Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2345 E. 2022/1503 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/10/2022

Davacı vekili; Korkuteli Sanayi Sitesinin elektrik hatlarının yer altına alınması çalışmaları sırasında davalı şirket çalışanlarınca fazların ters bağlanması sebebi ile fabrikadaki cihazların ve UPS cihazının arızalanarak zarar gördüğünü ileri sürerek tespit dosyası ile belirlenen zarar bedeli 88.700 TL üzerinden fazlaya dair haklarını saklı tutarak davalı şirketten olay tarihinden avans faiziyle tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece 16/10/2018 tarih ve … esas sayılı dosyada yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 70.000 TL maddi tazminata hükmolunmuş, davacı vekili ile davalı vekilinin kararı istinafı üzerine eksik araştırma ve inceleme nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince 03/10/2019 gün ve … esas – … sayılı kararı ile kaldırılmış, kaldırma kararı üzerine mahkemece yapılan yargılamada yeniden alınan heyet raporu üzerine ıslah edilen miktar üzerinden istemin tam kabulü ile 250.250 TL tazminatın davalıdan karar tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Süresinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
A-İstinaf eden davacı vekili; güncel zararın kur üzerinden faiz olarak belirlenmesi gerektiğini, faizin başlangıç tarihi ve tümünün hatalı belirlendiğini, olay tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini, yargılama giderlerinden olan delil tespiti giderinin kararda gözetilmediğini,
B-İstinaf eden davalı vekili; bilirkişi raporunun varsayıma dayalı kanaat içerdiğini, somut tespite dayanmadığı, teknik veri içermediği, dayanaksız afaki içerikli rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, zararın hangi kriterlere göre belirlendiğinin belli olmadığını, 2021 yılı piyasa değerinin esas alınmasının hatalı olduğunu, mütreafik kusurun değerlendirilmediğini,
İleri sürerek kararın kaldırılmasını, talepleri gibi karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353 ve 355’inci maddeleri uyarınca istinaf sebepleriyle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
İstem, haksız fiil nedeniyle maddi tazminata ilişkin olup, haksız fiillerde zarar haksız fiilin meydana geldiği tarihe göre belirleneceğinden (faize de istemle bağlı olarak) bu tarihten itibaren temerrüt gerçekleşmiş sayılacağından, haksız fiil tarihindeki veriler üzerinden zarar miktarının belirlenmesi ve isteme göre haksız fiil tarihinden faiz işletilmesi gerekir. Taraflar tacir olmakla ve davacı tarafın dava dilekçesi ile tazminata avans faizi işletilmesini talep ettiği gözetilmekle, hükmedilen tazminata talep uyarınca avans faizi uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu bakımdan davacı vekilinin faizin başlangıç tarihi ve türüne yönelik itirazı yerindedir ve kabulü gerekir. Zararın miktarı bakımından ise olay tarihi olan 2016 yılı itibariyle zarar belirleneceğinden o tarihteki onarım ve değişmesi gereken makine, teşhizat ve parçaların 2016 yılı itibariyle piyasa rayiç değerinin hükme esas alınması gerekmekle son alınan bilirkişi heyet raporunda 2021 yılı verilerine göre belirlenen zarar üzerinden istemin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Dosya kapsamından davacıya ait iş yerindeki makine ve araçların elektrik hatlarının yer altına alınması işlemi sırasında davalı şirket çalışanlarının hatalı işlemi sonucu zarar gördüğü anlaşılmakla davacı tarafın zararlı sonucun meydana gelmesinde üzerine atfedilecek müterafik kusuru bulunduğu yönünde bir bulgu ve tespit de bulunmadığı görülmekle davalı tarafın zararının 2021 yılı verilerine göre belirlenmesine ilişkin itirazı haklı olup diğer istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden reddi gerekir.
Zararın kapsamı ve mahiyeti bakımından ise dosya içeriğine toplanan delillere göre son bilirkişi heyetince de benimsenen ve iştirak edilen tespit dosyasındaki zararın dosya kapsamına uygun düştüğü benimsenmekle davanın dava dilekçesi ile talep edilen miktar üzerinden kabulü gerekmekle ıslah ile arttırılan güncel (2021 yılı için geçerli) zarar miktarı üzerinden hüküm kurulması hatalı olmakla, davacı vekilinin zararın miktarı ve kapsamına ilişkin itirazı yersizdir. Tespit dosyası giderleri, yargılama giderinden olmakla, yargılama giderleri içinde hesaplanarak karar altına alınması gerekmektedir. Davalı vekilinin itirazı tespit giderleri yönüyle haklı olup kabulü gerekmektedir.
Açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile 6100 sayılı 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı KABULÜ ile kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nun 353/1-b-2 madde ve fıkrası uyarınca aşağıdaki şekilde YENİDEN TESİSİNE,
II-1-Davanın kısmen KABULÜ ile 88.700 TL tazminatın 15/12/2016 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 6.059,10 TL harçtan, davacının peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 4.272,78 TL’nin mahsubuna, bakiye 1.786,32 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının peşin ve ıslah yoluyla yatırdığı 4.272,78 TL karar harcı, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 4.304,18‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yaptığı tespit dosyası masrafı olan 1.003,60 TL ile iş bu dosyada yapılan 11.507,72 TL yargılama gideri toplamı 12.511,32 kabul ret (kabul %35,44) oranına göre hesaplanan 4.434 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı uhdesinde bırakılmasına,
5-Davalının yaptığı 144 TL yargılama giderinin kabul ret (ret %64,56) oranına göre hesaplanan 92,94 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı uhdesinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 14.192,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 14.192,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacının peşin yatırdığı 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
2-Davalının peşin yatırdığı 4.273,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
3-Davacının sarf ettiği 335,3‬0 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalının sarf ettiği 220,70 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan avansın karar kesinleşmesine müteakip ilgililerine iadesine,
6-Avans iadesi, kesinleştirme, kararın temyiz edilmemesi durumunda harç tahsil müzekkeresinin düzenlenmesi ve sair işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 17/10/2022 tarihinde kabul edilen miktar itibariyle davalı yönünden kesin, davacı yönünden ise 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.