Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/3093 E. 2023/285 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/03/2023

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’in sürücüsü, davalı …’in işleteni olduğu … plaka sayılı aracın yaya olarak yolun karşısına geçmek isteyen davacı müvekkiline çarparak ağır şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, davacı sürücünün olay anında alkollü olduğu, davalı tarafa ait aracın davalı … nezdinde genişletilmiş kasko poliçesi nedeniyle manevi zararı teminat kapsamına aldığından bahisle 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … yönünden 09/06/2019 kaza tarihinden, davalı … yönünden ise poliçe limiti dahilinde temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; davadan önce müvekkiline yazılı başvuruda bulunulmadığından dava şartının oluşmadığı, müvekkili şirketin sorumluluğunun işletenin kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, manevi tazminatın 10.000,00 TL miktarla teminat altına alındığı, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasının meydana gelmesinde davacının da kusuru bulunduğu, davacının kazaya bağlı yaralanmasında yüzünde sabit iz, uzuv kaybı ve zaafı bulunmadığı, açılan davada zenginleşme amacının güdüldüğünü beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosya örneği, maluliyet raporu, kusur raporları, davacının tedavisine esas tıbbi belgeler, tanık beyanı, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesinin 14/02/2022 gün ve … esas, … sayılı kararı ile; trafik kazasının gerçekleşmesinde davalı sürücünün %70, davacının ise %30 kusurlu olduğu, davacı kaza nedeniyle %12 gibi bir oranda malul kaldığı, gerek tedavi evrakları, gerekse tanık anlatımları ile görüldüğü üzere uzun, zor ve acılı bir tedavi süreci geçirdiği, zararın bu denli yüksek oluşu, kazanın davacı üzerinde kalıcı hasar bırakışı, kazada davacının da kusurunun oluşu ve olay tarihi göz önüne alındığında 40.000,00 TL manevi tazminatın 09/06/2019 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’den tahsiline, davalı … yönünden açılan davanın ise davadan önce bu davalıya yazılı başvuru şartı gerçekleşmediğinden usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 01/07/2022 gün ve … esas, … sayılı kararıyla sigorta şirketine yazılı başvuru şartının yargılama sırasında da tamamlanıbilir dava şartı olduğu belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına karar verilmiş, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucu aynı miktar manevi tazminatın davalı … şirketinin 10.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; trafik kazasının aşırı hızlı ve alkollü olan davalı sürücünün tam kusuru ile gerçekleşmiş olduğu, tazminatın buna göre belirlenmesi gerektiği, öte yandan hükmedilen tazminatın da uğranılan manevi zararı karşılamadığını beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusurlu olanın davacı yaya olduğu, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın fazla olduğunu beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmamıştır.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazası haksız fiiline bağlı yaralanma nedeni ile manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 56/1 maddesi gereğince manevi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı yolun karşısına geçmek isterken sağ istikametinden gelen davalı …’in sürücüsü olduğu otomobilin çarpması sonucu yaralanmıştır. Davalı … trafik kazasına sebebiyet veren aracın işleteni, davalı … ise manevi tazminatı poliçe kapsamına almış ihtiyari mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı bu yaralanmadan dolayı uğradığı manevi zararın tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulü ile davalı … şirketinin 10.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı … yönünden 15/08/2022, diğer davalılar yönünden 09/06/2019 olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … sayılı kararı ile davalı …’in, davacıya karşı işlediği bilinçli taksirle yaralama suçundan TCK.’nun 89/1, 22/3, 89/2-b-e maddeleri gereğince 22 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin istinaf incelemesinden geçerek 20/01/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Kural olarak Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi gereğince ceza mahkemesince verilen kararlar hukuk hakimi bakımından bağlayıcı değildir. Ancak, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir, ceza mahkemesince fiilin hukuka aykırılığına yönelik kesinleşen maddi olgular hukuk hakimi bakımından da bağlayıcı olup, taraflar yönünden de kesin delil niteliği taşımaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/09/2008 tarih, 2008/4/564 esas, 2008/536 karar).
İlk derece mahkemesince Dairemiz kararından sonra hazırlanan tensiple duruşma günü 17/08/2022 olarak belirlenmiş ve o gün yapılan duruşmada yargılamaya son verilerek tazminata hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK.’nun 102. maddesine göre; “Adli tatil, her yıl yirmi temmuzda başlar, otuz bir ağustosta sona erer. Yeni adli yıl bir eylülde başlar.”
Aynı yasanın 103. maddesinin 1. fıkrasında ise adli tatilde görülecek dava ve işler gösterilmiştir. Bu fıkranın h bendi gereğince “Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler” adli tatilde de görülebilir.
Yasanın istisna olarak gösterdikleri haller dışında adli tatil süresi içerisinde yargılama yapılması ve duruşma açılması mümkün değildir.
Eldeki dava basit yargılama usulüne tabi manevi tazminat istemli bir eda davasıdır. Bu tür bir davanın adli tatilde görülebilmesi için taraflardan birinin talebi olması ve mahkemece davanın ivedi olarak görülmesine karar verilmesi gerekir. Somut olayda taraflar davanın ivedi olarak görülmesini talep etmemişler ve mahkemece de davanın ivedi görülmesi kararı verilmemiştir. Taraflar duruşmanın adli tatilde yapılmasını talep etmedikleri gibi, böyle bir talep olsa dahi tarafların isteğine bağlı olarak adli tatilde yargılama yapılamaz. Bir davanın ivedi olarak görülmesi isteğinin de haklı ve makul olması gerekir. Adli tatilin konulma amacına aykırı olacak ve adli tatil yasağını delme amaçlı ivedilik kararı verilemez. Manevi tazminat davasının ivedi olarak görülmesinin haklı ve makul bir yönü bulunmamaktadır. Bu nedenle adli tatil içerisinde duruşma açılarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı düşmüştür.
Hal böyle olunca; açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının adli tatilde duruşma yapılması ve karar verilmesinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle kabulüne, 6100 Sayılı HMK’nun 355. ve 353/1 inci fıkrasının (a-6) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin kusura ve manevi tazminat miktarına yönelen istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar sayılı, 17/08/2022 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (a-6) bendi gereğince ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Antalya 1. Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı vekili ile davalılar … ve … vekilinin kusura ve manevi tazminat miktarına yönelen istinaf istemlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacının peşin yatırdığı 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
6-Davalı … ve …’in peşin yatırdığı 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, (80,70 TL + 773,20 TL) 853,90 TL istinaf karar harcının istekleri halinde iadesine,
7-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 06/03/2023 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy çokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ

Ticaret Mahkemesince miktar itibariyle basit yargılama usulüne tabi eldeki davada karar adli tatil içerisinde verilmiştir. Heyet çoğunluğu adli tatil içerisinde karar verildiği için HMK’nın 353/1-a-6 ve 355. maddesi uyarınca, başkaca istinaf itirazları incelenmeden kararın kaldırılıp gönderilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Oysa ki 6100 sayılı HMK’nın 30. maddesinde “Hakim,yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Bu “usul ekonomisi” kuralıdır. Bunun yanında yukarıda karar gerekçesine alındığı gibi anılan Yasanın 102 ve 103. maddelerinde -istisnai kimi dava ve taleplerin dışında- adli tatilde duruşma yapılamayacağı düzenleme altına alınmıştır.
Buna göre; istinaf incelemesi yapılan dosyada, müstenif tarafların adli tatilde duruşma yapılıp karar verildiğine yönelen bir istinafları bulunmaktadır. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 102 ve 103. madde hükümleri emredici vasıfta iseler de kamu düzenine ilişkin bulunmamaktadırlar. Bu sebeple anılan aykırılığın kamu düzenine ilişkin olmaması, istinaf yasa yoluna başvuranların bu hususta bir itirazlarının bulunmaması sebebiyle bu cihetten re’sen inceleme yapılamayacağından, müstenif tarafların istinaf itirazlarının incelenmesi gerektiğini düşündüğümden çoğunluğun aksi yöndeki görüşünü iştirak etmemekteyim.