Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1815 E. 2022/1040 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2021
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/07/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı; müvekkil şirketin Antalya 5.İcra Dairesinin …. Esas sayılı icra dosyasında 26/11/2018 tarihinde saat:14:00 da gerçekleştirilen ihalede Antalya ili …. ilçesi …. Mahallesi …. ada …. parselde bulunan …. nolu bağımsız bölümdeki taşınmazı ihale alacaklısı sıfatı ile 147.150.00-TL’ye satın aldığını, icra dosyasının borçlusu olan …. tarafından Antalya 2 İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile ihalenin feshi davası açıldığını, mahkemenin davanın reddine karar verildiği ve borçlu tarafından istinaf edildiğini, Antalya BAM 12 HD’sinin …. esas sayılı dosyanda verilen …. nolu karar ile verilen kararın kaldırıldığını ve davaya konu ihalenin feshine karar verildiğini, bu ihalenin fesholunma nedeni davalı …. AŞ’nin görevli çalışanı …. söz konusu ihaleye ilişkin taşınmaz açık artırma ilanını icra dosyasının borçlusu …. kesinleşen yargı kararıyla sabit olduğu üzere usulsüz olarak tebliğ etmesi olduğunu, müvekkil şirketin usulsüz tebliğ nedeniyle maddi olarak zarara uğradığını beyan ederek 6.000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren bankalar tarafından mevduata uygulanan ve en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesine ayrıca yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı; davanın şirketin bir kamu kurumu olduğundan idari yargının görev ve yetkisine girdiğini, davacının talep ettiği maddi tazminat dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunu ileri sürerek davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın ikame edildiği asliye hukuk mahkemesi, ticaret mahkemesi görevli olduğundan davanın usulden reddine, süresinde ve usulünce talepte bulunulması halinde dosyanın görevli ve yetkili ticaret mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.
Ticaret mahkemesi, 6102 sayılı TTK’ya eklenen 5/a maddesi, 6235 sayılı kanuna eklenen 18/a-2 maddesi ile HMK’nın 114/2 ve 115. Maddeleri uyarınca, dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine hükmetmiştir.
Davacı vekili istinafında; davanın ticari dava sayılabilmesi için hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gerektiğini, davanın ticari dava niteliğine haiz olmayıp bu gerekçe ile dava açılmadan önce arabulucuya başvuru dava şartı olmadığını, bu nedenle usuli bir eksiklik de bulunmadığını, ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, davacının hükmü arabuluculuğa gidilmediği için usulden red cihetinden değilde görev yönüyle istinaf etmiş olmasına, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın taraf şirketlerinin işletmeleri ile ilgili olmasına göre davanın 6102 Sayılı TTK’nın 4 ve 5.maddeleri uyarınca ticari olup uyuşmazlıkta ticaret mahkemelerinin görevli olmasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, ilişkin 01/07/2022 gününde HMK 361. madde uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay’ın ilgili hukuk dairesi nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi.