Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1974 E. 2022/1455 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 10/10/2022

Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince verilen, yukarıda tarih ve numarası gösterilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, dosyada duruşma yapılmasını gerektiren eksiklik görülmediğinden Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf incelemesinin duruşmasız yapılmasına karar verilerek, dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVACI İSTEMİNİN ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. ın sürücüsü, davalı … şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu …. plaka sayılı aracın yaya geçidi üzerinde davacının kızı …’ya çarparak ölümüne sebebiyet verdiğinden bahisle ıslahla artırılmış haliyle 300.357,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının 11/06/2021 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI CEVABININ ÖZETİ:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu, davadan önce müvekkili şirkete yazılı başvuru şartının yerine getirilmediği, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiği, müvekkili sigorta şirketinin işletenin kusuru, poliçe kapsamı ve limiti ile sorumluluğunun bulunduğu, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esas sayılı dosya örneği, trafik kazası tespit tutanağı, kusur raporu, tazminat bilirkişisi raporu, tüm dosya kapsamı.
İDM KARARININ ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacının kızı …’nın ölümü ile neticelenen trafik kazasının meydana gelmesinde sigortalı araç sürücünün tam kusurlu olduğu, tazminat bilirkişisi raporuna göre davacının destek zararının 300.375,11 TL olduğu, dava dosyasına sunulan belgelere göre davacı tarafın davadan önce tazminat ödenmesi için yazılı olarak davalı … şirketine başvurduğu, davalının 18/08/2021 tarihinde temerrüte düştüğü gerekçesiyle, davanın kabulü ile 300.375,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının davadan önce geçici ödeme ile yapılan 15.000,00 TL’lik ödemesinden sonra kalan 285,375,11 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/08/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalı … şirketinin sigorta limiti ile sorumlu tutulmasına, 17/01/2022 tarihli ara kararı ile verilen 15.000,00 TL’lik geçici ödemenin davalı tarafından yapılması halinde icra müdürlüğünce infazda değerlendirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının kusurunun gözardı edildiği, 5 yaşındaki bir çocuğun bakım görevinin anne ve babasında olduğu, sigortalı araç sürücünün fren tedbirine başvurmasına rağmen ölen çocuğun aniden yola fırlamasının kazaya sebebiyet verdiği, sigortalı araç sürücünün tam kusurlu kabul edilemeyeceği, davacı tarafın da bakım sorumluluğunu yerine getirmediği, onların da ihmali hareketlerinden dolayı sorumluluğun bulunduğu, ölen çocuğun babasının Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dava dosyasında tazminat davası açtığı, birleştirme taleplerinin değerlendirilmediği, tazminat hesabında babanın payı ayrılması gerekirken ayrılmadığı, yine destek alacaklarının alacağının poliçe limitini aşması halinde limitle belirlenen tazminatın garameten bölüştürülmesi gerektiği, ancak ilk derece mahkemesince böyle bir hesaplama yoluna gidilmediği, küçük çocuğun ölümünden dolayı yetiştirme giderinin tazminat miktarından düşülmesi gerekirken düşülmediği, aktüer hesabının rapor tarihinde yürürlükte bulunan 19/06/2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren esaslara göre yapılması gerekirken yapılmadığı, ıslah edilen tazminat bölümü için ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
İSTİNAFA CEVAP :
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu itibariyle sigortalı araç sürücünün tam kusurunun bulunduğunun tespit edildiği, müvekkilinin boşandığı, ölen çocuğun velayetinin babaya verildiği, müvekkilinin bir gelirinin bulunmadığı, bu nedenle hesaplanacak tazminattan yetiştirme gideri indirilemeyeceği, hükme esas alınan tazminat bilirkişisi raporunda dava dışı babaya da pay ayrılmış olduğu, tazminat hesaplama yönteminin Yargıtay içtihatlarına uygun olduğu, faizin uygulanma tarihine yönelik belirlemenin de yerinde olduğunu beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
G E R E K Ç E
Uyuşmazlık, trafik kazasına bağlı ölümden kaynaklanan haksız fiil nedeni ile maddi tazminat isteğine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi gereğince kasten veya taksirle başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlüdür. Ölüm halinde ölenin desteğinden yoksun kalanların aynı kanunun 53/3 maddesi gereğince maddi tazminat isteme hakları bulunmaktadır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesi gereği motorlu araç işleteni doğan zararlardan sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91, 97 ve 99. maddeleri gereği trafik kazasına ve zarara sebebiyet veren motorlu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, yasa ve genel sigorta şartları kapsamına dahil maddi zararlardan işletenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Davacının kızı …, davalı … şirketinin mali mesuliyet sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın çarpması sonucu vefat etmiştir. Davacı, kızının ölümünden dolayı destekten yoksun kalma zararının tahsilini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
6100 Sayılı HMK.’nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde gösterilen istinaf sebepleri ile sınırlı yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Antalya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/04/2022 gün ve …. esas,…. sayılı kararı ile dava dışı …. ın bilinçli taksir ve tam kusurla …’nın ölümüne sebebiyet vermesinden dolayı TCK.’nun 85/1, 22/3 ve 62. maddeleri gereğince 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Karar istinaf aşamasında olduğu için henüz kesinleşmemiştir.
1-Ceza dava dosyası kapsamı itibariyle, ölen 2016 doğumlu …’nın yanında halası …. olduğu halde yaya geçidinden yolun karşısına geçmek için yol kenarında beklerken …. isimli kişinin sürücüsü olduğu aracın sağ şeritte durarak yayalara yol verdiği ve geçmeleri için el işareti yaptığı, bu aracın arkasından gelen servis aracının da durduğu, bunun üzerine yayaların yaya geçidinden yoluna karşına geçmek için yol kaplamasına indiği, …’nın ilk duran aracın önüne geldiğinde halasının elini bırakarak karşı tarafa doğru koşmaya başladığı, o sırada sol şeritte otomobiliyle seyir halinde bulunan dava dışı …. ın geldiği seyir hızıyla yaya geçidine girmesi nedeni ile sol şerit üzerinde …’ya çarptığı, …’nın çarpmanın etkisi ile tedavi altına alındığı hastanede yaşamını yitirdiği, trafik kazasının meydana geldiği yaya geçinde trafik ışığı bulunmadığı, ancak yaya geçidinden 9 metre önce yaya geçidi trafik levhasının bulunduğu, dava dışı sürücünün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 74/1 maddesi gereğince trafik ışığı ile kontrol edilmeyen yaya geçidine yaklaşırken yavaşlamak, yaya geçinden geçen veya geçmek üzere olan yayalara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olduğu, oysa dava dışı sürücünün yaya geçidi trafik levhasına rağmen hızını azaltmadığı, mevcut hızıyla yaya geçidine girdiği, yaya geçidi önünde sağ şeritte duran ve görüşünü engelleyen iki aracın yayalara yol verdiğini öngörmesi ve her an kendi bulunduğu şeride hızla yürüyen yayaların geçebileceğini düşünmesi gerekirken, bu ihtimalleri de göz ardı ettiği, dava dışı sürücünün geldiği hızla yaya geçidine girdiği için …’nın yürüyerek geçmesi halinde de trafik kazasının engellenemeyeceği, yaya geçidine yürüyerek girip, yaya geçidinin ortasından itibaren koşar adımla karşıya geçen yayaya koştuğu için kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı, tüm kusurun yaya geçinde sağ şeritte duran araçların varlığına rağmen tedbirsizlik ve dikkatsizliği sonucu yaya geçidine mevcut hızıyla giren sürücüde olduğu, nizami şekilde yaya geçidini kullanan çocuğun maruz kaldığı trafik kazasında anne ve babanın bakım ve gözetim görevlerini ihmal ettiğinden söz edilemeyeceği dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince sigortalı araç sürücünün trafik kazasının meydana gelmesinde tam kusurlu olduğuna yönelik tespitinde dosya kapsamına aykırı bir yön görülmemiştir.
2-Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde …. esas, …. karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair ve sigorta tazminatı dışında kalan hallerin poliçe şartları ile düzenleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihinde 2019/40 esas, 2020/40 karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Bu nedenle; destekten yoksun kalma tazminatı hesabında, %1,8 teknik faiz uygulanmadan bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması suretiyle tazminat hesabı yapılmasında usule aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Öte yandan istinaf dilekçesinde bahsi geçen ve 19/06/2021 gün ve 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7327 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde, 19. maddesiyle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinde değişikliğe gidilmiş, 90. madde gereğince; destekten yoksun kalma tazminatının ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, sürekli sakatlık tazminatının ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak hesaplanacağı, buna ilişkin usul ve esasların Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirleneceği açıklanmış, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumunca tazminat hesabına ilişkin usul ve şartların yer aldığı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar 04/12/2021 gün ve 31679 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Ancak, bahsi geçen trafik kazası bu yasanın yürürlüğü girmesinden önce 11/06/2021 tarihinde gerçekleştiğinden, 7327 sayılı yasayla değişik 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yazılı tazminat belirlenme yönteminin maddi olayda uygulanma yeri yoktur.
3-Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı Yasa’nın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir. Kaza tarihinde 5 yaşında olan desteğin ölümü sebebi ile annenin çalışıyor olması halinde hem anne hem de baba yönünden hesaplanacak tazminattan, asgari ücretin %5’i oranında, annenin çalışmayıp aile ekonomisine katkısının bulunmadığının tespiti halinde ise, sadece baba yönünden hesaplanacak tazminattan asgari ücretin %5’i oranında yetiştirme giderinin indirilmesi gereklidir.
Somut olayda, davacının, destek kızı …’nın babasından boşanmış olduğu, boşanma kararına göre müşterek çocuklar baba yanında bırakılmasına rağmen velayetlerinin ortaklaşa anne ve babaya verildiği, anne hakkında iştirak nafakasına hükmedilmediği, davacı annenin sosyal ve ekonomik durum araştırma yazısı itibariyle çalışmadığı ve gelirinin bulunmadığı gözetildiğinde, davacı lehine hesaplanan tazminattan yetiştirme giderinin düşülmemiş olması doğrudur.
4-Türk Borçlar Kanunu’nun 117/2 maddesine göre haksız fiillerde borçlu haksız fiil tarihinde temerrüde düşmüş olur. Bu nedenle haksız fiile bağlı tazminat davalarında talep halinde haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilir.
Ancak davalı …, ölüme sebebiyet veren aracın trafik sigortacısı olup, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99/1 maddesi ile ZMSS Genel Şartları’nın B.2. maddesi uyarınca, rizikonun ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. İlk derece mahkemesince faiz başlangıç tarihinin bu yasa maddesi gereğince başvuru tarihinden 8 iş günü sonrasında belirlenmesi dosya kapsamına uygundur.
5–2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 96 maddesine göre; “Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.
Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.”
Bu yasa maddesinde yazılı garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı biçimde ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda ölen destek …’nın babası … , Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasına davalı … ile birlikte araç işleteni … ve araç sürücüsü …. aleyhine destekten yoksun kalma tazminatı davası açmış olup, dava halen derdesttir.
20/08/2020 tarihinde düzenlenen sigorta poliçesine göre sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına sigorta poliçe limiti 410.000,00 TL, 2021 kaza tarihi itibariyle 430.000,00 TL’dir.
İlk derece mahkemesi kararına göre davacı …’e 300.375,11 TL ödeme yapıldığında, bakiye sigorta poliçe limiti 129.624,89 TL olmaktadır. Dava dışı babanın açtığı davada davacı baba yararına hesaplanan tazminattan davalı … en fazla bu miktar ile sorumlu tutulacaktır. Hükme esas alınan 18/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre dava dışı baba kaza tarihinde 40 yaşında olup, 16/05/2056 tarihinde destekten çıkacaktır. Bu tarihe kadar anne ve baba destek kızlarından eşit olarak pay alacaktır. Bilirkişi hesabına göre bu tarihe kadar annenin destek payı 154.993,90 TL olup, babanın payı da bu miktar kadardır. Dolasıyla babanın alması gereken 154.993.90 TL, sigorta bakiye limiti 129.624,89 TL’nin üzerinde olduğundan, ilk derece mahkemesince dava dışı babanın yetiştirme masrafları düşüldükten sonra sigorta limitini aşan bir kısım varsa garame hesabı yapılması için bilirkişiden ek rapor alınması gerekirken, bu eksiklik giderilmeden hüküm tesisi dosya kapsamına uygun düşmemiştir.
Davalı vekili 09/05/2022 tarihli tazminat bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, davacı ile desteğin kusuruna, yetiştirme giderine ve tazminat hesabının 7327 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı yasanın 90. maddesine göre yapılması gerektiği yolunda itirazda bulunmuştur. Bunun haricinde desteğin gelirine, destek süresine, desteğin gelirinin anne, baba, ileride evleneceği eşe ve doğacak çocuklarına paylaştırılmasına yönelik bir itirazı yoktur.
Bu nedenle 18/04/2022 tarihli tazminat bilirkişi raporunda yazılı verilerle bağlı kalınarak TRH-2010 yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığında;
12/01/2016 doğumlu ölen destek …’nın olay tarihindeki yaşı 5 yıl 4 ay 29 gün, bakiye ömrü 73 yıl 8 ay 23 gündür. Dava dışı 01/09/1981 doğum tarihli baba …. nın ise olay tarihindeki yaşı 39 yıl 9 ay 10 gün olup, 6 aydan sonrası yaşam süresi bir sonraki yıla yuvarlandığında olay tarihinde 40 yaşında olduğunun kabulüyle TRH-2010 yaşam tablosuna göre bakiye ömrü 34,93 yıl olup, bunun tarihsel karşılığı 16/05/2056’dır.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ve halen Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamalarına göre; hayatın olağan akışına göre; trafik kazası sonucu davacının küçük çocuğu ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği ve ana ve babaya bakacağı muhtemeldir. Bilirkişi de destek hesabını ölenin 18 yaşına gelmesi ile başlatmıştır.
Tazminat bilirkişisi …’nın 12/01/2034 tarihinde 18 yaşına gireceğini doğru olarak belirtmekle birlikte, 2034 yılı için gelirini 12/01/2034 ila 31/12/2034 tarihi arasındaki süre için değil, reşit olmadığı 01/01/2034 ila 12/01/2034 tarihleri arasındaki süre için net asgari ücret üzerinden 1.701,37 TL olarak belirlemiş ve davacı anneye 425,34 TL vermiştir. Oysa … 2034 yılı için 12/01/2034 tarihinden sonra gelir elde etmeye başlayacağından, rapor tarihindeki en son bilinen net asgari ücretin 4.253,40 TL olduğu gözetildiğinde 12/01/2034 ila 31/12/2034 tarihleri arasında yıllık geliri 49.339,44 olacak ve bu gelirin yarısını kendisine, kalan kısmını da eşit olarak anne ve babasına sağlayacaktır. Bu nedenle dava dışı baba …. nın 2034 yılı için ölen kızından alacağı desteğin karşılığı 12.334,86 TL’dir.
Bilirkişi raporuna göre 2035 ila 2041 tarihleri arasında desteğin bekar olduğu dönemde davacı annenin destek payı 89.321,40 TL’dir. Bu şekilde dava dışı baba için desteğin bekar dönem zararı 12.334,86 TL + 89.321,40 TL toplamı 101.656,26 TL olmaktadır.
Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarıyla; çalışma ve gelir elde etme durumunda olan bekar çocuk yaşasa idi ileriki yıllarda evleneceği; evlenmesi ile birlikte pay esasına göre 2 pay kendine, 2 pay eşine, birer pay ana ve babaya; evlenmesinden belli bir süre (2 yıl) sonra ilk çocuğu ve yine bir süre (2 yıl) sonra ikinci çocuğunun olacağı; çocukların olacağı süreler içinde kendine 2 pay, eşine 2 pay, çocuklara birer pay, ana ve babaya da birer pay ayıracağı; ana babadan birinin destekten çıkması halinde, çıkanın payının diğer ebeveynin alacağı paya ekleneceği kabul edilmektedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda Yargıtay içtihatlarına aykırı olacak şekilde davacı anneye; evli ve çocuksuz dönem için %15, evli ve 1 çocuklu dönemde %10, evli ve 2 çocuklu dönemde %7,5 pay ayrılmıştır. Oysa sırası ile bu oranlar 1/6, 1/7 ve 1/8 olmalıydı.
Dava dışı baba …. eldeki davada taraf olmadığı ve bilirkişi raporundaki hataya itiraz olanağı bulunmadığından yargı içtihatlarına uygun olarak yeniden hesaplama yapılması gereklidir.
Bilirkişi raporuna göre destek 2042 yılında evlenecek ve 2044 yılında ilk, 2046 yılında ikinci çocuğu olacaktır.
Desteğin 51.040,80 TL olan yıllık gelirine göre dava dışı babanın desteğin evli ve çocuksuz olduğu dönem için 1/6 oranına göre alması gereken yıllık destek payı 8.506,80 TL olup iki yıl için 17.013,60 TL’dir.
Desteğin 51.040,80 TL olan yıllık gelirine göre dava dışı babanın desteğin evli ve 1 çocuklu olduğu dönem için 1/7 oranına göre alması gereken yıllık destek payı 7.291,54 TL olup iki yıl için 14.583,08 TL’dir.
Desteğin 51.040,80 TL olan yıllık gelirine göre dava dışı babanın desteğin evli ve 2 çocuklu olduğu dönem için 1/8 oranına göre alması gereken yıllık destek payı 6.380,10 TL olup on yıl için 63.801,00 TL, 01/01/2056 ila tahmini yaşam süresinin sona erdiği 16/05/2056 tarihi arasında 2.410,26 TL olmak üzere toplam 66.211,26 TL’dir.
Böylece dava dışı baba … nın 18/04/2022 bilirkişi rapor tarihi itibariyle kızı …’nın ölümü nedeniyle destek zararı 101.656,26 TL + 17.013,60 TL + 14.583,08 TL + 66.211,26 TL olmak üzere toplam 199.464,20 TL olmaktadır.
Yukarıda da açıkladığı üzere ölen destek 18 yaşından küçük olduğundan dava dışı baba ….’nın destek için yapacağı yetiştirme giderlerinin tazminattan düşülmesi gerekmektedir.
Maddi olaya konu trafik kazası 11/06/2021 tarihinde gerçekleşmiştir. Kaza tarihi ile 31/12/2021 tarihine kadar olan sürede aylık net asgari ücret 2.825,90 TL’dir. Dava dışı baba bu gelirin %5’i olan 141,30 TL’nı ölen kızı için yetiştirme gideri olarak sarf edecektir.
Dava dışı baba 11/06/2021 tarihi ila 30/06/2021 tarihleri arasındaki sürede 89,49 TL, 01/07/2021 ila 31/12/2021 tarihleri arasındaki sürede 847,80 TL olmak üzere 937,29 TL yetiştirme masrafı yapacaktır.
Bilirkişi rapor tanzim tarihi olan 18/04/2022 itibariyle bilinen aylık net asgari ücret 4.253,40 TL olup, bu miktarın %5’i 212,67 TL’dir.
Dava dışı baba 2022, 2023, 2024, 2025, 2026, 2027, 2028, 2029, 2030, 2031, 2032 ve 2033 yıllarında, her yıl için (212,67 TL x 12 ay) 2.552,04 TL olmak üzere 12 yılda 30.624,48 TL, 01/01/2034 ila 18 yaşına gireceği 12/01/2034 tarihi arasındaki 12 günlük sürede ise 85,07 TL hesabı ile 30.709,55 TL yetiştirme gideri masrafı yapacaktır.
Dava dışı baba ….. , destek kızının ölüm tarihinden itibaren 18 yaşını ikmal edinceye kadar yapacağı yetirme gideri toplamı 937,29 TL + 30.709,55 TL = 31.646,84 TL olmaktadır.
Dava dışı babanın destek zararı olan 199.464,20 TL’den, destek için sarf edeceği 31.646,84 TL yetiştirme gideri çıkarıldığında 18/04/2022 bilirkişi rapor tarihi itibariyle davalı … şirketinden talep etmesi gereken tazminat miktarı sonuç itibariyle 167.817,36 TL olmaktadır.
İlk derece mahkemesince davacı yararına 300.375,11 TL tazminata hükmedildiği, dava dışı babanın destek zararının 167.817,36 TL olduğu dikkate alındığında toplam destek zararı olan 468.192,47 TL, 430.000,00 TL sigorta poliçe limitini aşmaktadır. Bu nedenle sigorta poliçe limiti davacı anne ile dava dışı baba arasında garameten paylaştırılmalıdır.
18/04/2022 tarihli bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihteki veri ve koşullara göre davacı anne ve dava dışı babanın toplam 468.192,47 TL destek zararının poliçe limitine göre katsayısı 0,9184257064’dır. Bu katsayı üzerinden hesaplama yapıldığında davacı annenin sigorta limitinden payına düşen destek tazminatı 275.872,22 TL, dava dışı babanın sigorta limitinden payına düşen destek tazminatı 154.127,78 TL olmaktadır. İlk derece mahkemesince garame hesabı yapılarak davacı anne yararına 275.872,22 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi gerekirken, sigorta poliçe limitinden payına düşen kısmından fazlasına hükmedilmesi yasaya aykırıdır.
İlk derece mahkemesince talep üzerine 01/10/2021 tensip 6 nolu ara kararı ile Türk Borçlar Kanunu’nun 76. maddesi gereğince 15.000,00 TL geçici ödemenin davalıdan tahsiline karar verilmiş, bu karar gereğince hükmedilen geçici ödeme Antalya Genel İcra Müdürlüğünün ….. takip sayılı dosyası ile 22/12/2021 ve 24/12/2021 tarihlerinde yapılan ödemeler ile tahsil edilmiştir. TBK’nın 76. maddesi gereğince 15.000,00 TL geçici ödemenin tazminattan mahsubu gerekeceğinden davalıdan tahsili gereken tazminat miktarı 260.872,22 TL’dir.
İlk derece mahkemesince 17/01/2021 tarihli duruşmada verilen 5 nolu ara kararla ikinci kez 15.000,00 TL geçici ödemeye hükmedilmiş ise de, dava dosyası kapsamı ile bu geçici ödemenin davalıdan tahsil edildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davalı vekilinin desteğin ve davacının kusuruna, desteğin yetiştirme giderinin düşülmesine, tazminat hesabının 7327 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesindeki kriterlere göre hesaplanması gerektiğine, ıslahla artırılan tazminatın faizinin başlangıç tarihine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin dava dışı babanın açtığı maddi tazminat davası nedeniyle poliçe limiti dahilinde tahsil kararı verilmesi gerektiğine yönelen istinaf isteminin kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kabul edilen istinaf nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle; davacının açtığı maddi tazminat kısmen kabulü ile 275.872,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının 01/10/2021 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 15.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 260.872,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/08/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 17/01/2022 tarihli ara karar ile verilen 15.000,00 TL geçici ödemenin davalı tarafından ödenmesi halinde bu ödemenin icra müdürlüğünce kararın infazı aşamasında değerlendirilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin desteğin ve davacının kusuruna, desteğin yetiştirme giderinin düşülmesine, tazminat hesabının 7327 sayılı yasa ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesindeki kriterlere göre hesaplanması gerektiğine, ıslahla artırılan tazminatın faizinin başlangıç tarihine yönelen ve yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-1) bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin dava dışı babanın açtığı maddi tazminat davası nedeniyle poliçe limiti dahilinde tahsil kararı verilmesi gerektiğine yönelen istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KABULÜNE,
3-İlk derece mahkemesi olan Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Esas – ….Karar sayılı 16/05/2022 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
4-Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
a)Davacının açtığı maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 275.872,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının 01/10/2021 tarihli geçici ödeme kararı nedeniyle tahsil edilen 15.000,00 TL’nin TBK’nun 76/2 maddesi gereğince mahsubuyla kalan 260.872,22 TL destekten yoksun kalma tazminatının 18/08/2021 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine, 17/01/2022 tarihli ara karar ile verilen 15.000,00 TL geçici ödemenin davalı tarafından ödenmesi halinde bu ödemenin icra müdürlüğünce kararın infazı aşamasında değerlendirilmesine,
b)Davacının yatırdığı 512,33 TL peşin harç ve 514,00 TL ıslah harcının Hazineye gelir kaydına, bakiye 16.793,85 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan 67,80 TL dava ilk masrafı, 580,00 TL bilirkişi ücreti, 74,50 TL tebligat masrafı, 115,40 TL müzekkere masrafı olmak üzere toplam 837,70 TL yargılama masrafının ve peşin ve ıslah yolu ile alınan 1.026,33 TL olmak üzere toplam 1.864,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davacı kendisini vekil aracılığıyla temsil ettirdiğinden, kabul edilen miktara göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 41.622,11 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Davacının ıslahla artırdığı tazminat talebinin garame hesabı yapılması suretiyle düşürülmesi, davacının ıslah dilekçesini verdiği tarihten sonra davalı vekilinin ölen desteğin babasının da ayrıca dava açtığını bildirmesi, davacının dava dışı babanın da dava açtığını bildiğinin tespit edilememesi nedeniyle davanın kısmen kabulünde davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f)Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgililerine iadesine,
5-Davalı tarafından peşin yatırılan 220,70 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, 5.130,00 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yargılama giderinden, kararın niteliğine göre üzerinde bırakılmasına,
7-Artan istinaf gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 07/10/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca davalı yönünden kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık, davacı yönünden ise ancak davalı tarafından temyiz yasa yoluna başvurulması halinde, temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde katılma yoluyla temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.