Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1666 E. 2022/866 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 08/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 08/06/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın davacılar tarafından istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacılar vekili; müvekkili …’nin maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı otomobili ile 23.09.2011 günü kurallara uygun bir şekilde Aydın istikametinden Denizli istikametine seyir halinde iken …’ın sürücüsü, … Ltd. Şti.’nin maliki olduğu … plakalı çekicisi ile Denizli istikametinden Aydın istikametine doğru giderken kurallara aykırı bir biçimde U dönüşü yaparak müvekkilinin aracına çarptığını, meydana gelen kaza neticesinde müvekkilinin ve yanında yolcu olarak bulunan müvekkilleri … , … , … ve …’nun yaralandığını ileri sürerek müvekkili … adına 1.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminat, müvekkili … adına 1.000 TL maddi tazminat ile 40.000 TL manevi tazminat, müvekkili … adına 1.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminat, müvekkili … adına 1.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminat, müvekkili … adına l.000 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kazanın 23/09/2011 tarihinde gerçekleştiği, iş bu davanın ise 06/05/2021 tarihinde ikame edildiğini, 8 Yıllık uzamış ceza zaman aşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın zaman aşımı itirazları sebebi ile reddinin gerektiğini, manevi tazminat talepleri yönünden bir sorumluluğu olamayacağından her bir davacının manevi tazminat talepleri yönünden davasının müvekkili şirket yönünden ayrı ayrı reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi ve … vekili; yaralamalı trafik kazasının 2011 yılında gerçekleştiğini, ceza davasının dahi kesinleştiğini, davacıların tüm tazminat taleplerinin 8 yılda zamanaşımına uğradığını, davacıların raporları olmadığı gibi herhangi bir zarar kalemini ispata yarar harcama belgesi dahil hiçbir delil sunulmaksızın soyut taleplerle dava açıldığını, davacıların zararlarını gidermek üzere sigortaya başvurulduğunu ileri sürerek … Şirketine davayı ihbar ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı …’ın usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Mahkemece, zararın kapsamının belli olduğu (davacı tarafından öğrenildiği) tarihin 23/09/2011 kaza tarihi olduğu ve bu tarihten sonraki 2 yıl içinde dava açılmadığı gibi, KTK’nın 109/2. maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresi içinde de davanın açılmadığı gözetilerek davalılar sigorta şirketi ve … Şirketi yönünden davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinafında; davalılardan … davaya herhangi bir şekilde cevap vermediğini, bu davalı yönünden yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, ceza kanunu hükümlerinin, sadece ceza davasının zamanaşımının süresi ve başlangıç noktası bakımından uygulanacağını, davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı definin haksız olduğunu, davanın reddine ilişkin verilen kararın usule ve yasaya aykırılık sebebi ile kaldırılması gerektiğini ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
1-Bilindiği üzere HMK’nın 297.maddesi uyarınca mahkeme kararlarının her türlü çelişkiden uzak ,arı-duru biçimde oluşturulması gerekir. Yapılan yargılama esnasında taraflara tanınan hak ve borçların açık biçimde mümkünse sıra numarası almadan her türlü kuşkudan ari biçimde gösterilmesi gerekir. Yine kararın gerekçe bölümüyle hüküm kısmı birbiri ile çelişmemelidir. Aksi mutlaka kaldırma nedeni oluşturur. Buna göre, mahkemece gerekçede sürücü yönüyle kendisinin zamanaşımı def’i bulunmadığından hakkındaki uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen hükümde aksi yönde karar verilmesi doğru değildir. Bu yönüyle değişik gerekçe ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü gerekir.
2-HMK 353/1-a,6 ve 353/1-a,4 maddesine göre, Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması durumunda, bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir. (Değişik 28.07.2020T.7251 Sy.Kanun-35.madde)
3-Davacılar istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davacıların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
İstinaf başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; HMK’nın 353/1-a,6 ve 353/1-a,4 madde ve bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma nedenine göre davacıların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin ödenen istinaf ilam harcının istem halinde ilgilisine iadesine; başvuru giderlerinin ilk derece mahkemesince nihai kararda gözetilmesine, dair, 09/06/2022 gününde, oy birliğiyle ve HMK’nın 353/1-a madde ve bendi uyarınca kesin olarak karar verildi.