Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ALANYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2023
Dairemizin yukarıdaki esas numarasında kayıtlı bulunan davanın Türk Milleti adına yapılıp bitirilen istinaf ön incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; 28/03/2021 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … motosiklet ile … plakalı araç sürücüsü …’ın kırmızı ışıkta durmamasından dolayı müvekkiline çarptığını, müvekkilin meydana gelen bu kaza nedeniyle yaralandığını, … plakalı aracın davalılardan …’a ait olduğunu, davalıya ait bu aracın diğer davalı … şirketi bünyesinde … poliçe numarasıyla zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle davalı … şirketine başvurulduğunu ve akabinde de arabulucuya gidildiğini ancak bir sonuç alınamadığını, sigorta şirketince davacıya bir kısım ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin hükmedilen tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini ileri sürerek, davacı için şimdilik 500,00 TL geçici ve 500,00 TL sürekli iş görememe maddi tazminatı, 300,00 TL hastane, 200,00 TL ilaç ve 500,00 TL bakım ücreti, 500,00 TL araç hasar bedeli, 300,00 TL değer kaybı ve 200,00 TL ikame araç bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, poliçe kapsamına ve kasko sigorta durumuna göre 80.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; kazanın gerçekleştiği bölgede trafik lambasının önündeki sokak lambalarının ışığın önünü kapatmak suretiyle sağlıklı bir görüşe engel teşkil ettiğini, davacının daha önce de trafik kazası yaptığını ve bu kazada ayağından yaralandığını, davacının talep ettiği 80.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı … vekili; davacı ile sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı, geçici bakıcı gideri ve tedavi giderleri yönünden arabuluculuk görüşmeleri kapsamında anlaşma sağlandığından konu talepler yönünden davanın reddi gerektiğini, değer kaybı, hasar ve araç ikame bedeli bakımından; davacı taraf, başvuru şartını yerine getirmeksizin davayı ikame ettiğinden davanın usulden reddi gerektiğini, değer kaybı hesaplamasının ZMSS genel şartlara göre yapılması gerektiğini, kazanç kaybına yönelik zararların KMZMSS teminatı kapsamı dışında kaldığını, sigortalı araç sürücüsünün iş bu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın 6100 sayılı HMK’nın 114., 115/2. maddeleri gereğince davacı ile davalı … şirketinin arabulucuk aşamasında anlaştığı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin müddeti içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı sigortaya bu davadaki tüm alacak kalemleri yönünden başvurduklarını, ancak davalının sadece geçici ve sürekli iş göremezlik, tedavi gideri ve geçici bakıcı gideri ile ilgili anlaşmaya vardığını, araca ilişkin olarak hasar bedeli, değer kaybı ve ikame araç bedeli ile ilgili taleplerinin değerlendirmeye alınmadığını, manevi tazminat taleplerinin ise zaten zmss sigortacısı olan davalının sorumluluğunda olmadığını, anlaşmaya varılan ve ödeme aldıkları talepleriyle ilgili de müvekkilinin zararının ve tedavisinin devam ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacı eldeki davayı “geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri ve geçici bakıcı gideri, araca ilişkin olarak hasar bedeli, değer kaybı ve ikame araç bedeli ile son olarak manevi tazminat” istemiyle aracın sürücüsü, maliki ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı aleyhine ikame etmiştir. Mahkeme davacının arabulucuya başvuru talebinde “manevi tazminat” da talep etmesi ve anlaşma tutanağında “tüm tazminatlar” ifadesinin kullanılmasını gerekçe göstererek davayı tüm davalılar yönünden reddetmiştir. Karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki;
Davalı … şirketi davacının iddiasına paralel olarak, araç değer kaybı, hasar bedeli ve ikame araç bedelinin arabuluculuk başvurusuna konu edilmediğini ve bu hususlarda bir anlaşma sağlanmadığını cevap ve istinafa cevap dilekçelerinde açıkça ifade etmektedir. Yine her ne kadar davacının başvuru dilekçesinde manevi tazminat yazmakta ise de; sözleşme ve genel şartlar gereği manevi tazminat sorumluluğu bulunmayan davalı … şirketinin sürücü ve işletenin sorumluluğunu ortadan kaldıracak bir anlaşma yapması da mümkün değildir. 23/12/2021 tarihli anlaşma tutanağında üzerinde anlaşılan “tüm tazminatların”, bedeni zarara ilişkin ve davalı … şirketinin sorumlu olduğu tüm tazminatlar olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkeme anlaşma tutanağında yazan yetersiz ifadeyi, taraf iradelerine aykırı olarak ve zarar gören aleyhine yorumlayarak, hukuki takdirde hataya düşmüştür. Davacı istinafında bu yönüyle haklıdır.
Davacının bedeni zararlarına (geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri ve geçici bakım gideri) yönelik istemleriyle ilgili olarak ise, davalı … şirketiyle imzalanan anlaşma tutanağı çerçevesinde sigorta şirketine ve sigorta poliçe limiti kadar diğer davalılara başvurma olanağı yoktur. Anlaşma tutanağı tarihi ile dava tarihi arasındaki kısa süre nazara alındığında, davacının zararın arttığı ve tedavinin halen devam ettiği yönündeki savunmasının sigorta şirketi açısından dinlenmesinin de imkanı yoktur. Ancak davalılar sürücü ve işleten, bedeni zararlar yönünden sigorta limitini aşan miktar varsa, bu miktar yönüyle sorumlu olacaklarından, bu alacak kalemleri yönüyle de bu davalılar yönüyle işin esasına girilerek inceleme yapılması gerekmektedir. Bu yönüyle de davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
HMK 353/1-a-4,6 maddesine göre, diğer dava şartlarına aykırılık bulunması durumunda, Bölge Adliye Mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; HMK’nın 353/1-a-4,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine; peşin ödediği istinaf ilam harcının istemesi halinde davacıya iadesine; 07/02/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.
…