Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2185 E. 2023/126 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 02/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/02/2023

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı ve davalı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 01.10.2015 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın hatalı sollama sonucu … plakalı araca çarpması neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, … plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu ve kazada sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, sigorta şirketine yaptıkları başvurudan bir netice alamadıklarını belirterek, arttırılmış haliyle 14.710,49 TL geçici 275.289,51 TL kalıcı iş görmezlik, 289.750,00 TL bakıcı gideri 250,00 TL tedavi masrafı olmak üzere toplam 580.000,00.-TL’nin 01/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; dava öncesi müvekkili şirkete başvuru yapıldığını ve hasar dosyası açıldığını, tıbbi mütalaa raporuna göre davacının trafik kazasına bağlı şekilde başkasının sürekli bakımına gerektirmediği, davacının bakıcı gideri talebinin reddi gerektiğini, davacının maluliyet durumu ile ilgili ATK’dan rapor alınması gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur oranlarının tespiti için rapor alınması gerektiğini, ayrıca hesaplanacak tazminattan hatır taşımasının tenzili gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; ATK’dan temin ettiği raporlara göre, davacının taşındığı ve davalı firmaya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, taşınan anne olup ailevi yükümlülükten kaynaklanmakla hatır taşıması bulunmadığı, davacının %86 daimi iş göremez olduğu, iyileşmesinin kazadan itibaren 12 ayı bulabileceği,sürekli başkalarının bakımına muhtaç olduğu tespit edilmiş, daha sonra aktüerya raporu alınarak, limitle sınırlı olarak,davanın kabulü ile; 14.710,49.-TL geçici iş gücü kaybı, 275.289,51.-TL sürekli iş gücü kaybı, 289.750,00.-TL bakıcı gideri ve 250,00.-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 580.000,00.-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden 01/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutulmasına, hükmetmiştir.
Sürelerinde verdikleri istinaf dilekçeleri ile;
Davacı vekili; mahkemece temerrüt tarihi olan 01.09.2016 tarihinden faiz işletilmesi yerine,usulsüz biçimde 01.03.2017 gününden faizin başlatılmasının, avans faizi yerine yasal faiz uygulanmasının usulsüz olduğunu, mahkemenin hatalı aktüerya raporuna göre hüküm kurduğunu, bilinen-bilinmeyen dönemler için vekil edeni aleyhine eksik hesaplama yapıldığını,
Davalı vekili; öncelikle davacının sürekli başkalarının bakımına muhtaçlığına ilişkin raporun son derece hatalı olduğunu, çünkü kendilerinin temin ettiği raporda böyle bir gereksinim tespit edilmediğini, hesabın usul ve yasaya aykırı olduğunu ; PMF 1931 yaşam tablosu yerine TRH 2010 tablosu kullanılmasının doğru olmadığını, 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılması yerine “prograsif rant yöntemi” ile tazminat hesabının doğru olmadığını, yine her halde 290.000,00 TL lik limit aşılarak karar verildiğini, geçici iş göremezlik tazminatı SGK’nın sorumluluğuna geçmiş olup, bu gidere hükmedilmesinin doğru olmadığını, yine davacının çalışmadığı gelir elde etmediği anlaşılmakla bu zarar kalemine karar verilmesinin doğru olmadığını, yine bakıcı giderinin fahiş biçimde yüksek hesap edildiğini, dosya kapsamından bakıcı tuttuğu ispat edilemeyen davacı için bürüt asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının da doğru olmadığını, ayrıca bu talepten 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi uyarınca SGK sorumlu olduğunu, yine tedavi gideri için de herhangi bir fatura,resmi evrak sunulmamış olup, tamamıyla afaki hesaplama yapıldığını, ayrıca bu talepten 2918 sayılı KTK’nın 98.maddesi uyarınca SGK sorumlu olduğunu,
İleri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemişlerdir.
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. ve 355. maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davacı tarafça davalı sigorta şirketinin başta eksik evrak (özellikle tazminatın tayininde mühim yer tutan maluliyet raporu olmaksızın) ile başvuru yapıldığı, daha sonra 01/03/2017 tarihinde sigorta kayıtlarına intikal eden 2.başvurunun usulüne uygun olması nazara alınarak mahkemece 2918 Sayılı KTK’nın 99.maddesi uyarınca faizin 01/03/2017 gününden başlatılmasında ve ticari olduğu ispat edilemeyen dosyadaki bilgilerin ve araç tescil evraklarına göre hususi kullanımda anlaşılan vasıtanın verdiği zarar için yasal faize hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, davalı şirketin ölüm/sakatlık için 290.000 Tl ve tedavi /bakım giderleri için 290.000 Tl teminat limiti olup somut uyuşmazlıkta limit aşımı yapılmamış olmasına, mahkemece ATK 2.İhtisas kurulundan iki defa rapor temin edilip raporlarda davacının ağır maluliyeti olduğu ve devamlı surette başkalarının bakım ve yardımına muhtaç olduğunun tespit edilmiş olmasına, maluliyet ve bakım ihtiyacını gösteren raporun kaza günündeki mevzuata uygun, tedavi evrakları dikkate alınarak tanzim edilmiş olmasına, kaza tarihi ve AYM’nin 2019/40 Esas 2020/40 Karar sayılı ilamıyla 2918 Sayılı KTK’nın 90 ve 92.maddelerindeki kimi bölümleri iptal etmesi sebebiyle hesabın yeni Genel Şartlar ekindeki formüle göre değil de müstekar Yargı içtihatları uyarınca TRH 2010 yaşam tablosu ve “prograsif rant yöntemi ile” yapılmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, kaldı ki poliçe tarihinin 24.10.2014 olup 01/06/2015 gününden önce olması sebebiyle yeni Genel Şartlar ve eklerinin uygulama yeri olmamasına, yeni genel şartların yürürlüğünden önce tanzim edilen sigorta sözleşmesinden ötürü sigorta şirketlerinin muvakkat iş göremezlik zararlarından sorumlu olduklarının yerleşik yargı uygulamasıyla aşikar olmasına, tedavi giderinin 2918 Sayılı KTK’nın değişik 98.maddesi uyarınca SGK’nın sorumlu olduğu tutar ayıklanmak suretiyle bilirkişi raporuna göre usulü dairesinde tespit edilmiş olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı ve davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı ve davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, davacı yönünden alınması gerekli 179,90 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, davalı yönünden 39.619,8‬0 TL’den peşin olarak yatırılan 9.904,95‬ TL’nin mahsubu ile bakiye 29.714,85‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına, taraflarca yapılan başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/02/2023 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 361/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

……