Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/2140 E. 2022/1715 K. 11.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANTALYA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2022
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 11/11/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin dava dışı …’ın sürücüsü olduğu … plaka sayılı araçta yolcu iken, aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanıp bakıcıya muhtaç olacak şekilde sakat kaldığı, dava dışı … Hesabı tarafından maluliyet zararının üst limitten ödendiği, bakıcı giderinin de tahsili için … Hesabına karşı açtıkları davanın kaza tarihi itibariyle aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısının davalı … Sigorta A.Ş. olması nedeniyle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedildiği, davalı sigorta şirketinin tedavi ve bakım giderinden ayrıca sorumluluğu bulunduğundan bahisle belirsiz alacak davası şeklinde açtıkları davada artırılmış haliyle 57.500,00 TL bakım ve bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER :
Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas, … karar sayılı dosyası, Keçiborlu Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … gün ve … karar sayılı raporu, tazminat bilirkişisi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının 13/09/2006 tarihinde maruz kaldığı trafik kazası neticesi meydana gelen yaralanması nedeniyle yaşam süresi boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceği, %100 maluliyeti nedeniyle sürekli bakıcı ihtiyacından kaynaklanan zararının 1.689.057,19 TL olduğu, ancak davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti 57.500,00 TL olup, dava miktarı bu miktar üzerinden artırıldığından 57.500,00 TL tazminatın 23/07/2020 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kaza tarihi ile dava tarihi arasında ceza zamanaşımı süresinin geçtiği, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı tarafa 23/03/2019 tarihinde 57.500,00 TL ödeme yapıldığı, müvekkili sigorta şirketinin yaptığı ödeme nedeniyle zarar sorumluluğunu yerine getirdiği, poliçe limitinin tamamen tüketildiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğramamış olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline bir ödeme yapılmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazası haksız fiiline bağlı yaralanma nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bedensel zarara uğrayanların aynı kanunun 54. maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacı, içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracın tek taraflı karıştığı trafik kazası sonucu yaralanmıştır. Davalı sigorta şirketi bu aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. Davacı yaralanmasından dolayı bakım ve bakıcı giderlerinin tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile 57.500,00 TL bakıcı giderinin faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1-Davalı taraf davaya cevap vermemiş, istinaf dilekçesinde ise zamanaşımı def’inde bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK’nın 357/1 maddesindeki “…bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez…” hükme göre, zamanaşımı kurumunun kamu düzenini ilgilendiren bir hal olmadığı gözetildiğinde, davalı tarafça ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada zamanaşımı def’inde bulunulmadığından, davalı vekilinin ilk defa istinaf aşamasında ileri sürdüğü zamanaşımı def’i Dairemizce esastan değerlendirilmemiştir.
2-Dava dilekçesinde davadan önce 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı açıklanmış ve sigorta şirketine yapılan başvuru dilekçesi deliller arasında gösterilmiş ise de, dosya kapsamında ve dava dilekçesi ekinde sigorta şirketine başvuru yapıldığına dair bir dilekçeye rastlanamamıştır.
Yine ilk derece mahkemesince davalı sigorta şirketine davacı tarafından yapılmış bir başvuru olup olmadığı sorulmasına rağmen, dava dosyası içerisinde bu yazıya cevap verildiğine dair bir evrak görülememiştir.
Davacı taraf davadan önce arabulucuya başvurmak suretiyle dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yine aynı yasanın 100. maddesine göre; “Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır”
Bu yasa maddelerinden de açıkça anlaşıldığı üzere, zorunlu ya da ihtiyari mali mesuliyet sigortasına karşı tazminat davası açılmadan önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru zorunludur. Dava açılması, dava dilekçesinin sigorta şirketine tebliğ edilmesi ya da davadan önce arabulucuya başvurulması bu zorunluluğun tamamlandığı anlamına gelmeyecektir.
Davacı taraf dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yazılı olarak başvurmuşsa, buna ilişkin belgelerin dosyaya ibrazı ile başvuru koşulunun usulünce olup olmadığı değerlendirilmelidir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi ile dava şartları gösterilmiş olup, aynı yasanın 115. maddesi ise;
“(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
(3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”
düzenlemesini içermektedir.
Eksik olan bir dava şartı, belirli bir süre verilerek giderilebilecek ise hakim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmelidir. HMK’nin 114. maddesinde gösterilen dava şartı olarak belirlenen bir çok hususun tarafça giderilebilecek bir noksanlık olarak görüldüğü madde gerekçesinden de anlaşılmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrası “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu” belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı zararın tazmini için davalı … Sigorta A.Ş.’ne yazılı olarak başvurmadan doğrudan doğruya dava açmış ise, salt yazılı başvuru hususu belirli bir süre verilerek tamamlanabilecek dava şartı niteliğinde olmakla, davacıya davalı … Sigorta A.Ş.’ne yazılı müracaat etmesi için kesin süre verilerek yukarıdaki açıklamalar ışığında sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davalı sigorta şirketi istinaf dilekçesinde davacı tarafa 23/03/2019 tarihinde 57.500,00 TL ödeme yaptığını beyan etmesine rağmen, ödemeye ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. Ödeme borcu sona erdiren hukuki bir işlem olduğundan yargılamanın her aşamasında def’i olarak ileri sürülebileceği gibi, ilk derece mahkemesinde de yargılamanın her aşamasında bu def’i dikkate alınmalıdır. Davalı sigorta şirketi bir ödeme yaptıysa yargılama aşamasında buna ilişkin delillerini ibraz etmelidir. Salt ödeme beyanı dikkate alınamaz. Ödemeye ilişkin belgeler davalı sigorta şirketi tarafından ibraz edildiği takdirde bu ödemenin dava konusu talep ile ilgili olup olmadığı ilk derece mahkemesince değerlendirilmelidir.
Hal böyle olunca açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı vekilinin zamanaşımına yönelen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca esastan reddine, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesinde düzenlendiği haliyle kamu düzenini ilgilendirmesi dolayısıyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yazılı dava şartının değerlendirilmesi için 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-4) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin zamanaşımına yönelen istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesinde düzenlendiği haliyle kamu düzenini ilgilendirmesi dolayısıyla 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde yazılı dava şartının değerlendirilmesi için 6100 Sayılı HMK.’nun 353/1 inci fıkrasının (a-4) bendi gereğince Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas – … Karar sayılı, 28/04/2022 tarihli kararının ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalının peşin yatırdığı 982,00 TL istinaf karar harcının isteği halinde iadesine, 220,70 TL istinaf yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına,
5-İİK.’nun 36/5 maddesi gereğince davalı … Sigorta Anonim Şirketi tarafından Antalya Genel İcra Dairesinin … takip sayılı dosyasına icranın geri bırakılması kararı için yatırılan teminatın iadesine,
6-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 11/11/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK’nun 353. maddesi (1-a) bendi gereğince KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.

….