Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2300 E. 2022/1373 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/04/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 21/09/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davalı nezdinde trafik sigortalı olan ve dava dışı … idaresindeki …. plakalı araç ile davacılardan ….’in yolcu olarak bulunduğu …. yönetimindeki …. plakalı motosikletin çarpışmaları sonucu meydana gelen kazada küçük ….yaralanmıştır.
Yukarıda belirtilen trafik kazası neticesinde maruz kaldığı cismani zarar sebebiyle davacıda maluliyet oluştuğu, sigortalı araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğu, Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasında davalı sigorta aleyhine iş göremezlik zararından kaynaklı tazminat davası açıldığı ve davacı için hesaplanan 18.000,00TL tazminatın davacıya tediye edildiği, ancak davacının zamanla maluliyetinin arttığı, bu sebeple yapılan ödemenin yetersiz kaldığı iddialara dayalı olarak artırılmış haliyle 32.625,26TL iş göremezlik zararının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsili istemli ikame edilen davanın muhakemesi sonucu: sigorta şirketini ibra edildiği tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde eldeki davanın açıldığı benimsenerek toplanan delillere ve temin edilen maluliyet ve hesap raporuna göre istemin ıslah edilmiş haliyle aynen kabulüne dair Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 09/05/2019 günlü, … esas ve …. sayılı karar, davalı vekilince, “davacı tarafa ibraname karşılığında ödeme yapıldığından davalı sigortanın poliçe kapsamında herhangi bir sorumluluğunun kalmadığı, ödemeye esas alınan raporundaki hesaplama yönteminin de iş göremezlik tazminatının belirlenmesi kriterlerine uygun olduğu, hükme dayanak maluliyet raporununda da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanmadığı, sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu yönündeki raporun gerçeği yansıtmadığı” şeklindeki gerekçelerle istinaf edilmiş, dairemiz 01/02/2021 tarih …. Esas …. Karar sayılı ilamıyla; HMK’nın 353/1-a,6 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Mahkeme 15/04/2022 tarihli kararı ile; davacının dava konusu trafik kazasından kaynaklı maddi zararının tazmini için Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açtığı ve yargılama sırasında sigorta şirketince 02/09/2016 tarihinde 18.000,00-TL maluliyet için ödeme yapıldığı, ödemeden sonra davanın takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu defa davacının gelişen durum nedeniyle maluliyetinin arttığından bahisle eldeki davayı ikame ettiği, bu kapsamda davacının tedavilerinin yapıldığı hastanelerden ilgili belgelerin talep edildiği ve ATK’dan feragat tarihinden sonra maluliyet oranında gelişen durum bulunup bulunmadığının tespiti istenildiği ve gelen rapora göre feragat tarihinden sonra maluliyet oranında bir artışın olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Davacı vekili istinafında; ATK’nın 22.10.2018 tarihli mütalaası ile maluliyet oranını artmış olduğunun gözardı edildiğini, ayrıca Bölge adliye mahkemesi “maluliyet tespit işlemleri yönetmeliğine göre rapor teminin gerektiğini söylemesine rağmen, mahkemece özürlülük ölçütüne göre rapor temin edilmesinin doğru olmadığını, yine avanos’taki mahkemede davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini,sigorta ödemesinden itibaren 2 yıl içinde davalarını açtıklarını, yine sigorta evrakına göre maluliyetin %3-5 aralığında olmasına rağmen, temin edilen raporlarda daha ziyade maluliyet oluştuğu gözükmekle, maluliyetin artmış olduğunun göz ardı edildiğini ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, trafik kazası sebebine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, mahkemenin daha önceki Dairemiz ilamına göre tahkikat ile raporlar temin etmesine, feragatten sonra davacının maluliyetinde gelişen bir durum olmamasına, mahkemece kaza tarihi 06.10.2015 günlü Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre rapor temini ile neticeye varılmasında da bir usulsüzlük olmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar harcı peşin olarak yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, davalı yönünden kesin olarak davacı yönünden 21/09/2022 gününde HMK 361. madde uyarınca kararın davacı tarafa tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.