Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2141 E. 2022/2072 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2022
Davacı vekili; 31/08/2018 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı belediye otobüsünün park halindeki … plakalı otobüsün sağ ön tarafında yaya olarak bulunan davacı müvekkiline çarptığını, müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin … Şoförlüğü yaptığını, kazadan sonra 3,5 ay çalışamadığını belirterek geçici ve sürekli işgücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00 TL maddi tazminat, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; davacı ve davalı arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu ve kazanın iş kazası mahiyetinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 10/03/2020 tarih, … Esas … Karar sayılı kararı ile HMK 353/1-a,3 maddesine göre ticaret mahkemesinin davada görevli olduğundan bahisle kararın kaldırılmasına karar vererek dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda; davacının maddi tazminat davasının kabulüne karar verilerek, 143.847,77 TL tazminatın davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile ve temerrüt tarihinden (22/11/2018), davalı belediye açısından kaza tarihinden (31/08/2018) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (31/08/2018) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Müddeti içerisinde verilen istinaf dilekçelerinde,
Davalı … Başkanlığı vekili;
1-Müvekkili belediyeye karşı açılan davada idari yargının görevli olduğunu,
2-Davada zamanaşımı süresinin dolduğunu,
3-Kazaya neden olduğu ileri sürülen araç ….A.Ş. tarafından işletilmekte olup, müvekkiline husumet düşmeyeceğini,
4-Kazada kendisi de bir şoför olmasına rağmen depolama alanında dikkatsizce yürüyen davacının da asli kusurlu olduğunu, müvekkilin adam çalıştıranın sorumluluğu hükümlerine göre de sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını,
5- Aktüerya raporunda davacının gelirinin yüksek belirlendiğini, yapılan hesaplamaların fahiş olduğunu,
6-Manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu,
Davacı vekili;
1-Tanıkları …’in dinlenmediğini, müvekkilinin gelirinin eksik belirlendiğini,
2-Talep ettikleri manevi tazminat tutarı makul olup, tam kabulü gerektiğini,
İleri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava; trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir cihet bulunmadığından inceleme ve müzakereler HMK’nın 353, ve 355.maddeleri uyarınca istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacı … Belediyesinde halk otobüsü şoförü olarak çalışmaktadır. Olay günü otobüs depolama alanı içerisinde davacı yaya iken, başka bir halk otobüsü geri manevra yaparken davacıyı iki otobüs arasında sıkıştırması sonucu davacının yaralandığı dava konusu olay meydana gelmiştir.
Davalı … Belediyesinin istinaf itirazlarının incelenmesine göre; davalı belediyeye araç işleteni sıfatıyla husumet yöneltilmiş olup, kazada zarar gören davacının açtığı tazminat davasının görülme yeri adli yargıdır. Kazaya neden olan araç ulaşım hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla davalı belediye tarafından kurulan … A.Ş. tarafından davalı belediye ile beraber işletilmekte olup, davalıya işleten sıfatıyla husumet düşmektedir. Son olarak 31/08/2018 tarihinde gerçekleşen kazada dava ve ıslah tarihleri itibariyle zaman aşımı süresi dolmamış olup, davalının yargı yeri, husumet ve zaman aşımına yönelen itirazlarının reddi gerekir.
Davalı vekili kusur oranına da itiraz etmişse de; 12/10/2020 tarihli ATK raporunda depolama alanında gözcü bulundurulmaksızın geri geri park yaparak kendi otobüsünün sağ ön tarafından bulunan davacıya çarparak iki araç arasında sıkıştıran sürücü tam kusurlu, davacı kusursuz bulunmuş olup, somut olaya ve trafik mevzuatına uygun olarak tanzim edilen bu raporun hükmü esas alınmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davalı vekili davacının gelirinin yüksek, davacı vekili ise düşük belirlendiğinden bahisle kararı istinaf etmişlerdir. Davacı vekili dava dilekçesinde halk otobüsü şoförü olarak çalışan davacının aylık gelirinin 2.200TL olduğu, fakat maaşının asgari ücret üzerinden gösterildiğini, müvekkiline ait hesap hareketlerinin incelenmesinde müvekkilinin işvereni … tarafından her ay parça parça para yatırılarak toplam 2.200TL maaşa ulaşıldığının görüleceğini ileri sürmüş, davacının geliri konusunda tanık olarak da …’ı bildirmiştir. Bilirkişi davacının kazadan önceki 8 aylık hesap hareketlerini incelemiş, bu dönemde … tarafından davacıya parça parça ve muhtelif tarihlerde toplam 16.220TL ödeme yapıldığını, bunun sekize bölünmesiyle bulunan meblağın agi dahil asgari ücretin 1.2074 katına eşit olduğunu tespit etmiş, (yargısal uygulamalara uygun olarak) TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemini kullanarak neticeten 2.655,47 TL geçici, 141.192,30 TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplamıştır. Kaza tarihinde halk otobüsü şoförü olarak çalışan davacının geliri ülkenin ekonomik koşullarına ve dosya kapsamında sunulan somut delillere uygun olarak belirlenmiş olup, davacı tanığının beyanı bu somut delillere üstün tutulamayacak olmakla taraf vekillerinin kabul edilen gelire yönelik itirazlarının reddi gerekir.
Son olarak tarafların manevi tazminat miktarına yönelik itirazların incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, manevi tazminatın zarara uğrayan kişide bir miktar da olsa manevi huzur ve tatmin duygusu yaratması, karşı taraf üzerinde ise caydırıcılık etkisi yaratması gerekmesine, davacının %8 oranındaki maluliyeti ve davalıya ait aracın sürücüsünün kusurunun ağırlığına göre, davacı tarafça talep edilen manevi tazminat tutarı makul, mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarı ise azdır. Bu durum, davalıların manevi tazminatın yüksek belirlendiğine ilişkin istinaf başvurusunun reddini, davacıların ise manevi tazminatın az olduğuna ilişkin istinaf isteminin kabulünü, kararın kaldırılmasını ve manevi tazminatın tam kabul edilmesi amacıyla HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca hükmün yeniden tesisini gerektirir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
I-Davalı … Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hükmün HMK’nın 353/1-b,2 madde ve bendi uyarınca aşağıda gösterilen şekilde yeniden oluşturulmasına,
II-Davanın kabulü ile;
a-143.847,77 TL tazminatın davalı sigorta şirketi açısından poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile ve temerrüt tarihinden (22/11/2018), davalı Belediye açısından kaza tarihinden (31/08/2018) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
b-25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden (31/08/2018) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı Belediyeden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 11.533,99 TL harçtan, peşin ve ıslah ile yatırılan 577,45 TL’nin mahsubuna, bakiye 10.956,54 TL’nin, 9.826,24 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen, kalan 1.130,30 TL’nin davalı belediyeden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu ilk yargılama gideri, posta ve müzekkere ücreti ile bilirkişi ücretinden ibaret toplam 2.234,10 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat yönünden ilk derece mahkemesi karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.618,10 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat yönünden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı Belediyeden tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Gider avansından artan kısım var ise karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
III-İstinaf yargılama harç ve giderleri yönünden;
1-Davacının peşin ödediği 80,70 TL istinaf karar harcının talebi halinde iadesine,
2-Davalı … Başkanlığı’ndan alınması gereken 10.850,89 TL istinaf karar harcından peşin yatırdığı 2.458,00 TL’nin mahsubuna, bakiye ‭8.392,89 TL’nin davalı … Başkanlığın’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı 176,60 TL istinaf giderinin davalı belediyeden alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı … Başkanlığının yaptığı istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Varsa kullanılmayan avansların ilgililerine iadesine,
6-Avans iadesi, kesinleştirme, kararın temyiz edilmemesi durumunda harç tahsil müzekkeresinin düzenlenmesi ve sair işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 29/12/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca manevi tazminat yönüyle kesin, maddi tazminat yönüyle kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

….