Emsal Mahkeme Kararı Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/1622 E. 2022/998 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
DÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ İSTİNAF KARARI

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: ANTALYA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA: Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/06/2022

Davacı vekili; davalı ….’ın araçla seyir halindeyken müvekkiline çarptığı ve ağır yaralandığını, maddi manevi zarara uğradığını sigorta tarafından ödeme yapılmadığı gibi uzlaşma da sağlanamadığını ileri sürerek şimdilik 200 TL maddi tazminat ile 30.000 TL manevi tazminata hükmolunması istemiştir.
Davalı …. vekili; konu ile ilgili ceza davası bulunduğunu, müvekkilinin meşru müdafa sarısında kaza meydana gelmekle kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Sigorta vekili; araç sürücüsünün kusurunun tespit edilmediğini ve maluliyetinin belirlenmediğini, tedavi gideri, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamı dışında olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; kesinleşen ceza mahkemesince kabul edilen oluş doğrultusunda davalının eyleminin meşru müdafa kapsamında olup, TBK’nun 64/3.maddesi kapsamında kaldığından zarardan sorumlu tutulamayacağı eylemde hukuka uygunluk sebebi bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf eden davacı vekili; ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hakimini bağlayıcı nitelik taşımadığını, hukuk hakimince kast, kusur ve ihmalin incelenerek değerlendirme yapılması gerektiğini, TBK’nun 63. ve 64.maddeleri gereği saldıranın şahsına veya malına verilen zarardan kişinin sorumlu tutulmayacağı, oysa olayda zarar gören müvekkilinin 3.kişi durumunda olduğunu, ayrıca davalı sigorta şirketi yönüyle bir değerlendirme yapılmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Duruşma açılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından inceleme ve görüşmeler HMK’nın 353’üncü maddesi uyarınca dosya üzerinden yürütülmüştür.
Buna göre;
Davacı vekili; olay tarihinde davalı sürücü …’ün içinde bulunduğu araç ile ileri geri manevrası sırasında müvekkilinin ağır şekilde yaralanmasına ve ayağının kırılmasına neden olduğunu, belirterek, kaza nedeniyle uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince; Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında; davalı hakkında kendisine yönelik gerçekleştirilecek olan muhtemel bir saldırı karşısında ve başka suretle korunma olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulma zorunluluğu ile kalabalık grubun saldırısına uğrayan davalının olay yerinden aracı ile uzaklaşmak isterken ileri geri manevra yaparken olayın meydana geldiği sabit olmakla birlikte sanığın eyleminin meşru müdafaa kapsamında kaldığından TCK’nun 25 ve CMK 223/2-d maddesi uyarınca beraatine karar verildiği ve BAM 1.CD’ce mağdur vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek beraat kararının kesinleştiği görülmüştür.
Şu durumda; dosya kapsamı ile davaya konu olayın işletme halindeki motorlu aracın karayolları üzerinde seyri sırasında gerçekleştiği, bu nedenle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca olayın trafik kazası mahiyetinde olduğu, ancak Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasındaki beraat gerekçesi ile Antalya BAM 1.Ceza Dairesinin ….. esas ve karar sayılı ilamı ile davalı sürücünün eylemini meşru müdafaa sınırları içerisinde gerçekleştirdiğinin kabul edilmesine göre benzer mahiyetteki Dairemizin 29/11/2019 tarih ve …. -…. esas karar sayılı kararının temyizi üzerine Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin …. esas-…. karar sayılı kararı çerçevesinde davalı sürücünün eylemini meşru müdafaa sınırları içerisinde gerçekleştirdiğinin kabul edilmesine göre davalıya kasıt veya kusur izafe edilemeyeceğinden, (davalı sigorta şirketinin ise ancak sigortalı araç sürücüsünün kusur ve sorumluluğu oranında zarardan sorumlu tutulabileceği somut olayda ise davalı sürücüye sorumluluk yüklenemeyeceği) mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemekle HMK’nın 353/1-b-1 madde ve bendi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeye göre;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin yatırdığı 54,40 TL’nin mahsubuna, bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Başvuru giderinin müstenif davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansın ilgililerine iadesine;
5-Avans iadesi, tebligat, kesinleştirme ve benzeri işlemlerin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
İlişkin dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda29/06/2022tarihinde, 6100 Sayılı HMK’nun 361/1 ve 362/1-a maddeleri uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta süre içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.