Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2021
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/04/2023
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023
…. günü saat 08.30 sıralarında, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyoneti ile Ankara istikametinden Bursa istikametine seyrederken olay mahalline geldiğinde zemini ıslak, kaygan ve virajlı yolda aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek arıza şeridinde (yolun sağında su kanalına ters dönmüş şekilde duran … plaka sayılı otomobilin içindeki kişilere yardım etmek için) bulunan sürücü …’a ait … plaka sayılı otomobilin sağ kısmına, devamında sürücü …’a ait … plaka sayılı otomobilin arka kısmına, akabinde araçların yanında içlerinde davacının da bulunduğu (sürücü, yolcu) yayalara çarpması sonucu yaralanmalı dava konusu olay meydana gelmiştir.
Davacı vekili; davalı sürücünün kusuruyla meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezliğe maruz kaldığını, olaya ilişkin görülen ceza yargılamasında davalı sürücünün cezalandırılmasına karar verildiğini, …. Hastanesince müvekkilinde %24 oranında engel durumu oluştuğunun tespit edildiğini ileri sürerek artırılmış haliyle 168.402,22 TL sürekli, 23.389,33 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 191.791,55 TL maddi tazminat ile 150.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili; kazanın olduğu mahalde uyarı levhası bulunmadığını, kazanın kavşak noktasında meydana geldiğini ve aracın park edildiği yer itibariyle kazanın oluşumunda önemli bir etken olduğunu, yapılacak keşif ile davacı ve aracın kusurlu olduğunun tespit edileceğini, kusurun, maluliyetin ve zararın tespiti gerektiğini, müvekkillerinin kazazede aileleri arayarak ilgilendiğini ileri sürerek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, kusur durumuna, maluliyet oranına ve tazminat miktarına ilişkin raporlar temin edilerek, nihayetinde davanın kısmen kabulü ile 191.791,55 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 35.000 TL manevi tazminatın ise davalı gerçek kişilerden 30/06/2016 olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine hükmolunmuştur.
Davalı … vekili istinafında;
1-Davacının, müvekkiline karşı ek tazminat talebine ilişkin başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkilinin tazminat ödeme noktasında tereddütü bulunmayıp, aleyhlerine faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, kaldı ki usulünce yapılan hesaplamaya göre yapılan ödeme sonucu davacının bir hak ve alacağı kalmadığını,
2-Müvekkili kurumun geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmayacağını,
3-Maluliyet raporunun, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik formülüne göre hesaplandığını, oysa rapor tarihinde yürürlükte olan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanması gerektiğini, alınan raporun davacı muayene edilmeksizin tanzim edildiğini, davacının kazadan kaynaklı maluliyet oranı tespit edilmeden ve raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verildiğini,
4-SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, yapılması durumunda tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini,
5-Hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu ve %2 teknik faiz uygulanması gerektiğini, ileri sürerek kararın kaldırılması ile davanın reddine talep etmiştir.
Dava, yaralanmalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353’üncü maddesi uyarınca dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu takdirine, davacının davalı kuruma 17/04/2018 tarihli başvurusu sonrası davacıya yapılan 14/05/2018 tarihli ödemenin akabinde, eldeki davanın KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre içerisinde açılmış olmasına, alınan hesap raporuna göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun açıkça anlaşılmasına, ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından davacının fizik muayenesi 08/01/2020 tarihinde yapıldıktan sonra … tarihinde hazırlanan raporda davacının kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre %31 oranında malul olduğunun, iyileşme süresinin 18 ay, bakıma muhtaç olduğu sürenin de 3 ay olduğunun bildirilmesine, davalı kurumun geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olmasına, …. İl Müdürlüğünün 01/08/2018 tarihli cevabi yazısında davacıya yapılmış rücuya tabi bir ödeme olmadığının bildirilmesine, yine hesaplamanın TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemine göre usulünce yapılmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalının başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, alınması gereken 13.101,28 TL karar harcından peşin olarak yatırılan (59,30 + 3.275,32) 3.334,62 TL’nin mahsubu ile bakiye 9.766,66 TL’nin müstenif davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, yapılan başvuru giderlerinin müstenif davalı üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 17/04/2023 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi
…