Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3206 E. 2023/1609 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazası Kaynaklı )
KARAR TARİHİ : 24/10/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/10/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
20/04/2013 günü kavşakta meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davalı sürücü sola dönüş kuralına riayet etmemiş davacının kullandığı motosiklete ilk geçiş hakkını vermemiş olup kazada asli ve tam kusurlu, davacı ise kusursuz bulunmuştur.
Davacı vekili; müvekkilinin kullandığı motosiklete davalı …’in kullandığı kamyonetin çarpması sonucu kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı, iş gücü kaybına uğradığından bahisle, iş göremezlik zararları için şimdilik 3.000TL, bakım gideri için 2.000TL’nin davalılardan tahsilini istemiş, yargılama sırasında 30/03/2022 tarihli dilekçe ile tedavi gideri talebini 5.000TL, geçici iş göremezlik zararı talebini 4.749,47TL, sürekli iş göremezlik zararı talebini 835.934,91TL olarak arttırmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile toplamda 676.457,50TL maddi tazminatın davalı …’nın sorumluluğu 250.000TL ile sınırlı olmak kaydı ile faiziyle birlikte davalılardan müşterek müteselsil tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Süresi içinde verdikleri istinaf dilekçesi ile;
A- Davacı vekili; müvekkili davacının vücudunun birçok bölgesinden yaralandığı gözetilmeksizin, yoğunlukla baş bölgesinde yaralanma olduğu ve kasksız şekilde motosiklet kullandığı gerekçesi ile müterafik kusurlu bulunarak tazminattan % 20 indirim uygulanmasının hatalı olduğunu, istemin tam kabulü gerektiğini,
B-Davalı … vekili;
-Başvuru şartının yerine getirilmediği( sağlık kurulu raporu ibraz edilmediğini),
-Kazaya karışan aracın motorsiklet mi motobisiklet mi olduğunun araştırılmadığını,
-Maluliyetin kaza tarihinde yürürlükteki yönetmelik uyarınca belirlenmesi ,
-Tazminat hesabındaTRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması, net asgari ücretin esas alınması ve 04/12/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yeni genel şartlar gereği hesaplamada % 1,65 iskonto oranının esas alınması,
-SGK’nun ödediği tazminat varsa belirlenen tazminattan düşülmesi,
-Faizin dava tarihinden başlatılması gerektiğini,
-…nın geçici işgörmezlik zararı, bakıcı, bakım ve tedavi giderinden sorumluluğu bulunmadığını, SGK’nın sorumlu olacağını,
İleri sürerek kararın kaldırılması ve talepleri gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazasında cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1)Davacının maluliyetini belirleyen ve hesap raporuna esas alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca düzenlenen 02/05/2016 tarihli raporda kaza tarihinde yürürlükte olan çalışma gücü yönetmeliği uygulanarak, Balthazar formülüne göre davacıda % 40,29 maluliyet, E cetveline göre % 33,2 maluliyet oluştuğu ve 6 ay iyileşme süresi bulunduğu yönünde belirlemede bulunulduğu, anılan raporun (8) no’lu kısmından anlaşılacağı üzere maluliyetin yoğun olarak kafa bölgesinden alınan darbeler nedeniyle meydana geldiği ve maluliyetin belirlenmesinde esas alındığı gözetildiğinde uygulanan yönetmelik ve oran belirlemede bir usulsüzlük bulunmadığı gibi, tazminattan Yargıtay uygulaması doğrultusunda % 20 müterafik kusur indirimi yapılmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin buna ilişkin itirazı yersiz olup reddi gerekir.
2)Davalı …nın istinaf itirazları yönüyle ise; hükme esas alınan 23/01/2022 tarihli hesap raporunda Yargıtay’ın değişen uygulaması doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresinin belirlendiği ve progresif rant yönteminin uygulandığı, az yukarıda değinildiği gibi yargıtayın yerleşik uygulaması doğrultusunda Adli Tıp Kurumunca maluliyetin kaza tarihinde yürürlükte olan çalışma gücü yönetmeliği uyarınca belirlendiği, bulunan maluliyet oranı üzerinden hesaplama yapıldığı, davacının asgari ücretten geliri olacağı kabul edilerek, AGİ uygulaması kalktığından net asgari ücretler esas alınarak usulünce 4.749,47TL geçici iş göremezlik zararı 835.934,91TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, tedavilerin özel hastanede SGK kapsamında yapıldığı, davacının bu anlamda tedavi gideri zararı oluşmadığı, ancak SGK’nın sorumluluğu kapsamında olmayan yol ve refakatçi giderinin tedavi süresine göre ortalama olarak belirlendiği görülmekle anılan raporların hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca geçici iş göremezlik ve tedavi gideri zararının bedeni zarar teminatı ile ZMM sigorta poliçesi kapsamında sayılmasından dolayı geçici iş göremezlik zararından davalının sorumlu olmadığına dair itirazın yersiz olduğu, SGK tarafından davacıya rücuya tabi ödeme yapıldığına dair delil sunulmamasına, faizin başlangıcının … yönüyle doğru olarak dava tarihinden başlatıldığı, davacının bulunduğu motosiklete çarpan … plakalı aracın kamyonet olduğu, trafik sigortasının bulunmadığı bu nedenle davalı … karşı dava açıldığı, davadan önce başvuru şartına ilişkin olarak ise, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren Torba Yasanın 5.maddesi ile 2918 Sayılı Kanunun 97.maddesi gereğince kuruma yazılı başvuru şartı getirilmiş ise de; eldeki davanın yasadan çok önce 23/08/2013 tarihinde açıldığı o tarihte başvuru zorunluluğu bulunmadığı, 04/12/2021 tarihli RG’de yayımlanan genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girdiği ,eldeki davada uygulama yeri de bulunmadığı görülmekle davalı vekilinin itirazları yersiz olup reddi gerekir.
3- Tüm bu nedenlerle dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkra (b-1) bendi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının peşin yatırdığı 80,70+578TL toplamı 658,70TL’den karar tarihi itibariyle davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf ilam harcının düşümü ile fazlası 388,85‬TL’nin davacıya istemi halinde iadesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 15.984TL istinaf ilam harcından davalı …nın peşin yatırdığı 3.996TL’nin düşümü ile bakiye 11.988TL’nin davalı …ndan alınarak Hazineye verilmesine,
3-Yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Artan istinaf gider avansının yatıranlara iadesine,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 24/10/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.