Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2911 E. 2023/658 K. 28.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 28/04/2023

Dairemizin yukarıdaki esas numarasında kayıtlı bulunan davanın Türk Milleti adına yapılıp bitirilen istinaf ön incelemesi sonunda;
Davacı vekili; 11/02/2021 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu … plakalı araç ile müvekkilinin maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araç arasında maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sebebiyle … plaka sayılı aracın hasarlandığını ve gördüğü tamirat sebebiyle piyasa rayiç değerinde ciddi bir düşüş olduğunu ileri sürerek şimdilik 700,00 TL değer kaybı tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece; “Somut olayda somut verilere dayalı olarak hazırlanan ve birbirlerini destekleyen her iki rapora göre davacı aracının yaşı, kilometresi, hasar durumu, dava konusu kazadan önce de 5 adet hasar kaydının bulunması, hasarlanan bölgelerin aynı yerden olması sebepleriyle iş bu kazadan ötürü ayrıca uğradığı herhangi bir değer kaybının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak” davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin müddeti içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle;
1-Mahkemenin hangi kusur raporunu kabul ettiğinin belli olmadığını, mahkemece 13/05/2022 tarihli heyet raporunun karara konu edilmediğini, müvekkiline kusur isnat etmeyen bu raporun hükme esas alınması gerektiğinin açıklığa kavuşturulmasını talep ettiklerini,
2-Kaza yapan aracın önceden onarım görmüş olmasının, aracın kaza öncesi değerine eş değeri olacağı anlamına gelmeyeceğini, araçta değişen parçaların orijinal olup olmadığının gözetilmediğini, zarar veren davalının, müvekkilinin ekonomik olarak durumunu kazadan önceki duruma getirmekle mükellef olduğunu, araçta meydana gelen hasar ön tampon bölgesi ve motor kaputundan ibaret olmayıp, bilirkişi tarafından internet ortamında alınan bilgilerin, araç değer kaybının hesabında ölçüt olamayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava trafik kazası nedeniyle araç değer kaybı istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosyada ilk olarak ….. tarihli ATK raporu alınmış, raporda 2012 model …. otomobilin kazada sağ ön bölgesinden hasarlandığı, aracın yaşı, kullanılmışlık düzeyi, hasar miktarı, değişen ve onarılan parçalar, piyasa şartları ile birlikte geçmiş hasar sayısı ve hasar bölgeleri değerlendirildiğinde, araçta değer kaybı meydana gelmeyeceği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
İtiraz üzerine 2 kişilik heyetten alınan raporda “aracın 09/03/2014 tarihindeki hasarının da yine aynı bölgeden olması, dava konusu kazada onarım gören, motor kaputu ve ön tampon parçalarının söz konusu kazadan dolayı daha önce değişmiş olması ve aracın geçmişinde haricen 5 adet daha hasar kaydının bulunması nazara alındığında, kazadan öncesinde de sonrasında da ortalama rayicinin 255.000TL olduğu, buna göre araçta değer kaybı bulunmadığı” bildirilmiş, mahkemece birbirini teyit eden raporlar gereğince davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan raporların dosya kapsamına ve piyasa koşullarına uygun hazırlanmasına, mahkemenin davalının her iki rapora göre de kusurlu olduğu, buna göre kusurunun bulunduğu hususunda tereddüt olmadığı ancak zararının olmadığı gerekçesiyle davayı reddetmesi karşısında itibar edilen kusur raporunun bu davada önem arzetmemesine göre, mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur. Davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Başvuru giderlerinin başvuran davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansın ilgililerine iadesine,
5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 28/04/2023 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

……