Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1760 E. 2022/952 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 17/06/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davalı …. Şirketi tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; davacının davalı …. şirketinde 17/09/2002 tarihinden 31/10/2007 tarihine kadar önce makine bakım ustası sonra da plastik ferforje pazarlama elemanı olarak çalıştığını, pazarlama elemanı olarak çalışırken yanında bulunan …. adlı diğer işçiyle birlikte işverene ait …. plakalı araçla 12/03/2007 iş görüşmeleri yapmaktan dönerken davalılardan …. , …. ve ….’ın murisi merhum ….’ın kullandığı …..plakalı araçla çarpışması sonucu maddi ve bedeni zararlı-ölümlü trafik kazasının meydana geldiğini, şimdilik 10.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminat talep etmiş, aktüerya raporundan sonra 13.01.2022 tarihinde maddi tazminatı 69.029,08 TL’ye yükseltmiş, sigortanın da ZMMS kasko poliçe teminat limitleriyle sorumlu tutulmasını istemiştir.
Davalı ….. A.Ş. vekili; yetki itirazlarının olduğunu, dava konusu kazaya karışan diğer araç (…) plaka nolu aracın trafik ve kasko sigortacısı olduğunu, dava öncesinde müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, sigortalısının kusuru oranında ve teminatı ile sınırlı sorumlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin trafik sigortası teminatı dışında olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ….. , …. ve ….. vekili; müvekkilleri hakkında açılan davaya öncelikle görev bakımından itiraz ederek görevli mahkeme olan genel mahkemelerden Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılması gerektiğini, davaya neden olan olay sabaha karşı 00:30’da meydana geldiğini ve trafik kazası olduğunu, bu nedenden dolayı iş hukuku ve iş mahkemesinin görev alanına girmediği için görev itirazında bulunduklarını belirterek Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, sigorta şirketinin tüm talepleri rağmen İMMS sigorta poliçesini sunmadığı, bu sebeple davacı lehine bu poliçenin var kabul edilmesi gerektiği, araçta yolcu konumunda olan davacının kusuru olmadığı, temin edilen rapora göre %10 nispetinde kalıcı iş göremezliği bulunduğu, aktüer raporuna değer verip, ıslah edilen maddi tazminat bölümünün ise somut olayda uzamış(ceza) zamanaşımının uygulanması gerektiği, maluliyetin uzun uğraşlar neticesinde tespit edilmiş olup bundan sonra zamanaşımının işlemeye başlayacağı gerekçesi ile, davanın kısmen kabulü ile 60.029,08 TL maddi ve 2.500,00 TL manevi tazminata faiziyle birlikte hükmedilmiştir.
Davalı ….. Şirketi vekili istinafında; mahkemenin delilleri eksik değerlendirdiği, davacı her ne kadar trafik sigortası ve kasko sigortası işaret edilerek eldeki dava açılmış ise de bu iddiaların her hangi bir temelinin bulunmadığı, istinaf dilekçeleri ekinde sundukları kasko poliçesinden görüleceği üzere, poliçenin tam hasar ödemesi nedeniyle hasar tarihi itibariyle iptal olduğunun sabit olduğu, iş bu iptal olan poliçeye dayalı manevi tazminata hükmedilmesinin usulsüz olduğunu, kasko sigortasının var olduğunu ve poliçeyi sunmanın davacının yükümlülüğünde olduğunu, mahkemenin şüpheden uzak ve kesin bir gerekçe ile karar vermediğini,şöyle ki davacının maluliyetinin bulunmadığı, iddia edilen ve 21 08.2014 günlü raporda belirtilen işitme kaybının yaşa bağlı olduğu gibi, kaza öncesi odiometrik bir incelemesi bulunmadığı için kazaya bağlı olup olmadığının tespit edilemediği, yine kaza öncesi koku ve işitme testi olmadığı için bu hususları kaza ile ilişkilendirmenin mümkün olmadığı, sigortalıya verilen %75 kusurun gerçeği yansıtmadığı dayanaksız olduğu, ıslaha karşı zamanaşımı defiilerinin ve itirazlarının değerlendirilmediği manevi tazminat taleplerinin hatalı olarak kabul edildiğini, dava dilekçesinde zmms ve kasko poliçe teminatına dayanmayan davacının ıslah ile zikredilen poliçelere yaslanmasının iddianın genişletilmesi kapsamında olduğu, yasal olmadığı, ayrıca davacının manevi bir zararının da olmadığı ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, geçici hukuki koruma talebine ilişkin değerlendirmede bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ara kararda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, kaza tespit tutanağının ceza dosyasında temin edilen raporlar ile mahkemece aldırılan raporlara göre davacının asli %75 nispetinde kusurlu kabul edilmesine, kazanın oluşuna, delillere ve trafik mevzuatına uygun olmasına, baş bölgesinde yaralanan ve olaydan itibaren işitme problemleri yaşadığı anlaşılan davacı kazazedeye ilişkin kaza tarihi itibariyle SGK Maluliyet İşlemleri Tüzüğü Hükümleri nazara alınarak en nihayetinde Adli Tıp Genel Kurulu raporu uyarınca maluliyetin usulünce tayin edilmiş bulunmasına, davacının yaralandığı kazada ölüm meydana geldiğinden uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanması gerektiğinden ıslah edilen maddi tazminat bölümünün süresinde olup zamanaşımına uğramamasına, manevi tazminattan davalı sigorta şirketinin yazılı şekilde sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalı ….. Şirketi’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı ….. Şirketi’nin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.715,38 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 1.099,73 TL’nin mahsubu ile bakiye 3.615,65‬‬ TL’nin müstenif davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, dair 17/06/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 362/1-a madde ve fıkrası uyarınca kesin olarak karar verildi