı …. Sigorta A.Ş. nezdinde ise Zorunlu Karayolu Tasımacılık Mali Sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu,kaza sırasında müvekkili … ve eşi …’in … Şirketine ait otobüs ile İzmit’ten Antalya’ya seyahat etmekte olduğunu, …’in kazada hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı, eşi ….nin ise vefat ettiğini belirterek, davacı eş için 100.000TL, çocuklar için ayrı ayrı 25.000TL olmak üzere toplamda 150.000TL manevi tazminat ile (sigorta şirketi dışındaki davalılardan) eş … için 8.000TL DYT tazminatı, 2.000TL tedavi gideri olmak üzere toplam 10.000TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….Sigorta A.Ş. Vekili; davanın İstanbul’da görülmesi gerektiğinden yetkisizlik kararı verilmesini, davacının davasını ispat etmesi halinde poliçe limiti 250.000TL ile sınırlı sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ….Tur… Ltd. Şti vekili; Afyon Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirkete atfedilebilecek bir kusur ve sorumluluk bulunmadığını, davacılardan …’in destekten yoksun kalma ve maddi tazminat talebi şartları oluşmadığından talebinin haksız olduğunu, manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …; vasisi; davalı sürücünün 14 yıl hüküm giymesi nedeniyle ceza evinde olduğu, eşi ve zihinsel engelli çocuklarının geçimini emekli aylığı ile sağlamaya çalıştığını,istenen tazminatı karşılama gücü bulunmadığını, davacıların sigortaca yapılan ödemeler dışında maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta A.Ş. vekili; …plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 25/01/2013-2014 tarihleri arasında, ZMMS yönüyle kişi başına azami 250.000TL maddi, İMMS yönüyle manevi tazminat dahil 50.000TL poliçe teminat limiti bulunduğu, davadan önce müvekkili şirkete başvuru üzerine açılan hasar dosyasında toplam 74.131,04 TL ödeme yapılması sonucu poliçeden bakiye 175.868,96TL teminat kaldığını,taleplerin öncelikle Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk sigota Poliçesinden karşılanması gerektiğinden husumetin öncelikle …Sigorta Aş.’ye yöneltilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı … Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine, davalılar …, …. Ltd şti. ve ….Sigorta A. Ş. aleyhine açılan maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 172.314,48 TL destekten yoksun kalma tazminatına, davalılar …. ve … Ltd şti. Ve ….Sigorta A.Ş. aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı eş için 35.000TL, davacı …. için 15.000 TL ve davacı …. için 15.000TL olmak üzere toplam 65.000TL manevi tazminata hükmolunmuştur.
İstinaf eden davacılar vekili; destekten yoksun kalma tazminatının ne kadar olacağı bilinmediğinden tüm sigorta şirketlerine karşı belirsiz alacak davası açıldığını, rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağı kurulamadığından dolayı tedavi giderleri yönündeki talebin reddedildiğini, bilirkişi raporunun üstünde bir talepleri olmadığı ve mahkemece bu doğrultuda karar verildiği halde kısmi redden dolayı karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını,
İstinaf eden davalı ….Sanayi ve Tic.Ltd.Şti vekili; mahkemece istemin belirli hale getirilmesi için verilen süre içerisinde talep belirli hale getirilmediğinden ve manevi tazminatın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağı gözetilerek davanın tümden reddi gerektiğini,
İstinaf eden …. Sigorta A.Ş.vekili; sigorta şirketine kanunda belirtilen evraklar ile dava öncesinde müracaat edilmediğini, manevi tazminatta poliçe teminat limitinin 50.000TL ile sınırlı olduğunun gözetilmediğini, ödeme tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu,
İleri sürerek kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dava; tüketici sıfatına sahip davacı ile yolcu taşımacılığı yapan davalı ….Otomotiv Yedek Parça Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. arasındaki yolcu taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olup, 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 28/05/2014 tarihinden sonra 07/06/2016 tarihinde açılmıştır.
2-28/11/2013 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 6 ay sonra (28/05/2014) yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Tanımlar”başlıklı 3.maddesinin k-l bentlerinde “tüketici” ticari ya da mesleki olmayan amaçlarla mal veya hizmet satın alan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmış, tüketicilerin – kamu tüzel kişiler de dahil- karşı tarafla yapmış olduğu taşımacılık, sigorta, bankacılık gibi işlemler de tüketici işlemi sayılmıştır. Yine aynı Yasanın 73.maddesinin 1.fıkrasında tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevli olacağı düzenlenmiş, nihayetinde 83/2. maddesinde ise “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” biçiminde hükmün getirildiği görülmektedir. Dolayısıyla başka özel mahkemelerinde görevli olabileceği davalara ihtisas mahkemesi olarak tüketici mahkemelerinin bakması hedeflenmiştir. Bu nedenle davacılar ile diğer davalılar arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmasa dahi, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının istenilmesi, diğer davalılar hakkındaki davanın tefrikinin usul ekonomisine uygun düşmemesi ve farklı kararların verilmesinin önüne geçilmesinin amaçlanması nedeni ile tüketici mahkemesinin görevli olmadığından bahsedilemez.
3-Bu açıklamalara göre dosyanın incelenmesinde, davacı …ın desteği eşi ile birlikte davalı sürücünün kullandığı otobüste …. ilinden …. istikametine yolculuk yaparlarken vasıtanın kaza yapması sonucu kendisinin yaralanması ve eşin ölümü nedeniyle aracın işleteninden ve sigorta şirketinden tazminat talep edilmektedir. Davacı …. ve kazada ölen destek kaza yapan otobüste ücreti mukabilinde mesleki ve ticari olmak amaçla taşınmakta olan biletli yolcudur. Dolayısıyla tüketici konumundadırlar. Dava tarihine göre 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması hakkındaki kanun 3., 73. ve 83.maddeleri uyarınca davanın tüketici mahkemesinde görülüp karara bağlanması icap eder.
4-6100 Sayılı HMK’nun 1 inci maddesine göre görev hususu kamu düzenine ilişkin ve 114/1-c maddesi uyarınca ayrıca dava şartı olduğundan aynı Kanunun 115 inci maddesi uyarınca da her aşamada mahkemece kendiliğinden göz önüne alınması zorunludur. Buna göre ise o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı ve karar kesinleştiğinde talep halinde gönderme kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır (Benzer Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29/09/2015 gün ve 2015/9974 esas, 2015/9594 karar sayılı ilamı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/01/2017 gün ve 2016/18663 esas, 2017/640 karar sayılı ilamı vb). Bu nedenle davaya bakma görevi Tüketici Mahkemesine ait olduğu halde davaya Asliye Ticaret Mahkemesince bakılması usul bakımından hukuka aykırı ve bu husus kamu düzeniyle ilgili olduğundan 6100 Sayılı HMK un 355/(1) inci fıkrası uyarınca resen Dairemizce göz önüne alınmıştır.
5- HMK’nın 353/1-a,3 madde ve fıkrasına göre mahkemenin görevli olmasına rağmen görevsizlik kararı vermesi yahut görevli bulunmamasına rağmen davaya devam etmesi durumunda Bölge Adliye Mahkemesince işin esası incelenmeden kararın kaldırılması ile gerekli biçimde hüküm kurulması için dosya mahkemesine gönderilebilir.
6-Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre, tarafların istinaf başvurusunun değişik gerekçe ile kabulüne, kamu düzeninden sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasına ilişkin kayıtların kapatılarak davanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde görülmesi için dosyanın Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iade edilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı ….Sanayi ve ve Tic.Ltd.Şti vekilinin ve davalı …. Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince KABULÜNE, ilk derece mahkemesi kararının aynı yasanın 353/1-a,3 madde ve fıkrası uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın esasının kapatılarak; davanın görevli Antalya Tüketici Mahkemesinde yeniden görülmesi için Antalya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMEK ÜZERE Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesine İADE EDİLMESİNE, esasa ilişkin istinaf itirazlarının kararın niteliğine göre incelenmesine yer olmadığına, talep halinde peşin alınan istinaf karar harcının yatıranlara iadesine, istinaf başvuru masraflarının ilk derece mahkemesince nihai karar sırasında gözetilmesine, dair, 28/03/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.