Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1634 E. 2022/1012 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: DENİZLİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/03/2022
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 30/06/2022

Yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararın istinaf edilmesi üzerinde dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Davacı vekili; 06/01/2009 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plakalı Denizli ….. ait resmi kamyonu ile zeminin ıslak olduğunu dikkate almayarak dikkatsiz şekilde seyir halinde iken direksyion hakimiyetini kaybederek yoldan çıkması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, kaza sonucunda müvekkilinin …. Hastanesinde tedavi gördüğünü, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sürücü …..in kusurlu bulunduğunu, davacı vekili 20/01/2022 havale tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava dilekçelerinde 100,00 TL olarak talep edilmiş olan maddi tazminat bedelini 153.788,26 TL artırdıklarını, 153.888,26 TL maddi tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili olan şirketin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kazanın poliçe vadesi içinde meydana gelmesi şartıyla poliçe teminat miktarı ile sınırlı olduğunu, meydana gelen zararların poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve gerçek zararın tazmini ile sınırlı olduğunu, davaya konu olayın iş kazası olduğunu, zorunlu trafik poliçesi kapsamında olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme, davanın kabulü ile 3608,20 TL geçici 150.280,06 TL sürekli iş görmezlik tazminatlarının 13/01/2017 tarihinden faiziyle tahsiline hükmetmiştir.
Davalı vekili istinafında; istemin zamanaşamı nedeniyle reddi gerektiğini, olayın iş kazası niteliğinde olduğu ve SGK ‘ya başvuru yapması için davacı tarafa süre verilmesi ve başvuru halinde sonucunun beklenmesi gerektiğini, maluliyet oranın yüksek belirlendiğini, hesap raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz yöntemiyle hesap yapılması gerekirken prograsif rant yönteminin uygulandığını, dava tarihinden faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek hükmün kaldırılması ile talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren gerektiren sebep bulunmadığından HMK’nın 353. Ve 355. Maddeleri gereğince inceleme ve müzakereler kamu düzeni ve istinaf nedenleriyle sınırlı biçimde dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usule ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle kanıtların toplanması ve değerlendirilmesinde bir usulsüzlük görülmemesine, mahkemenin ilamda yazılı şekilde ortaya koyduğu taktirine, daha önce iş mahkemesinde görevsizlik kararı verildiği, görev uyuşmazlığı sonucu BAM 5.Hukuk Dairesince görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olarak belirlendiği, TBK’nun 49.maddesine göre uyuşmazlığın karara bağlandığı, davalı tarafın yargılama aşamasında zamanaşımı savunmasında bulunmadığı, mahkemenin değerlendirmesi ve vardığı neticede istinaf nedenleri yönüyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, maluliyeti belirleyen ve hükme esas alınan rapora karşı süresinde itiraz etmediği, yine tazminat hesap raporunda ATK 2.İhtisas Kurulunca belirlenen %12 maluliyet ve 3 ay geçici işgöremezlik süresi, davacının kusursuz oluşu, TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi ile Yargıtay 4.HD’nin yerleşik ilke ve uygulaması doğrultusunda hesaplama yapıldığı , davalının rapora süresinde itirazı da bulunmadığı bu yönüyle maluliyet ve hesap raporunu benimsemiş olduğu ve davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, davacı tarafça davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılarak temerrüde düşürüldüğü gözetilerek ilk derece mahkemesince usulünce faiz başlangıç tarihinin belirlendiği anlaşılmakla 6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi kapsamında yapılan inceleme neticesinde istinaf talebinin yerinde olmadığının anlaşılmasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1.madde ve bendi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalı vekilinin başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 10.512,11 TL karar harcından peşin olarak yatırılan 2.628,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.884,09‬ TL’nin davalıdan tahsili ile haziniye gelir kaydına, davalı tarafından başvuru giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kararın taraflara tebliği ile avans ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, kararın Dairemiz tarafından taraflara tebliğine, İlişkin dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 30/06/2022 tarihinde 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 361/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.